Arkasi güçlü olmayanlara af yok mu?
Meclis’e sunulan Yeni Infaz Yasasiyla af geliyor. Malum korona tehlikesi, hayatimizdaki pek çok aliskanligi kökünden degistiriyor.
Virüsün yayilmasini önlemek için hayata geçirilen tedbirler çerçevesinde sadece sokaktaki insanlarin izolasyonu degil, cezaevlerinde yeni tedbirlerin alinmasini da bir ihtiyaç haline getirmis bulunuyor.
Uzun süredir tartisilan ancak gündeme almaya cesaret edilemeyen Yeni Infaz Yasasi, korona salgini vesilesiyle hizli sekilde gündeme alinmis oldu. Yeni yasanin nihai çerçevesini AK Parti ve MHP belirleyecek, muhtemelen halen tartisilmakta olan düzenlemenin ilk hali üzerinde degisiklikler yapilacaktir. Mevcut haliyle düzenleme, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin Infazi Hakkinda Kanun, Infaz Hakimligi Kanunu ve Türk Ceza Kanunu ile Ceza Muhakemesi Kanunu basta olmak üzere 10 farkli kanunda degisiklik öngörüyor. Buna göre; hükümlülerin ceza infaz kurumlarinda geçirdigi süre kisaliyor.
Tekrar eden suçlar, cinsel suçlar ve uyusturucu ticareti suçlarindaki 4’te 3’lük saliverilme orani 3’te 2’ye indiriliyor. Yani uyusturucu saticilarinin, torbacilarin suçlari hafifletilerek saliverilecekler. Yeni kanuna göre sapik ve katiller de cezaevinden çikarilacaklar. Ancak düsünce ve basin suçundan hüküm giyen gazetecilerin, siyasetçilerin, sivil toplum temsilcilerinin suçlari terör kapsamina sokuldugu için yeni yasadan yararlanamayacaklar.
Bilindigi gibi Anayasa Mahkemesi, Avrupa Insan Haklari Mahkemesi ve Yargitay’in kararlarina ve içtihatlarina ragmen, düsünce ve basin suçlarindan hüküm giyenler, hukukun arkasindan dolasilarak icat edilen gerekçelerle içeride tutulmaya devam ediyorlar. Öyle anlasiliyor ki yeni düzenleme bu haliyle yasalastigi taktirde Ahmet Altan, Osman Kavala ve Selahattin Demirtas gibi isimlerin içeride tutulmalariyla ilgili gerekçeleri evrensel hukuk normlariyla izah etmek biraz daha olacak gibi görünüyor.
Maalesef bu tür negatif örnekler, gerek içeride gerekse dis dünyada Türkiye’nin hukuki görünürlügüne zarar vermektedir. Mesela kimlerin içeriye gireceginin ve ne kadar içeride kalacaginin tayini konusundaki mevcut uygulamalarin hukuki kriterler açisindan izahinda yasanan sikintilar zihinlerde tereddütler olusturmaktadir.
Iste tam da bu yüzden yeni infaz yasasi, insanlarin zihninde, ‘Acaba yeni düzenlemeden sadece arkasi güçlü olanlar mi yararlanacak?’ sorularina yol açmaktadir.
Yakin dönemde yasanan bazi örnekler, bu konudaki endiseleri daha da arttirmaktadir. Hatirlayalim, Amerikali rahip Brunson FETÖ ve PKK adina casusluk yaptigi gerekçesiyle hakkinda dava açilmis ve 9 Aralik 2016 yilinda tutuklanmisti. Gizli taniklarin rahibin ‘casus’ oldugu konusundaki ifadelerine dayandirilarak gerçeklesen bu tutuklama Türkiye ile ABD arasinda ciddi bir krize dönüsmüs ve iki ülke arasinda yüksek perdeden suçlamalar yasanmisti. Ancak iki yila yaklasan Brunson davasinda olusmus bir suçun somut kanitlari bir türlü ortaya konulamamisti. Sonunda gizli taniklar verdikleri bütün ifadeleri inkar ettiler ve Brunson’u cezaevinden çikararak memleketine gönderdik. Böylece rahip krizi tatliya baglandi, Trump da çok mutlu oldu…
Iki gün önce emekli olan Yargitay eski baskani Ismail Rüstü Cirit o günlerde verdigi bir röportajda ABD’li Rahip Brunson, ve gazeteci Deniz Yücel ile ilgili kararlari örnek göstererek söyle diyordu: ‘Biz, bir taraftan ‘Yargi bagimsiz’ diyoruz, yargida yarin daha güzel seyler olacagini söylüyoruz. Ertesi gün bu kisiler serbest biraktiriliyor. Böyle bir sey olabilir mi? Yargi, millet adina bir vekalet yetkisini kullaniyor. Hakimlerin, bu vekalet görevini hiçbir sekilde baskasina vermemesi lazim geldigini söylüyoruz.’
Evet korona salginina karsi alinan tedbirler çerçevesinde, cezaevlerinde de koruyucu önlemlerin alinmasi insani bir zorunluluktur. Dolayisiyla infaz kurumlarindaki asiri yogunluk dikkate alindiginda, bazi cezalarda hafifletici düzenlemelerin yapilmasini izah etmek mümkün. Ancak bu konudaki yasal düzenlemelerin temel sarti, esitlik ilkesinin zedelenmemesidir. Düsünce ve basin suçlarinda oldugu gibi bazi suçlar istisna kapsamina alinarak yapilacak bir düzenlemeyi Anayasanin esitlik ilkesiyle de, hakkaniyet açisindan da izah etmek mümkün olmayacaktir. Eger böyle bir durumda insanlar ‘Acaba bizim de Trump gibi bir arkamiz olsaydi, aftan yararlanir miydik?’ diye sorarlarsa hiç sasirmayalim…
————————————————
27 Mart 2020
Mehmet Ocaktan