Makale

Atatürk Milliyetçiligi ve Ehlibeyt Torunlarindan Dersimli Kemal Kiliçdaroglu

Avustralya’dan tüm Dengê Kurdistan, Dengê Azad ve Dengê Agiri site okuyucularina, yine her zamanki gibi ‘Merhaba’ demekle yaziya baslamak istiyorum.

Sayin okuyucular, çogunuz beni giyaben taniyorsunuz. Çünkü sizden 18.000 kilometre uzaklikta, dünya’nin Güney Kutbu Avustralya’da yasiyorum; ancak içinizden çok az kisi beni sahsen tanir. Ben Dersim’in Mazgirt kazasina bagli, Baba Mansun asireti’nin ikinci merkez köyü sayilan ‘Kûpik’ adli bir köyde, 1935 ve/ veya 36 sonbaharindan ana karninda çikip bu fani dünyaya gözlerimi açmisim. Koyu Alevi inançli bir aile ve toplum içinde büyüdüm. Çocuklugumda çok inançli bir Alevi idim. Köyde bensiz cem yapilmazdi; ben cemlerde bütün cemaâti zikir esnasinda costururdum. Ayrica bizim köylü Pir Seid Keko Yilmaz ve akrabasi adsiz sair, agit ve beyit bestekâri Seid Veli Yilmaz adli kisi ile defalarca kamberlik yaptim, ki biz Kürdler bu vazifeyi yapan kisiye ‘Koçek’ diyorduk ve halen de böyle deniliyor. Bundan baska, dedemin dört erkek çocugu -babam Ali en büyükleri- Baba Mansur asiret reisi Lodek köylü Seid Bertal’in evinde dogmuslar. Seit Bertal’in üç oglu vardi, ki bugün onlar bu dünyada yoklar. Ogullari sunlardi: Seid Süleyman, Seid Bektas ve Seid Iwik. -Ibrahim- Yani Seid Bertal 1937-38 Dersim katliam kasabi General Abdullah Alpdogan Pasa’nin yakin dostu Hüseyin Dogan’in dedesi. Ben bu aileyi ve bütün Lodek köylüsünü bir-bir -benim yasimdakilerini ve büyüklerle birlikte hepsini- tanirim. Bu adi geçen Seid asiretinden baska, bizim Mazgirt yöresinde bir kaç Seid asireti daha var. Örnegi Dewrêsgewr, Seysawûn ve digerleri.

Degerli okuyucular Kürd Alevilerin on iki kutsal ocaklari var, ki bunlarin on ikisi de Dersim merkezli. Bu on iki ocak, baska bir deyisle on iki asiretin bütün fertleri, kendilerini ‘Seid î Saadet, Evladi Resul ve Ehlibeyt ailesinden’ geldiklerini söylemekteler. Isin ilginç yani, bütün Sünni Seyh ve seidleri de ayni seyi söylüyorlar, ki bunlarim matematik sayilari milyonlara variyor. Yani Kerbela’da, Yezit’in öldüremedigi, sag kurtulan bebek Zeynel Abidin’den günümüze kadar çogalan milyonlarca insan…….

Degerli okuyucular beni bagislayin, ben yazi basliginin son cümlesiyle yaziya niyetlendigim için, yukardaki açiklamayi daha uygun buldum. Amacim ne demek istedigimi net bir sekilde sizlere aktarmak.

Yazinin son cümlesi ‘Ehlibeyt Torunlarindan Dersimli Kemal Kiliçdaroglu’ dedim. Evet bugünkü meshur, Ittihat î Terakki ve Teskilat î Mahsusa’ gibi fasist kadrolarin 1923’te kurduklari CHP irkçi kurumun bugünkü Genel Baskani, Dersim Alevi ocaklarindan Kurêsan asiretinin ocakzadelerinden biri Kemal Kiliçdaroglu da kendini asil Arap olan Ehlibeyt ailesinin torunlarindan biri sayiyor. Tabii bunu Genel Baskan’i bulundugu fasist kuruma ve o kurumu kendisiyle birlikte yöneten kisilere bunu söyleyemiyor, ama Dersimli zavalli taliplerine, baska bir deyisle müritlerine bunu söylüyor ve elini de öptürüyor. Paris’te sehit edilen Sakine Cansiz ve bugün Kiliçdaroglu ile ayni irkçi ve fasist kurum içinde zavalli Dersim halkinin oyuyla seçilmis Hüseyin Aygün’de, bu kendi halkina, yakin akraba ve ailesinin kasabina bir Tanri gibi tapan kisinin uzaktan akrabalari.

