|
Hüseyin Kızılocak |
|
|
|
|
|
|
|
YOL AYRIMI
|
2013-01-10 22:50
|
Hüseyin Kızılocak
|
|
Artık yolları kesin çizgilerle ayırmaktan başka çare yok. Savaş, silah ve şiddet isteyenler ile savaşa son verilmesini isteyenler yollarını ayırmalıdırlar.
Savaşın bu güne kadar Kürt halkına bir faydası olmadı, çözüme bir katkı sunmadı, aksine köstek oldu. Bir hayli gürültü koparsa da, sonuçta Kürt halkının özgürlüğüne köstek oldu.
Benimle tarihsel konuda aynı fikirde olmayanlar bile, bu günden sonra zerre kadar yararı olmayacağını görmek zorundadırlar.
Bu yüzden, silahların susmasını isteyenler, tam da şimdi, birlikte harekete geçmeli ve her ne gerekçe ile olursa olsun, silah ve şiddette ısrar edenlere karşı bir cephe oluşturmalıdırlar.
Ancak bu şekilde bu beladan kurtulunur ve Kürt sorununun çözümünün yolu açılmış olur.
Silahlı mücaddele ve şiddet kullanma konusunda Kürtler arasında farklı görüşler hep oldu.
Bazıları silahlı mücadeleyi benimsememekle birlikte, tümden reddetmedi.
Bazıları silahlı mücadeleyi temel kabul etmekle birlikte, bu yola başvurmadı veya gücü yetmedi.
12 eylül darbesinden sonra da, legal çalışma imkanları tümden yok olunca, PKK silahlı mücadeleye başladı. Silahlı mücadelenin nasıl başladığı, kimlerin etkisiyle başladığı konusunda bir hayli tez var ama şimdi önemli olan bu değil. Şu anda önemli olan savaş ve şiddetin dudurulması ve Kürt halkının bu cendereden kurtulmasıdır.
Çünkü silaha sarılan Öcalan bile artık silahların susmasını istiyor.
Daha önce de fırsatlar doğdu ama derin devlet/Ergenekon veya başka çevreler, bunu sabote etmeyi başardılar.
Şimdi yine olumlu bir rüzgar esiyor.
Şimdi, hem Kürt tarafında hemde Türk tarafında, silahların susmasını isteyenler, zaman geçirmeden birlikte bir cephe inşa etmeli ve bu sürecin yeniden sabote edilmesinin önüne geçmelidir.
Henüz kesin olmamakla birlikte, Paris’te ki cinayet, bu sürece köstek olmak isteyenlerin harakete geçtiklerini gösteriyor.
Öcalan yeni yakalandığında televizyonda açıkça hizmete hazır olduğunu söylemiş ve buna karşı büyük bir tepki oluşmuştu.
PKK’liler ve çevresindekiler, o zaman Öcalan’a ilaç verildiğini söylediler ama daha sonra o laflarını unutup, iradelerinin İmralı’da olduğunu söylediler.
Bu irade son zamanlara kadar devam etti. PKK’nın ve DBP’nin başındakiler muhatabın İmralı olduğunu yıllarca söylediler ama şimdi bazıları, yalnız İmralı olmaz diyor. Acaba ne değişti de tek muhattab İmralı olmaktan çıktı.
O zamandan bu zamana tek değişen şey, İmralı’nın kontrolunun Ergenekon’dan AKP’ye geçmiş olmasıdır. Silahların susması, Ergenekon ve bazı başka odakların işine gelmediğinden, İmralı irade olmaktan çıktı.
AKP’nin İmralı’yı kontroluna geçirmesi ve Öcalan’ın silahları bırakmak istemesi, Kürt sorununu çözmez ama hiç olmazsa bu şiddetin ve kör döğüşünün bitmesinin yolunu açabilir.
Bu silahlı mücadele, kör döğüşü, derin devlet/Ergenekon ve onların uzantılarının eliyle yürütüldü. Bunun gizlisi saklısı da kalmamış. Adamlar 1000 kişilik kadroyla hem kuruyor hem de yönetiyorlar.
Bu kısa tarihçeden sonra, yine başa dönmek istiyorum.
On binlerce insanımızın ölmesine, milyonların yerlerinden yurtlarından olmasına sebep olan bu savaş bitmeli.
Bir tarafında derin devlet, Ergenekon, öbür tarafında güya Kürtlerin olduğu ama yine aynı eller tarafından yönetilen ve yürütülen bu savaş, bu şiddet bitmeli artık.
Ancak bundan sonra Kürt sorununun çözüm yolu açılabilir.
Ancak bundan sonra, Kürtler, Arap baharında olduğu gibi dünyanın gündemine terörist değil, hakları verilmesi gereken bir halk olarak girebilir.
Ey Kürt halkı!
Onbinlerce evladınızın katledildiği ve bu kadar yıkıma sebep olan bu şiddeti bitirmenin zamanı gelmedi mi?
Ey Türk halkı! Onbinlerce evladınızın kadledilmesine sebeb olan ve bütçenizin büyük bir kısmını yutan bu şiddeti bitirmenin zamanı gelmedi mi?
Bence bunun tam zamanı!
Halk desteğine sahip Hükümet bu yolda bir adım attı ve silahlı mücadeleyi başlatan Öcalan’la görüşmeye başladı. Bu atılan adımdan geri gidilmemesi için, bu şiddetin durmasını isteyen herkesin harekete geçmesi gerekiyor.
Şimdi eskileri bir yana bırakmanın zamanıdır.
Kürt kesiminden şimdiye kadar bu şiddete destek verenler ama artık yeter diyenler!
Bu şiddetten bıkanlar! Sessiz kalmayın.
Öcalan irademiz diyenler, işte o da, her ne sebeple olursa olsun, bu şiddetin bitmesini istiyor!
Onurlu PKK ve DBP’liler, artık bu buyunduruktan kurtulmanızın zamanı geldi!
Hatta, isteyerek yada istemeyerek, derin devlet/Ergenekon veya başka odakların kontroluna girmiş kimseler, cesaretle kimliğinizi ve yaptıklarınızı, duyduklarınızı, gördüklerinizi açıklıyarak, sürece destek verebilir ve onurunuzu kurtarabilirsiniz!
Aynı şekilde Türk kesiminden, bu şiddetin bitmesini istiyenler! Sessiz kalmayın! Bu sefer bu kör döğüşünün bitmesi için, yeniden sabote edilmemesi için örgütlenin.
Şu yada bu şekilde, şimdiye kadar bu şiddete destek verenler de yada içinde olanlar, cesaretle bildiklerini ve gördüklerini açıklayarak ve sürece destek vererek onurlarını kurtarabilirler.
Elbette en önemlisi, Bu kör döğüşünün bitmesini isteyen örgüt ve aydınların, kitlesel bir hareket yaratmak için vakit kaybetmeden hareket geçmeleridir.
Böylesine kitlesel bir hareket karşısında kimse duramaz ve halklarımız bu kör döğüşünden kurtularak, sorunu masa başında, kimsenin burnu kanamadan tartışabilir ve çözebilirler.
Ancak büyük bir kitlesel hareket, geri adım atılmadan veya sabote edilmeden, bu kör döğüşünün bitmesinin garantisi olabilir.
|
|
|
|
|
|
|