Alevilerin esit yurttaslik haklarini taniyin!
Iki hafta önceki yazimda deginmistim; Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, yillik olagan toplantisinda Alevilerin AIHM ve ardindan Büyük Daire tarafindan kesinlesen kararlariyla ilgili Türkiye’nin “Duymadim, Görmedim, Bilmiyorum” tutumunu da görüsecekti.
Sürpriz beklenmiyordu zaten ve sonuçta 6 Aralik’ta büyükelçiler düzeyinde yapilan toplantida, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Avrupa Insan Haklari Mahkemesi’nin (AIHM) Alevilerle ilgili aldigi iki kararin uygulanmasi konusunda Ankara’nin sorumlulugunu hala yerine getirmedigi uyarisinda bulundu.
Söz konusu kesinlesen, dolayisiyla geregi yerine getirilmesi gereken AIHM kararlari ile, Türkiye’nin ibadet mekanlarina devlet tarafindan taninan elektrik faturalarini ödemekten muaf tutulma gibi “imtiyazlardan” cemevlerinin de yararlandirilmasina ve “zorunlu din derslerinin” Aleviler ve Sünni olmayan diger din ve inanç gruplari bakimindan “ayrimcilik” olusturduguna, dolayisiyla düzeltilmesi gerektigine hükmedilmisti.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi açikladigi kararda, yerel mahkemenin cemevlerinin elektrik faturalarinin bir kisminin geri ödenmesi yolunda verdigi karari tatmin edici bulmadigini ve bunun AIHM’in Alevilere yönelik ayirimci uygulamalarin kaldirilmasi yolundaki talepleri dogrultusunda ‘yeterli görülmedigini’ vurguladi. Kararda, AIHM hükmü dogrultusunda vergi indirimi de içinde olmak üzere Alevilerin diger dini gruplara taninan sübvansiyonlardan ve ayricaliklardan faydalanmalari gerektigi bildirildi.
Kararda; “zorunlu din dersleri” konusunda ise, Türkiye’nin, ilk ve orta dereceli okullardaki Din ve Ahlak Dersi müfredatina Alevilerle ilgili bilgilerin de konuldugu ve ailelere istekleri dahilinde bu derslerden muaf olmak için yasal basvuru hakki tanindigi seklindeki savunmasinin, AIHM kararini karsilamadigi uyarisinda bulunuldu. Uyarinin gerekçesi olarak, bu tür bir yasal prosedürün aileler açisindan bir “yük” olacagi ve ayni sekilde ailelere din ve inançlarini açiklamasi zorunlulugu getirecegi gerekçesiyle sorunlar yaratacagi belirtildi.
Avrupa Konseyi kararinin sonucunda, Türkiye’ye 2020 Haziran ayina kadar bu sorunlara çözüm getirecegi bir “eylem plani” hazirlamasi için mühlet verildi.
Konunun direkt muhatabi kurum olarak Adalet Bakanligi ve Disisleri Bakanligi tarafindan bu satirlari yazdigim esnada henüz bir açiklama yapilmamisti. “Bu karari tanimiyoruz, bizim için yok hükmündedir” mi diyecekler yoksa baska bir konuyu açiklamama açiklamasi mi yapacaklar, bilemiyorum. Ama herhalde açikça “Hukuk nedir ya? Biz isimize gelmeyen hukuka hukuk demiyoruz zaten!” demezler. Yoksa, derler mi?
Maksat kayda girsin diye malumun ilani kabilinden ben söylemis olayim:
– Aleviler herkes kadar bu ülkenin yurttasidir ve esit yurttaslik haklarini istemektedirler… Kendi ülkelerinde, kendi vatanlarinda inançlarini, ibadetlerini, kimliklerini gizleyerek, saklayarak yasamak istemiyor ve vergi verdikleri, askerlik yaptiklari devletin varliklarini görmezden gelmesine artik riza göstermiyorlar…
– “Hepimiz esitiz, din kardesiyiz, mesele Hz. Ali’yi sevmekse en süper Alevi biziz!” türü söylemlerin demagoji olarak bile hiçbir kiymet-i harbiyesi yok Aleviler için. Sn. Erdogan bu tür söylemlerle Alevileri oyalayabilecegini söyleyen danismanlarini derhal kovsa yeridir…
– Yurt sathinda sayisi bin dolayinda olan cemevi vardir ve sayilari ihtiyaç ve imkanlar dahilinde daha da artacaktir. Halihazirda bu cemevleri “dernek” statüsündedir. Ya “Böyle dernek mi olur?” deyip kapatacaksiniz ya da islevsel, reel statülerini taniyacaksiniz… Çünkü Aleviler dini vecibelerini bu mekanlarda yerine getirmektedirler. Sehit cenazelerine dahi ayrim yapmakla bu gerçegi karartmak mümkün degildir…
– Din ve Ahlak Bilgisi adi verilen derslerin kitaplarina Haci Bektasi Veli’den gelisigüzel sözler koymakla o derslerin zoraki Sünni-Hanefi mezhep empoze edilen karakterini kimlerden nasil saklayabileceksiniz? Bu derslerin “zorunlu” olmasi Alevi ve diger din ve inanç mensubu çocuklarimiz için, lafi egip bükmeye gerek yok, bir zulümdür, bir sistematik asimilasyon gayretkesligidir. Ve asimilasyon, bir zamanlar Sayin Recep Tayyip Erdogan’in Almanya’daki gurbetçilerimize hitap ederken söyledigi gibi, bir insanlik suçudur…
Almanya demisken, Almanya ve birçok Avrupa ülkesinde Alevilerin din ve inanç özgürlügü hakki kapsaminda haklarinin taninmasinin neden rahatsizlik konusu olduguna da deginmek gerek… Bir dahaki yazida…
Türkiye Alevilerin “esit yurttas” haklarini tanimak konusunda sorunu daha fazla sürüncemede birakma imkanina sahip degildir. Demagoji ile ancak bu kadar ve buraya kadar…
————————————————————
Marmara Yerel Haber-12 Aralik 2019
Cafer Solgun