Hüseyin’in zaman-zaman çikislari ve bazi olumlu beyan ve davranislari her ne kadar olumlu bulsam da, onun o kurumda kalmasi, kendini Kürd degil de Zaza diye lanse etmesi, Zazalar ayri bir halk olsa da, kaderlerinin kesinlikle Kürd halkiyla birlikte degisebileceginin bilincinde olmamasi, bunu ifade etmemesi benim gibi bir çok Kürdistanli Kürdü üzmektedir.

Biliyorsunuz, Hüseyin’in 1937-38 katliami ile ilgili bir hayli arastirmasi ve kitaplari var. O arastirma ve kitaplarinda ‘Dersim katliami Mustafa Kemal’in emri ve direktifleriyle olmustur’ demesine ragmen, akrabasi ve Genel Baskan’i oldugu Kemal Kiliçdaroglu onun aksine, Türkiye ve dünya kamuoyuna ‘Mustafa kemal’i elestiren, onu sevmeyen haindir’ diyebiliyor, o ve onun gibi bir kaç diger Kürd milletvekiller de bu pervasiz deyis karsisinda sessiz, sedasiz o fasist kurumda kalabliyorlar. Tek kelimeyle yazik. Ya Kamer Genç? Iki yüzyildir ülkesi Kürdistan’in zalimler tarafindan isgal edildigini, 1937-38’de de yüzbine yakin kendi yöresi insaninin zalimce katledilmelerini unutarak, ‘Yunanistan 16 adamizi isgal etmestir’ demesi, her Kürdü çok incitiyor kanisindayim. Adam kendi ülkesinin isgal edilmesini unutmus, Marmara ve Ege-denizlerdeki 16 adadan rahatsiz. Namertlik olur ama, bu denli de olmaz. Ne yazik ki bizden Rayberler, Pirçolar, Qasolar hiç eksik olmaz. Iste bizim Dersimli Ehlibeyt torunlarindan biri olan Kemal Kiliçdaroglu ve onun müridi Qemo da Kürd namertlerinin yeni birer tipleri.

Sevgili okuyucular özellikle Kemal Kiliçdaroglu’nun halkinin celladini kendisine bir Tanri seçip, onun Dersim’deki acimasiz katliamina ‘Devrim süreçlerinde öyle seyler olagandir, onu elestirenler haindir’ derken, öyle bir zalimin milliyetçiligini de dünyaya örnek olarak gösteriyor ve söyle diyor:

‘Biz Atatürk Miliyetçisiyiz’.

Burada Kiliçdaroglu’na sormak lazim, söyler misin Atatürk Milliyetçiligi nedir ve nasildir? Atatürk hangi milletin bir ferdi? Orta Asya’dan gelen bir Oguz, Selçuk, Türkmen ve Mogol torunu mudur? Sahiden babasi Ali Riza midir? Dr. Riza Nur anilarinin üçüncü cildinin 551 sayfasinda bu insani nasil anlatiyor? Ayrica 17 Ekim 1917 Bolsevik devrimi olunca Mustafa Kemal’in sosyal, siyasal düsünce yapisi, dünyaya bakis açisi ne idi? Dilerim Kemal Kiliçdaroglu efendi bizim bu sorularimiza tatminkâr bir cevap verecektir, merhum Asik Veysel gibi. Zira Asik Veysel Atatürk’ün ölümünden sonra, ona bir agit bestelemis, görmeyen gözleriyle söyle diyordu: Aglayalim Atatürk’e/ Bütün dünya kan agladi/ Süleyman olmustu mülke/ Geldi ecel, can agladi. Fabrikayi icat etti/ Ataligi ispat etti/ Varligi Türk’e terk etti/ Döndü çark devran agladi. Sahiden bugünkü dünyamizda fabrikayi Atatürk mü icat etmisti? Veysel hiç fabrika görmüsmüydü? Görmese de adam Atatürk’ü böyle uzun-uzadiya yanik dörtlüklerle anlatiyordu. Nazim Hikmet ise Küvve î Milliye Destan’in da onu Antepten Afyon’a uçurmus bir Anka kusuna benzetirken, Asik Mahzun’i de ‘Gel-gel, mavi gözlüm, sari saçlim, Samsun’dan gel’ diye imdada çagirmisti ki Samsun’dan 18 yil sonra büyük bir orduyu onun baba ülkesine göndermis, onbinlerce çoluk, çocugu, kadin, genç ihtiyari çesitli metodlarla katlettirmisti.

