ANILAR BELGELER 4
Kamer Beysülen
Sair, politikaci ve yazar Kemal Burkay’in, anilarini kaleme aldigi, serinin 4. Cildi ‘Anilar Belgeler 4’ ismiyle, ‘Özgürlük Yolu Vakfi Yayinlari’ etiketiyle, Ekim 2020 tarihinde yayinlandi.
Bilindigi gibi Kürt Politikaci, Sair ve Yazar Kemal Burkay’in, anilarinin 1. Cildi 2001 yilinda yurtdisinda ‘Roja Nû Yayinlari’ ardindan 2002 yilinda ise Istanbul’da ‘Deng Yayinlari’ tarafindan yayinlanmisti.
Serinin 2. Ve 3. Ciltleri baskiya hazir olmalarina ragmen, bazi nedenlerden dolayi bekletildiler. 2. Cilt 2009 yilinda yurtdisinda, 2010 yilinda da yurtiçinde yayinlandi. 3. Cilt ise 2019 yilinda Ankara’da yayinlandi.
Geçtigimiz ay (Ekim 2020) yayinlanan 4. Cilt, 1995-2010 yillari arasindaki 16 yillik dönemi kapsiyor ve diger ciltlere göre biraz daha kapsamli.
Bu dönem, ayni zamanda Kürt halkina, rejim karsitlarina ve basina karsi zulüm ve baskinin arttigi, Kürt aydin ve is adamlarinin katledildigi, Faili meçhullerin gün be gün arttigi, cezaevlerinde katliam ve baskilarin ayyuka çiktigi bir dönemdir. Artik muhalifler için evleri de dahil hiçbir yer güvenli degildir.
Sair ve Yazar Kemal Burkay’in anilari ayni zamanda ülkenin son 60-70 yilinin bir panoramasidir. Burkay; siyasi çalismalarinin yani sira hem yurtdisinda hem de ülkede yasananlari yakindan takip etmis ve onlara anilarinda genis sekilde yer vermis.
90’li yillar Türkiye’de, özellikle Tansu Çiller’in basbakanligi döneminde faili meçhul cinayetlerin hiz kazandigi bir dönemdir. Bunlar gerçekte; Kürt aydin ve yurtseverlerine, aayni zamanda Kürt ulusal mücadelesine destek veren Türk aydinlarina karsi, devlet himayesindeki çeteler tarafindan, devletin onayi ile muhalefeti sindirmek için belli bir plan dahilinde islenen suçlardir. Bu nedenle de failleri yakalanmiyor, bazilari yanlislikla yakalansa bile gelen uyari üzerine derhal serbest birakiliyordu. Bu faili meçhul cinayete kurban gidenlerden bir tanesi de Avukat Medet Serhat’tir. Burkay, anilarinda bu olaya yer veriyor ve söyle anlatiyor:
‘Avukat Medet Serhat de 11 Kasim 1994 gecesi Istanbul Erenköy’de profesyonelce bir eylem sonucu arabasinda vurularak öldürüldü. Arabada soförü Ismail de yasamini yitirirken esi Yurdanur agir yaralandi. Bu da rejimin güdümlü çeteleri tarafindan yapilan bir eylemdi. Medet, bizim dönemin aydin ve yurtseverlerindendi. 1959’daki ’49’lar Davasi’nda, yine 1963’teki ’23’ler Davasi’nda tutuklanip yargilanmisti. (
)
Medet’in Cenazesi, bes bin dolayinda bir kitlenin katilimiyla 16 Kasim günü Zincirli Kuyu Mezarliginda ‘Ey Reqip’ marsi esliginde topraga verildi.
Bu olaydan birkaç ay önce de Avukat Yusuf Ekinci Ankara’da benzer biçimde katledilmisti. Onu da daha ögrencilik döneminde taniyordum: Tarik ve Tahsin Ekincilerin kardesiydi, sol ve yurtsever mücadelenin içindeydi. 12 Mart döneminde Diyarbakir DDKO davasinda birlikte yargilanmistik.’
Burkay; Basbakan Çiller’in bir ara, PKK’ya yardim edenlerin listesinin ellerinde oldugunu söyledigini ve bunun ardindan bazi Kürt is adamlarina yönelik seri cinayetlerin basladigini belirterek;
‘Ünlü ‘Susurluk Olayi’ndan sonra yapilan sorusturmada tüm bu cinayetlerin devletin bilgisi ve onayi ile yapildigi, resmi olarak da belgelendi; ama ne katiller yakalandi ne de onlari yönlendirip himaye edenlerin üzerine gidildi. Suçlu, ayni zamanda güçlüydü!’ diyor.
