|
Hüseyin Kızılocak |
|
|
|
|
|
|
|
Bu yolun sonu karanlık
|
2016-01-18 00:21
|
Hüseyin Kızılocak
|
|
Dostlar
Sizler ki, yıllardır özgürlük için, sağa sola sapmadan, doğru bir politika ile yoluna devam eden PSK içinde politika yaptınız ya da onu dışardan desteklediniz.
PSK, sağdan ve soldan gelen saldırılara aldırmadan, halkımızın özgürlüğü için mücadeleye devam etti.
Tarihsel gelişmelerde ileriyi gördü ve ona göre politikasını belirledi.
Önemli olan geleceği görmek ve ona göre politikalar belirlemektir. İşte Burkay önderliğinde PSK bunu yaptı. Herkes geçmişi görebilir, okuyabilir ama asıl politika geleceği görmektir.
Politikada, şu şunu yaptı, bu ayağını oynattı, sen şu toplantıda bunu dedin, öteki öbür toplantıda bunu dedi, değildir. Asıl politika, geçmişi iyi değerlendirip, gelecek için politikalar belirleyebilmek yeteneğidir.
Elbette diğer partilerin bütün söyledikleri yanlıştır demek istemiyorum ama Kuzey Kürdistan’da sağa sola sapmadan, yoluna devam eden sadece PSK oldu diyebilirim.
Ama ne yazık ki geldiğimiz son durumda, bazıları bu doğru politik yoldan sapma noktasına gelmiş durumdalar ve partiyi böldüler.
Burkay parti liderliğinden ayrıldıktan sonra, PSK politikalarına değişiklikler olmaya başladı.
Önce diğer Kürt örgütleri ile birlikte çalışma azaltıldı. Şimdi de tersi yapılıyor ama amaç başka.
Sonra çalışmayanları temizleyeceğiz, çalışmayanları atacağız safsatası (üyelik sıfırlama safsatası) ile kendileri gibi düşünmeyenleri, partinin en iyi çalışanlarının bir kısmını partiden temizlediler. Ne yazık ki kimse de bu saçmalığa dur demedi.
Daha sonra PSK’nin önemli çalışmalarından biri olan diplomatik çalışmalar yavaş yavaş eritildi.
Kürtlerin birliği, seçim işbirliği veya başka seçenek yok diye PSK, PKK’nın kuyruğunda sürüklenmeye çalışıldı.
Şimdi, çoğunluk bizde, kongre kararı bahaneleri ile yine PSK, PKK’nın kuyruğuna takınılmaya çalışılıyor.
Hayır öyle öyle bir şey yok diyebilirsiniz ama bir gelişmelerin seyrine bakın.
Kongre kararını dayanak yapılmasına rağmen ve kongre kararında, bu işin HAKPAR’a zarar verilmeden yapılması gerektiği, kararı varken, örgütü bölerek legale çıkma çabası.
Tam da seçim öncesi gelip, örgütü bölerek, oyların HAKPAR’a gitmesinin engellenmesi.
Bir yandan, Kemal Abi’ya saygımız var deyip, öte yandan sayın Burkay’ı dedikodularla yıpratma çabası.
Alelacele bazı Kürt örgütleri ile birlik çalışması başlatıp, Kandil ziyareti kararı alınması. Dikkat edin, bu birlik çalışmalarına katılan kimi örgütler PKK ile içli dışlı ve onların türevlerinde milletvekili.
Düzenledikleri toplantılara açık ya da utangaç (belki gizli demek daha doğru) PKK’lıların çağrılması.
Kürt örgütleri ile birlik çalışması iyi bir şey de, bunun ilkeleri önemli. Hele bunun PKK’nın kuyruğuna takılma tehlikesi varsa.
Kuzey Kürdistan’da birlik temeli şu ilkelerde olmalıdır.
PKK ve türevleri Kürt örgütü değildir ve bunun için Kürtlerin birliği PKK dışında olmalıdır. Geçmişteki PKK ile birlik deneyimlerinden ders çıkarmayanlar, Batı Kürdistan’ın durumuna baksınlar. Burada, aynen sömürgeciler gibi, Kürt örgütlerinin çalışmalarını yasaklıyorlar. Burada Kürtlerin örgütlenmesini yasaklayan, Kuzey Kürdistan’da, "ben Türk, Türkiye örgütüyüm", diyen, Kürtlerle birlik yerine, Türklerle birliği seçen bir örgütü Kürt örgütü olarak görmek mümkün mü? Kürtlerden oy almak, onu Kürt örgütü yapmaz. Ne yaptığına, kime hizmet ettiğine bakmak lazım.
