Askeri vesayet isiklari…
Ali BAYRAMOGLU
Hükümetlerin ‘kamu düzeni’ ifadesine Kobane olaylarindan sonra sarildigi malum.
Tabir, PKK’nin askeri, sivil, siyasi yapilarinin devletimsi etkinlerine seferber ettigi sokak hareketlerine son vermesi/verilmesini kastediliyordu.
Iç Güvenlik yasasi bu kosullarda gündeme geldi.
Pek çok güvenlik düzenlemesi gibi bu yasa da, idareye temel hak ve özgürlükler alanina dogrudan müdahale imkani veriyordu. Yasanin getirdigi, yargi karari olmadan, emniyetin polis sefi ya da mülki amirin inisiyatifiyle olaylara el koyma, gözaltina alma, genis arama yapma yetkisi, o dönemde ciddi olarak tartisildi ve hakli olarak elestirildi. Bu yasanin sistemdeki eksik hukuki denetimi daha da azaltacagi, keyfilige ve hak ihlallerine yol açacagi vurgulandi.
Temmuz ayi sonrasi terör olaylarinin artmasi, PKK’nin sehir savaslari aralanan bu kapiyi daha açti.
Denebilir ki, ‘bu durumun kaçinilmaz oldugu anlar vardir. Yaygin terör ve asayis olaylari, ayaklanma girisimleri, iç çatismalar, savaslar her ülkede güvenlik bulutlarini egemen kilar, bu tür düzenlemeleri asayis tedbiri halinde öne çikarirlar. Bugün olaganüstü hal uygulamasiyla, onlarca insani sadece süphe ettigi için ev hapsinde tutan önleyici tedbir uygulamalariyla Fransa buna bir örnektir.’
Bu argüman ilk bakista mantikli görünebilir.
Ancak açiktir: Bu tür düzenlemeler ve sonuçlari demokrasinin isleyisini, dengelerini, yetki-sorumluluk mekanizmalarini ciddi ve kalici sekilde bozuyorsa, mesele asayis sorununun sinirlarini asar. Her ülkenin mesrebine göre degisen baska bir öyküye, bizim gibi ülkelerde sistemin otoriterlesmesine, polis devleti isaretleri vermesine, idarenin otoriter keyfiligine, askeri vesayet isiklarinin yanmasina yol açar. Asayis tedbirleri ve mantigi, siyasi mantik ve tedbirleri geri iter ve adim adim tüm sisteme hakim olmaya baslar.
Hukuk devletlerinde toplumsal ve siyasal sorunlar karsisinda asayis tedbirlerinin istisnai, anlik ya da geçici siyaset ve demokrasi araçlarinin ise ayricalikli ve sürekli olmasinin da mantigi da burada yatar. Ilke basittir: Alinacak hiç bir tedbir mesruiyet ve hukukilik sinirlarini asamaz. Ve alinacak hiç bir olaganüstü tedbir, hiç bir sekilde ve hiç bir gerekçeyle olaganüstü hukuk izi ve süreklilik tasimaz…
Türkiye bu açidan zemin kaybediyor mu?
Evet, kaybediyor.
Son 14 yilda, AK Parti döneminde, tüm aksakliklara, araya giren, magdurlar üreten, yargiyi örseleyen kumpas girisimlerine ragmen, devlet içindeki özerk askeri alanin daraltilmis, askeri otoriteyi sivil otoriteye bagli kilan reformlarin yapilmis olmasi, ‘devrim’ niteliginde önem tasir.
Sivillesme hamleleriyle askeri imparatorluktan askeri cumhuriyete uzanan, yasalara, geleneklere, uygulamalara sinmis bir süreklilik kirilmisti. Su an yasanan demokrasi sorunlarinin disinda kendi basina ciddi demokrasi sorunu kalemi olusturan bir meselenin beli kirilmisti.
Bugün Türkiye, Kürt sorununun çözümünde siyaset yolunun tikanmasi ve askeri seferberlige geri dönüsün bir bedelini, bu konuda, sivillesme meselesinde, kismi bir geri dönüs riskiyle yasiyor.
Nitekim haberler, terörle mücadele gerekçesiyle, askeri vesayet döneminin temel taslarini olusturan kimi düzenlemelerin geri gelmek üzere oldugunu gösteriyor.
Bunlardan iki hususun altini özellikle çizelim.
Malum, 2009’dan buna yana, darbe girisimi, vs gibi örgütlü suçlarla ilgili olarak askerler sivil mahkemelerde yargilaniyorlar. Ancak yeni düzenlemeye göre, askerin görev sirasinda isledikleri suç, yeniden ‘askeri suç’ kapsamina alinacak ve yargi yeri askeri mahkemeler olacak. Askerin ‘siyasete müdahale etme’, ‘bildiri açiklama’, ‘muhtira verme’ gibi kimi eylemlerinin sorusturmasi sivil yargiya kapanacak ve askeri baskiya yönelik hukuki yaptirim tehdidi bir anlamda ortadan kalkacak.
Ikincisi su: Terörle mücadele operasyonlarinda birlik komutaninin yazili emriyle konut, isyeri ve kamuya açik olmayan kapali alanlara operasyon yapilabilecek. Böyle bir düzenleme, çatisma alanlarinda silahli müdahale ve ihlal iliskilerini arttiracak, askerin karar verici konumda olmasini saglayacaktir. Bu ise, simgesel olarak, vesayetin dönüsüne dair kokular yayar, sorular akla getirir.
Ancak mesele sadece asker degildir, bugün yasananlarin da gösterdigi gibi, ister asker ister sivil eliyle, hukuk devletinin ve demokrasinin örselenmesidir.
—————————————————-
Yeni Safak-12 Haziran
Ali Bayramoglu