|
Hüseyin Kızılocak |
|
|
|
|
|
|
|
Ulusal sorunun çözümünde etkenler
|
2013-03-15 10:11
|
Hüseyin Kızılocak
|
|
Bütün sorunların çözümünde, çözümü engelleyen ve etkileyen neden ve faktörleri gözden geçirmeden, sorunu çözmek mümkün değildir. Bu nedenle, Kürt sorununun çözümünde de, sorunu etkileyen neden ve faktörleri bulmadan ve bunları çözüme uygun hale getirmeden, sorunu çözmek mümkün olmaz.
Peki, nedir Kürt sorununun çözümünü engelleyen neden ve faktörler?
Öncelikle sorunun iki etkeni var. Dış etkenler ve iç etkenler.
Bu iki etkenin de kendi içinde çeşitli etkenleri var.
Dış etkenleri, uluslararası durum ve egemen ulusun tavrı olarak belirlemek mümkündür.
İç etkenler ise, Kürtlerin kendi durumlarıdır.
Avrupalı bir dostum, Kürtler, Kürt sorununu konuşmaya başladıklarında, binlerce yıl geriye gidip, Kürt sorununu anlatmaya başlıyorlar. Bu uzun girişten sonra, sıra çözüm önerilerine gelince, dinleyenler uyuklamaya başlıyor ve dinlenmiyor. Dolayısıyla, zaman ve tartışmalar, sorunun güncel durumunu ve çözümü konuşmak yerine, tarihsel ve teorik tartışmalarla boğuluyor, derdi.
Kürt partilerinin toplantı, karar ve bildirilerine baktığımızda, bu dostuma hak vermemek elde değil. Bunlar her zaman bir tarihsel girişlebaşlıyor, sonra Dünya ve Uzakdoğu, Yakındoğu, Ortadoğu ve bölge devletleri ile ilgili bir değerlendirme yapıldıktan sonra, sıra Kürtlere geliyor. Yani, eğer hala bıkmamışsanız, yazının sonunda, asıl sorunla ilgili birkaç cümle okumak mümkün oluyor.
Şimdi bende bir dünya turuna çıkmadan, yazmak istediklerimi, yazmaya çalışayım.
Konumuz Kuzey Kürdistan da Kürt sorunu ve çözümün tartışıldığı bu günlerde, çözümü etkileyen etkenlere bir bakalım.
Önce iç etkenlere bakalım!
Halk çözüm istiyor mu? Evet
Halk çözümün nasıl olması gerektiğini biliyor mu? Hayır
Sorunun çözümüne önderlik edecek partiler var mı ve örgütlü mü? Evet, ama hala Kürt halkının büyük bir kesimi Türk partilerine oy veriyor.
Kürt partileri arasında ortak cephe var mı? Hayır. Kürt partisiyim diyen en büyük parti, Türk partileri ile dost ama Kürt partilerine bir düşman gibi bakıyor.
Hakkını yememek gerekir. Diğer partiler, kendi görüşlerini dile getirmez ve bu partinin (ben kanatları altına girme, siz kuyruğuna takılma deyin) emrine girerse, o zaman bir cephe gibi çalışmak mümkün.
Bazıları da buna, hassasiyetlere dikkat etmek gerekir, diyor. Yani kral çıplak ama yalan söyleyin deniyor.
Peki o zaman bunun, Türkiye’de Kürt kimliğini kullanmazsan, her türlü makama yükselebilirsin diyenlerden ne farkı var?
Peki, bunları da bir yana bırakalım da, Kürt partilerinin üzerinde anlaştıkları, maddeler halinde sıralanmış, çözüm önerileri var mı? Hayır.
Yine, Kürtlerin en büyük partisiyim diyen parti, ne olduğu belli olmayan önerilerle geliyor ve o, ne olduğu belli olmayan önerileri de, günden güne değişiyor.
Gökten bir taş düşse de, Türk devleti ve hükümeti, ey Kürt halkı, iste benden ne istersen, bütün haklarını vereceğim dese, var mı Kürtlerin ortak bir planı? O da yok.
Çok küçük birkaç parti ve grubun dışında, belli önerisi olan yok.
Ben galiba haksızlık ettim. Açık bir plan var! Birincisi, bir ulusun değil ama bir kişinin boğaz akıntısının giderilmesi ve ikincisi ise ‘barış ve haklarımızı istiyoruz’. Ama bu ‘barış ve hakların’ neler olduğunu bilen var mı? Yok.
Konu uzadı ve onun için dış etkilere kısaca deginmek istiyorum.
Dış etkenlerden en önemlisi olan Türk halkı, Devleti ve Hükümeti, sorunun çözümüne hazır mı? Hayır.
Elbette hazır olmaz, onu buna zorlamak gerekir, diyebilirsiniz. Doğru.
Doğru olmasına doğru da, onlar 30 yıllık ‘şanlı’ silahlı mücadeleden sonra, kendilerini çözmeye zorunlu hissediyorlar mı? Hayır.
Peki, dış etkenlerin diğer önemli faktörü olan uluslararası durum, Kürtlerden yana mı? Hayır.
Arap baharını bütün imkanları ile destekleyen güçler, Kürtleri niye desteklemiyor?
Niye desteklesinler diye adama sormazlar mı? Sen adamların ülkesinde diplomatik çalışma ve lobi çalışması yerine, can damarları, otobanları kapatırsan, cinayetler işlersen ve hapishaneleri beyaz ticareti yapanlarla doldurursan, sana niye destek versin ki?
Bütün bunlara baktığımız da, Kürt sorununun çözümü için, iç ve dış faktörlerin olgunlaşmamış olduğunu, kabul etmek zorundayız.
Ama öyle inanıyorum ki, iç şartların/faktörlerin olgunlaşması halinde, dış şartlar hızla olgunlaşır. Yeter ki Kürtler iç şartları olgunlaştırsınlar.
|
|
|
|
|
|
|