Veysel Sivasli bir alevi, -kimi Kürd, kimi Ermeni asili der- Nazim ise aslen Polanyali bir Yahudi’nin torunu, Mahzuni ise babasi Dersim Hozatli. Tabii Mustafa Kemal’i öven, tanrilastiran yüzlerce sair, yazar, sözümona Türk bilim adami var; ama ben burada özellikle Mustafa Kemal’in Dersim Kürd halkina nasil baktigini, Dersim için ne dedigini ve nasil bir emir verdigini önce Kiliçdaroglu’na, daha sonra da onun gibi düsünen bütün Kürdelere ve vicdan sahibi insanlara degerli arastirmaci yazar Mehmet Bayrak’in Dersim-Koçkiri adli kitabinin 116-17 sayfasindan iki paragrafi aktarmak istiyorum.

Yil 1937, Ankara Türk Meclisi’inde: ‘Iç islerimizde en önemli bir sayfa varsa, O’da Dersim sorunudur. Içte bulunan is bu yarayi, bu korkunç çibani temizleyip koparmak ve kökünden kesmek isi her ne pahasina olursa olsun yapilmali ve bu hususta acil kararlarin alinmasi için hükümete tam genis yetkiler verilmelidir.’ der, bu söylem ve emir sonrasi, bu konuyla ilgili bakin o günün Basbakan’i Celal Bayar ne diyor: ‘Dersim’de birtakim hareketler oldugunu duyuyorduk. O siralar askeri manevralar vardi. Maresal Fevzi Çakmak bu manevralari idare ediyordu. Bir haber geldi. Eskiya bir karakolumuzu basmis; bazi askerlerimizin, tüfekleri alinmis. Durumu Atatürk duymus. Beni çagirdi. Durumu biliyorsun, gerekeni yap dedi…Hemen ise basladim. O gün Dersim’i vurduk…’ Bayrak’in kaynak aldigi yer (Akis der. Sayi:13/1987)

Evet degerli okuyucular, denilen ve yapilanlar hepsi birer gerçek. Bunun için gönül isterki Kemal Kiliçdaroglu Efendi ve onun gibi düsünen Kürd ve her vicdan sahibi Türk, Atatürk’ün gerçek demokratik milliyetçiligini anlatsin, biz de biran önce ögrenelim, su hainlik lekesini üstümüzden atip, aklanarak temizlenebilelim.

Bu uzun giristen sonra, basligin birinci cümlesi olan su meshur Atatürk Milliyetçiligini bir de gazeteci yazar Sayin Hasan Cemal’in 21 Subat’ta çikan bir makalesinden okuyalim. O bu konuyla ilgili söyle diyor:

Simdi bakalim, Atatürk milliyetçiligi ne olabilir?

Yil 1925, Kürdçe konusmak yasak! Sark Islahat Plani (kanunu) ‘Vilayet ve kaza merkezlerinde, hükümet ve belediye dairelerinde ve diger kuruluslarda, okullarda, çarsi ve pazarlarda, Türkçe’den baska dil kulananlar cezalandirilacaktir.’

Yil 1930, Adelet Bakani Mahmut Esat Bozkurt söyle der: Bu ülkede Türk olmayan hizmetçi olur!

‘Benim fikir ve kanaatim sudur ki, memleketin kendisi Türk’tür. Öz Türk olmayanlarin Türk vataninda bir hakki vardir. O da hizmetçi olmak, köle olmaktir.’

