Makale

Avrupa’nin Balkanlarla genisleme sürecinde Türkiye

Gezi Parki’nda çevreci bir hareket olarak baslayip hükümetin yanlis okumasiyla rayindan çikan protesto hareketlerine yöneltilen anti-demokratik uygulamalar, aslinda Türkiye açisindan demokratik degerlerin bir hayli gerisinde oldugumuzu göstermesi açisindan bir milat oldu. AB’nin, daha 20 yil öncesine kadar anlasmazliklarla helak olmus Bati Balkanlar ile genisleme yolunda önemli adimlar atmakta oldugu bir dönemde Türkiye, bu blokun en ‘kidemli’ aday ülkesi olarak Brüksel koridorlarinda, ‘Insallah bir gün üye olur’ temennisinin yapildigi ülke konumuna çoktandir gelmis. Türkiye ile ayni gün yani Ekim 2005’te, AB ile tam üyelik müzakerelerine baslamis olan Balkanlar’daki Hirvatistan bu yil içinde birlige tam üye oldu.

AB’nin, önceki gün yani çarsamba günü Bati Balkan ülkeleri ve Türkiye için Ilerleme Raporlarini açikladiginda görüldü ki, Bati Balkanlar’in Sirbistani Müslüman çogunlugun bulundugu Kosova ile egemenlik ihtilafi konusundaki sorunlarini asma yoluna girmis, keza Arnavutluk için aday ülke statüsü verilmesi talebinde bulunuldu, Montenegro ile Müslüman nüfusun çogunlukta oldugu Makedonya, Bosna Hersek Bosnak, Hirvat, Sirp üçlü yönetimi siyasi sorunlarini halletmemis olsalar da AB’nin istikrar getirme olan itici gücünün etkisi altina çoktan girmisler.

50 yil önce AB ile katilim ortakligi anlasmasi imzalayan Türkiye’nin, AB ile 2005 yilinda basladigi tam üyelik müzakereleri Kibris engeline takilip kesildi. AB, Soguk Savas’in bitmesiyle Dogu Avrupa ile genislemenin temelini 1997 Lüksemburg zirvesinde atmis ve simdi bu eski komünist ülkeleri birligin bir parçasi. Yil 2013, AB, Bati Balkanlar’a istikrar getirmekte olan genisleme stratejisini kararlilikla sürdürürken Türkiye kenarda bekliyor.

AB’ye kizmayalim, sorunlarin kaynaginin bizde oldugunu görelim. Gezi olaylari çok net olarak gösterdi ki, ülkede devrimsel reformlar yapma kapasitesini gösteren AK Parti hükümetinin de demokrasiyi ilerletme anlaminda bir siniri varmis.

Avrupa Parlamentosu’nun Ingiliz Milletvekili Richard Hewitt, Balkan gazetecilerinin yanina ilistirilmis biz birkaç Türk gazeteci ile biraraya geldigi Brüksel’de, ‘Türkiye, Gezi olaylariyla, Avrupa’nin degerleri olan çokseslilik, ifade özgürlügü gibi konulardaki kriterlerini çignedi. Benim gibi Türkiye’nin dostu olan Avrupalilari da zor durumda birakti,’ diyordu.

Hewitt, devamla, çok kez biraraya geldigi Basbakan Erdogan’in, yüzünü Dogu’ya çevirdigi iddialarina katilmamakla beraber, Basbakan’in, AB’den kopmak istemedigini ama Türkiye’nin üyeligine ilgisinin azalmasini tehlikeli bulduguna isaret ediyordu. Bunun sonucu olarak Ankara, reformlara devam etmez ise tam üyelik görüsmelerinin de sürmemesi riskinin bulunduguna dikkat çekiyordu Hewitt.

AB IPLERI KOPARMIYOR

AB cephesinde, Türkiye’nin uzunca süredir reformlari askiya almis olmasi ki son dakikada gelen demokratiklesme paketi herkese nefes aldirdi buna ek olarak Gezi olaylarindaki asiri güç kullanimi ve Basbakan Erdogan’in, hem iç hem dis çevreleri protestolari tahrik etmekle suçlayan açiklamalarina ragmen genel egilim Türkiye ile ipleri koparmamak yönünde.

Nitekim, AB’nin Genislemeden Sorumlu Komiseri Stefan Füle, Bati Balkan ülkeleriyle birlikte açiklanan Türkiye ilerleme raporuna dair önceki gün Avrupa Parlamentosu vekillerine özet bilgiler verirken, söyle diyordu:

‘Mayis ve haziran aylarinda meydana gelen protestolarda polisin asiri güç kullanimi ve bu göstericilerle bir diyalog ortaminin hiç olmayisi ciddi endiseler yaratti. Polisin olaylari bastirma biçimi ile ilgili sorusturmalar tamamlanmali ve sorumlular yargi önünde hesap vermeli. Gezi olaylari karsisinda AB’nin dogru tepkisinin Türkiye ile iliskileri koparmak yönünde oldugu seklinde sesler yükseldi. Ama bugün kabul edilen ilerleme raporu farkli ki buna göre AB, ifade, basin ve toplanma özgürlügünü güçlendirecek ileri düzeyde reformlarin yapilmasi yolundaki mesru taleplerin yerine getirilmesi için Türkiye ve Türk vatandaslari ile temaslarini artirmak istiyor .’

GÖZLER 22 EKIM’DE

Brüksel’deki Türk diplomatlar gözlerini, AB’nin Gezi olaylarini hükümetin ele alis biçimine tepki vererek askiya aldiklari bölgesel isbirligini kapsayan 22. faslin, açilip açilmayacaginin kararinin verilecegi 22 Ekim’deki AB bakanlar konseyinin hükümetler arasi konferansina çevirmis durumdalar. Bu faslin açilmasi kararinin verilmesi, Ankara ile birlik arasinda yaklasik üç yildir kesilen tam üyelik müzakerelerinin kismen canlanmasi anlamina gelecek.

Hatta Füle, Türkiye ile yargi ve temel haklari kapsayan 23. fasil ile adalet, özgürlük ve güvenlik alanlarini kapsayan 24. fasillarin da açilmasi önerisini getirdi; bakalim konsey kabul edecek mi.

BAGIS’A TEPKI BÜYÜK

Türk basinina pek yansimasa da, AB’nin baskenti Brüksel’de, AB Bakani Egemen Bagis, basmüzakereci olmasina ragmen ironik biçimde Türkiye’nin Birlik ile iliskilerinin donuk kalmasinda etken bir isim olarak aniliyor.

Adinin açiklanmasini istemeyen bir Avrupa Parlamentosu üyesi, Bagis’in, Erdogan’a atfen sahibinin sesi gibi hareket ettigini belirtirken Türkiye’nin stratejik hedeflerinin neler olduguna karar vermesi gerektigine vurgu yapiyor.

————————————————

Taraf-18 Ekim

Lale Kemal

Back to top button