Batı Kürdistan’da, doğmuş bu fırsat, bu baylar tarafından heder edilme ile karşı karşıya. Dikkat edin, kurtarılan bölgelerde özgür Kürdistan yerine, kanton kuruyorlar. Kürdistan’ın bir ülke, ortak bölge, ortak devlet olmasının yolunu kapatmaya çalışıyorlar. Kantonlar İsviçre’de var ve her kanton bir ulusun bölgesidir. Kurduğunuz kantonlarda Kürtler çoğunlukta değil mi? O zaman niye bölüyorsunuz? Niye Batı Kürdistan ya da Kurdistana Rojava’yı ilan etmiyorsunuz da, kantonlara bölüyorsunuz.
Açıkça ve alenen bir Kürt devletinin kurulmasına karşı olduklarını söylüyorlar. Bir Filistinli örgütün, Filistin devletinin kurulmasına karşı olduğunu, söylediğini işittiniz mi? Ya da bir Türk’ün, Fars’ın veya Arap’ın kendi devletinin olmasına karşı çıktığını işittiniz mi?
Birliğin diğer temel şartı, silahlı mücadeleyi reddetmek ve buna karşı çıkmak olmalıdır. Kuzeyde, silahlı mücadelenin Kürtlerin özgürlük mücadelesine zarar verdiğini görmek ve şiddet içermeyen yollarla mücadeleyi kabul etmek gerekir. Ben bunu 30 yıl önce söyledim ama bazılarının anlaması için 30 yıl geçmesi gerekiyormuş. Bazılarının anlaması için se bir 30 yıl daha geçmesi gerekiyor.
Günümüzde uluslararası desteğin önemini kabul etmek ve diplomasiye önem vermek, ilkelerden biri olabilir.
Uzun uzun programlar yerine, önüne net hedefler koymak gerekir. Bunlar, savaşa son, özellikle de PKK’nın savaşı olabilir. Silahlı mücadele olmayınca, devlet kimle savaşacak. Devlet barışçıl mücadele veren milyonların hepsini katledemez, hapse dolduramaz.
Demokratik şartlarda yapılacak referandumla Kürtlerin ne istediğini belirlemek, her alanda özgürce düşünce belirleme ve örgütleme, gibi maddeler olabilir.
Kazanımlar bazen adım adım olur, bazen de Güney Kürdistan’da olduğu gibi ani olur. Her iki yola da hazırlıklı olmak gerekir.
Kazanımlara sahip çıkmak gerekir. Kürtçe televizyon istemek ve TRT 6, benim kontrolümde değil diye karşı çıkmak yanlıştır. Ya da Kürtçe eğitim isteyeceksin, seçmeli de olsa, yeterli olmasa da, bunun için doğmuş imkanı kullanmayacaksın. Olmaz böyle şey. Sen çocuğunu seçmeli de olsa, Kürtçeye kaydetmezsen, anadilde eğitim isteğine kimi inandıracaksın?
Böylesine bir birlik, Kürt halkını özgürlüğe taşıyabilir. Bu ilkelerle yola çıkmayan birlikler yada örgütler, her ne kadar PKK’yı eleştirseler de, daha önce de gördüğümüz gibi, bazıları Kürtlerin birliği, bazıları milletvekili, belediye başkanı sevdası ile PKK’nın peşine takılmaktan kurtulamaz.
Dostlar!
Başkasının emeğine acımıyorsanız, bunca yıl harcadığınız kendi emeğinize acıyın. Bu da umurunda değilse, Kürt halkına acıyın, PSK’nin legalleşiyoruz diye bölünmesine alet olmayın. Onun şu ya da bu şekilde PKK’nın kuyruğuna takılmasına karşı çıkın.
Bu yol çıkmaz bir yol. PKK’nın kimlerin güdümünde olduğunu bir daha belirtmek gerekmez. Onun için, bu yol karanlık bir yol. Bunu engelle, engelleyemezsen, hiç olmazsa destek verme.
|
|
|
|
|
|
|