Kirli savasin yogunlastigi 1993-95 döneminde Kürt Basinina yönelik baskilarin da yogunlastigini, toplatma, belli sürelerle yayin durdurma, ya da temelli kapatma, agir hapis ve para cezalari. Yayinlarin Kürdistan’a girisinin ve dagitiminin engellenmesi ve yasaklanmasinin artik kaniksandigini, gazeteciler ve yazarlara yönelik tehdit ve cinayetlerin çogaldigini belirten Kemal Burkay;
‘Kürt basini tüm bu kosullar içinde, esine az rastlanir bir inat, fedakarlik ve dirençle yoluna devam etti. Tutuklanma, ülkeyi terk etme gibi nedenlerle gazete ve dergilerin sorumlu müdürleri, sahipleri durmadan degisti. Kapanan yayinlarin yerine yenileri çikti. Öldürülen gazetecilerin yerine yenileri görevi devraldilar. Ama rejim de Kürt basinini, bunun yani sira kirli savas karsiti her sesi susturmak, dikensiz gül bahçesi yaratmak için kararini vermisti. Bunun için isi gazeteleri bombalamaya kadar vardirdilar.’
Kürdistan’dan Bati Avrupa’ya ilk göçün, 12 Mart darbesi sonrasi basladigini ve az sayidaki politik mülteciyle sinirli oldugunu belirten Burkay;
’12 Eylül sonrasi baslayan göç, günümüze kadar hiç durmadi. Üstelik siyasi nedenlerle de sinirli kalmadi; kirli savasla bosalan köy ve kasabalar, altüst olan sosyal ve ekonomik yasamla birlikte daha da hizlandi. Ayni nedenlerle Kürdistan’in Iran ve Irak parçalarindan da Avrupa’ya göç yasandi. Bu göç dalgasindan Suriye’deki Kürtler de etkilendiler. Böylece yillar içinde salt Bati Avrupa’da iki milyon dolayinda bir Kürt nüfus olustu.’
Yurtiçinde böylesi bir kaos yasanirken, yurtdisindaki siyasi ve kültürel faaliyetler de olanca hiziyla devam ediyor. Parti kongreleri ve konferanslar, diplomatik görüsmeler, geziler, toplantilarin yani sira, Burkay’in siir, mizah ve siyasi kitaplari da yurtiçinde ve disinda yayinlaniyor.
Burkay anilarinda; Kürtler arasi gerilimi, PKK bahanesiyle Güney Kürdistan’a operasyon yapilmasini, Apo’nun Suriye’den çikarisini, Avrupa’da siyasi siginma çabalarini ve Kenya’da yakalanip Türkiye’ye getirilmesini, Imrali Durusmalarini anlatiyor:
‘Apo’nun durusmasi 31 Mayis’ta Imrali’da basladi.
Daha durusmadan günler önce rejim, akilalmaz abartili isler yapmaya basladi. Imrali adasinda ve Mudanya’da acayip güvenlik önlemleri aliniyordu. Apo’ya cam kafes yapilmisti. Bu olay ‘tarihi durusma’, ‘asrin en büyük davasi’ gibi adlandiriliyordu.’
Burkay, rejimin politik tutuklulara saldirisi ve kiyimini ise söyle dile getiriyor;
‘Rejim bir taraftan Bay ve Bayan Ecevitlerin tabiriyle, ‘Kader Kurbanlarina Af’ adi altinda bir yasayla hirsizi-katili serbest birakmaya hazirlanirken, politik tutuklulara yönelik olarak ise yeni tezgahlar pesinde idi. Kogus sisteminin denetimi zorlastirdigi ve ‘terörün’ cezaevlerinden yönlendirildigi ileri sürülerek hücre sistemine dayali F Tipi cezaevleri insa edilmis ve politik tutuklulari oraya tasiyip izole etmeye, fizik ve moral olarak yok etmeye varacak bir uygulama baslatiyordu. Cezaevlerindeki politik tutuklular dogal olarak buna tepki gösterdiler, açlik grevleri yogunlasti. Rejim ise bunu gerekçe yaparak ve politik tutuklulari biran önce F Tipi cezaevlerine geçirmek için 20 kadar cezaevinde harekete geçti. Jandarma, askeri komando ve polisten olusan 8 bin dolayindaki güçle, hükümetin teröristler diye niteledigi 12 bin dolayinda politik tutuklunun kaldigi cezaevleri kusatildi. 19 Aralik’tan baslayarak koguslara saldirdilar. Kursunlayarak, bombalayarak, yakip yikarak acimasizca bir kiyim yaptilar.’
(
)
‘Bu acimasiz ve kanli operasyona ise insanlarla alay eder gibi ‘Hayata Dönüs’ adini verdiler
’
Kitapta; ülkede ve dünyadaki önemli gelismeler, iktidar degisiklikleri, yeni kurulan siyasi partiler. Yeni kitaplar, gazetecilerin kendisiyle yaptigi söylesiler ve siirleri hakkinda yazilanlar. Siyasi ve edebi çalismalar, kendisine ve partisine yönelik saldiri ve karalamalar ile yitirdigi yoldaslari ve arkadaslari için yazdiklarinin yaninda belgeler ve resimler yer aliyor.
Büyük boy ve ciltli olarak yayinlanan kitap; 720 sayfadan olusuyor
iyi okumalar dilegiyle
Kamer Beysülen