Makale

Bagimsiz Kürdistan

Kuzey Irak’ta bagimsiz bir Kürdistan kurulacak mi?

Malûm, yukaridaki ‘kâbus soru'(!) en azindan 1. Körfez Krizi’nin patladigi 1990 yilindan beri Ankara’yi rahat uyutmuyor.

Hâlbuki aradan geçen koca bir çeyrek asra ragmen cevap hâlâ belirsizligini koruyor.

Muamma bitmedi ve yakin gelecekte bitecege benzemiyor.

***
OYSA bilhassa su sira ibre o bagimsizliga meyledermis izlenimini veriyor.

Çünkü Sünni bölgeleri ele geçiren ISID’in Irak’taki merkezî otoriteyi artik tamamen sifirlamasindan sonra Erbil’deki özerk yönetimin eli her zamankinden daha çok güçlendi.

‘Ayrilma çanlarini’ çalmak için ilk kez böylesine optimum bir ortam olustu.

Nitekim de ayni Erbil’deki yerel parlamento dört gün önce aldigi kararla muhtemel bir referandum için resmî komisyon kurulmasi dogrultusundaki tasariyi kabul etti.

Fakat yanilmayalim, bu gelisme isin illâ kuvveden fiile geçecegi anlamina gelmiyor.

***

GELMIYOR, zira tasarida hem bunun ancak bir ihtimal olabilecegi zikredildi, hem de bilhassa esas karar Bölgesel Yönetim lideri Mesut Barzani’nin onayina birakildi.

Çok çok daha önemlisi, hemen hemen ayni anda ve bütün hercümerce ragmen bu defa Bagdat Parlamentosu da sürpriz bir sekilde toplanabildi.

Ilk is olarak da yazili olmayan centilmenlik anlasmasi uyarinca Kürt kimlikli Fuat Masum’u Irak Cumhurbaskani seçti.

Yani ayni Kürtler ayni Irak’in teorik bütünlügünü bir ölçüde tekrar tescil etmis oldular.

Baska bir deyisle, diger açidan bakildiginda ibrenin hiç de sanildigi kadar bagimsizliga meyletmedigi ortaya çikti ki, tabii burada derhal uluslararasi konjonktür devreye giriyor.

***

ÖYLE, çünkü Birlesik Amerika Disisleri Bakani John Kerry geçen ay Erbil’e yaptigi ‘ikna ziyaretinde’ (!) Barzani’ye Güney Kürdistan’in ayrilmasina gidecek girisimlerden uzak durulmasini ‘tavsiye etti’ (!).

Bu yaklasimi dogaldir. Zira Washington süper devlet refleksleriyle hareket ediyor.

Durum istedigi kadar çetrefil olsun, ABD statükonun bozulmasina sicak bakmiyor.

Tüm istikrarsizliga ragmen hiç olmazsa kâgit üzerinde istikrarli bugünkü harita o ABD açisindan, hem Arap baskentlerini, hem Tahran’i, hem de Ankara’yi ziplatacak; dolayisiyla kaosu zirvelere tirmandiracak yeni bir bilinemezlikler haritasinaoranla haydi haydi evladir.

Yani Türkiye’deki ulusalci akildanelerin çeyrek asirdir uydurdugunun tam tersine, Beyaz Saray diplomasisi bagimsiz bir Kürdistan arzulamiyor ve aksine, zit yönde tavir aliyor.

***

BU tutum ne kadar sürer? Washington’un sözü nereye kadar geçer? Bilmiyoruz!

ABD süper devlettir diye her seyi onun tayin ettigine dair komplo teorilerine ancak yukaridaki ulusalcilarinanir. Zaten de inaniyorlar ki, eh Allah akil fikir ihsan etsin…

Oysa hiç de seyrek olmayan bazi durumlarda gelismeler o Birlesik Amerika gibi bir süper devletin bile iradesi hilâfinda seyir izleyebilirler. Nitekim de yakin geçmiste izlediler.

Nitekim, ayni ABD ayni statüko refleksiyle SSCB dagilirken Bush vasitasiyla Yeltsin’e etme eyleme telefonlari açti veya Bonn Slovenya’yi taniyarak Yugoslavya’nin bölünmesine çanak tutarken yine ABD Disisleri Bakani Baker Alman meslektasi Gencher’e zilgitlar çekti.

Fakat ok artik yaydan çikmisti ve Amerikan nefesi mecrayi degistirmeye yetmedi.

Iste Kürdistan’in bagimsizligi açisindan da böyle bir ihtimal mevcuttur.

Ve ne korkunun ecele, ne de çeyrek asirlik kâbusun gerçege faydasi vardir ki, Türkler Kürtlerle, muhtemel bir Kürdistan da Türkiye’yle dost, kardes ve komsu olmaya mahkûmdur!

—————————————–

Taraf-30 Temmuz

Hadi Uluengin

Back to top button