Makale

‘Azgin Kürtler’ ve ‘Azgin Türkler’

Son PKK saldirisi kimileri tarafindan bir kez daha “demokratik ve siyasi girisimler”in anlamsiz ve tehlikeli oldugunun kaniti olarak kullanildi. Konuyu en iyi analiz eden kalem Cengiz Çandar’di.

Söyle diyordu yazisinin bir bölümünde:

“Kürt sorunu söz konusu olunca, nasil Türkiye’nin devlet yapisi içinde ‘güvenlik öncelikli’ siyasetten baska hiçbir sey düsünemeyenler varsa, PKK içinde de “savasi sürdürmekten” ve ‘silahlari birakmamaktan’ medet umanlar var. Bu sözde iki karsit güç, aslinda ‘zimni’ bir ittifak halindeler ve ne zaman Kürt sorununda bir çözüm arayisinda umut verici gelismeler söyle bir kipirdasa, bunu bozmak için aralarindan birinin harekete geçecegi konusunda birbirlerine güvenliler…”

Buradan devam edelim.

Tablo su:

1. Siddet ve terör, özellikle son dönemlerde, Kürt meselesinde siyasi çözüm umudu dogunca, siyasi kapilar aralaninca devreye girmektedir. Habur, Silvan, KCK Van operasyonu, Uludere, Daglica örnekleri biçimleri ve zamanlamalariyla, terör ve siddetin esasen “siyasi zemini hedef aldigini kanitlamakta”dir.

2. Peki bunu kim yapiyor? Son dönem gelismeleri, “siyasi alani tahrip etme arayisi”nin sadece bir tarafa mal edilemeyecegini göstermektedir. Kaldi ki, mesele “sadece taraf” sorusu da degildir, “ayni zamanda taraflar içindeki katmanlar, farkli egilimler meselesi”dir. Nitekim ayni son gelismeler devletin ve PKK’nin kendi içinde homojen bir yapiya sahip olmadigini da açik biçimde ortaya koymustur.

3. Bu tablo her bir taraf içindeki sahinlerin farkli güdü ve amaçlarla, savas dili ve arayisi üzerine kurulu dolayli ve zimni bir stratejik ortalik olustugunu akla getiriyor. Bu açidan bakilacak olursa, siyasi iktidarin MIT krizi ve Uludere hadisesi karsisindaki saskinligi ve “ilk an” acizligi, Karayilan’in (Avni Özgürel’e aktardigi çerçevede) kimi eylemler karsisindaki çaresizligi arasinda ciddi bir parallelik vardir.

4. PKK ve unsurlari Ortadogu’da bölgesel bir oyuncu haline geldikçe, Ortadogu’daki çatisma eksenleri, Israil ve Suriye sorunlari Türkiye’yi kusattikça, Kürt meselesi Türkiye’nin sinirlari ve çapini asmaktadir. Bu durum içerideki savas yanlisi ittifaki güçlendirmekte, Ortadogu’nun diger oyunculari için üs ve araç haline getirmektedir.

5. Bu üsler sadece PKK’nin, konumunu korumak isteyen, denetim disi ya da ayri parçalarindan ibaret degildir. Devlet içinde harekat ve kamuoyu olusturma gücü üzerinden, Kürt meselesinde politika üretecek kadar bagimsiz hareket etme imkanina sahip kimi birimleri de bunlara eklemek gerekir. MIT krizi ve Uludere’yi, Daglica ve KCK operasyonlarinin derin tarzini birbirine baglayan da muhtemelen iki katmanli yapidir

Evet son durum bu…

Esas ise su:

Siddetin azmasinin nedeni, siyasi alanin geri dönülemez bir sekilde güçlenmesidir.

Akinti siyaset, çözüm yönündedir.

Akintinin hizi artarak devam edecektir.

Not: Bu satirlar havada kaleme alindi. “Azgin gruplar”in bikip usanmadan karaladigi, PKK kurulusu ilan ettigi, yalan ve iftira üzerinden psikolojik harekat malzemesi haline çevirdigi, ama özünde seffaf ve sivil bir kurulus olan Birlesmis Milletler destekli DPI’in bir gezisine katilmak üzere yoldayim. Yol arkadaslarim arasinda AK Parti milletvekilleri Mehmet Bekaroglu, Nur Suna Memecan, CHP milletvekilleri Sezgin Tanrikulu, Levent Gök, BDP milletvekilleri Ayla Akat, Nazmi Gür, gazeteci Cengiz Candar, Prof. Mithat Sancar, Prof. Ahmet Insel, Prof. Sevtap Yokus, SETA’dan Yilmaz Ensaroglu, Habertürk’ten Belkis Akkale var.

Galler’de “farklilik içindeki bütünlük yollarindan birisi”ni görmeye, anayasa yapim sürecini yerinde ögrenmeye gidiyoruz…

Bu da o “akinti”nin bir parçasidir.

———————————————

Yeni Safak-21 Haziran

Ali Bayramoglu

Balkêş e ?
Close
Back to top button