Yil 1925, Meclis Baskani Abdülhalik Renda’nin Dogu Raporu’ndan, Kürdleri Türk yapmak! ‘Türkçeyi hakim dil haline getirmek… Firat’in batisindaki vilayetlerin bir kisminda daginik vaziyette yerlesmis olan Kürdleri Türk yapmak…’

Yil 1926, Mülkiye müfettisi Hamdi Bey’in raporundan: Dersim bir çiban! Dersim gittikçe Kürdlesiyor. Tehlike büyüyor. Dersim Cumhuriyet için bir çibandir. Bu çiban üzerinde kesin bir amaeliyat yaparak aci sonuç ihtimali önlenmelidir.

Yil 1930, Irksal haklar için Basvekil Ismet Pasa’nin 31 Agustos 1930 tarihli Milliyet’e demeci:

‘Bu ülkede sadece Türk Ulusu irksal haklar talep etme hakkina sahiptir. Baska hiç kimsenin böyle bir hakki yoktur.’

Yil 1931, Genel Kurmay Baskani Fevzi Çakmak Pasa’nin raporundan: ‘Dersim cahildir. Zorunlu iskan uygulanmalidir. Yüksek memurlara koloni (sömürge) yönetimlerindeki yetkiler verilmeli. Türklük telkini yapilmali. Kürd kökenli yerli memurlar tümüyle bölgeden çikarilmali. Dersimli oksamakla kazanilmaz. Türk toplumu içinde Kürdlük eritilmelidir.

Yil 1932, Içisler Bakani Sükrü Kaya’nin raporundan: ‘Kuzey Dersim halki batiya göç ettirilmelidir. Yerli memurlar (yani Kürdler) casustur. Dersimlilere kendilerinin aslen Türk olduklarini ögretmek lazimdir.’

Yil 1935, Ismet Inönü raporundan:

Elazig, Erzincan, Erzurum gibi büyük merkezlerin Türklestirilmesi önem arz etmektedir. Bitlis’i bir Türk yuvasi ve kalesi halinde tutmaliyiz. Erzincan Kürdlesirse, Kürdistan kurulabilir.’

Yil 1940, CHP raporunda: ‘Kürdler Türklestirilmelidir. Kürd meselesi Türkiye’nin en mühim meselesidir. Asimilasyonun ilk sarti dil ögretmektir.’

Yil 1961, kendilerini Kürd sayanlar için 27 Mayis raporu:

‘Kendilerini Kürd sayanlarin kökenlerinin Türk oldugu ispatlanarak yayimlanmalidir. Bölgede asimilasyon politikalarina hiz verilmelidir. Dünya entelektüel muhitine Türkiye’de bir Kürd meselesi olmadigi anlatilmalidir.’

Yil 1961, 27 Mayis Darbesi’nin lideri Orgeneral Cemal Gürsel, Diyarbakir’da söyle der: ‘Bu memlekette Kürd yoktur, Kürdüm diyenin yüzüne tükürün.’

Evet sevgili okuyucular, iste Dersimli Kemal Kiliçdaroglu’nun Atatürk milliyetçiligi bu. Siz begenmezseniz de, Dersimli Kurêsûrdar Kemal ve Türk solunun büyük kesimi, bu milliyetçilige ta bastan beri bir sol kilif bulmus, demokratik kirmizi bir gömlek giydirmistir. Tabii halkinin katil kasabina Tanri gibi tapan Kürd Alevi kesiminin bir kisminin da bu saskin kisi ve gurup içinde oldugunu çok iyi biliyoruz. Yazik, sed mixab.

Yazik kör gözlere yazik. Ya Imrani da çikarsa bir kazik. Iste günümüzde en büyük öldürücü kazik da o olur.

Eger sahiden varsa Tanri, Kürdü korusun. Amin.

Not:

Mustafa Kemal yasadigi yüzyilin en büyük sansli diktatörü. Kosullar onu bahtli kildi ve çabuk öldü. Yoksa O’da birgün Ismet Inönü gibi, Ankara, Samsun, yada baska bir Kent’te tomates ve yumurta yagmuruna tutulurdu.

Kisacasi Hitler gibi zalim bir diktatöre örnek olan kisiye ‘Demokrat’ demek, onun milliyetçiligini de ilerici göstermek ne kadar ahlâki, onu her vicdan sahibi insana ve siz okuyuculara birakiyorun.

Onun heykellerinin ülkemiz Kürdistan’da yikilmasi dilegiyle. Hosça kalin.

Selamlar, saygilar.

Riza Çolpan, Sydney.

Riza Çolpan

Back to top button