Basaracagiz!
Öcalan yakalanmis ‘bir imkan verilirse hizmete hazir oldugunu’ ilan etmisti ama devlet bu kadar da ‘samimi bir hizmeti’ beklemiyordu.
Devlet kuskularini gidermek ve Öcalan’i yönlendirmek için MIT Müstesar Yardimcisi Emre Taner eliyle kendisine 13 soru yöneltmisti.
Bu sorularin 12si Öcalan’in örgütü üzerindeki hakimiyetini test etmek ve örgütü MIT’in istedigi pozisyona çekebilmek için neler yapmak istedigini ögrenmeye yönelikti.
Son, 13. soru ise özellikle BURKAY’a yönelikti. Devlet Öcalan’i ve PKK yi istedigi çizgiye getirdikten, onu kendi ihtiyaçlarina göre yeniden sekillendirdikten sonra ne olacakti?
BURKAY nasil engellenecekti?
Soru ‘Burkay sizden sonra ne yapabilir’ di?
Onun önü mutlaka kesilmeliydi.
En azindan etkisizlestirilmeliydi.
Bu gün de yasanan, bunca itibarsizlastirma çabasinin altinda yatan budur.
O tarihten sonra içerden ve disardan BURKAY’a yönelik itibarsizlastirma kampanyalarinin dozu akil almaz bir sekilde artti.
Kürt halkina PKK ve ona tabi legal yapilar disinda ciddi, yurtsever bir seçenek sunabileceklerin basinda BURKAY geliyordu.
Beklenen de oldu.
Burkay yurt disinda tüm yurtsever çevreleri, aydin ve siyasetçileri bir araya getirecek bir çalisma baslatti.
Avrupa Kürt Platformu olustu ve ülkeye bu çalisma birlik projesi HAK-PAR olarak yansidi.
HAK-PAR 2002 tarihinde farkli kesimlerden Kürtlerin Kürt yurtseverligi paydasinda bir araya gelerek olusturduklari MILLI bir hat oldu.
Zayif ama temiz, zamani geldiginde çig gibi büyümeye müsait MILLI bir hat.
Siddetin hüküm sürdügü bir cografyada barisçil bir seçenegi ilmek ilmek dokumak zor elbette. Ama baska çare de yok maalesef
Bu hattin kurulusu asamasinda da sonrasinda da ugursuz bir el hep engelleyici oldu.
Siyasi kadrolarin bir araya gelmesi önüne duvarlar dikti.
Ancak bu çagdas ve milli hattin insasi ve tasinmasinda asil sorun Kürt siyaset sinifinin içinde bulundugu dejenerasyon oldu.
Bir baska yerde, kendi yol arkadaslarina, lider kadrolarina, siyasetçilerine, ‘Kendisine’ bu kadar düsman bir siyaset anlayisi var midir acaba?
Devletin, sömürgecinin engel ve tuzaklari bir yana, siyaset yapmayi, Kürt siyasi kadrolarina, liderlerine, sanatçi ve aydinlarina hakaret etmek, küfretmek, çamur atmak, itibarsizlastirmak, çalismalarini, etkinliklerini engellemek zanneden insanlara ragmen yürümek kolay mi?
Harekete sahsi beklentilerine göre yön verme çabalari, kisisel hirslar, kaprisler, komplocu yaklasimlar, saçma sapan, çogu kez çocukça gerekçelerle ayriliklar yaratan, körükleyen kisilik bozukluklari da cabasi…
Bütün bu sikintilari asarak çeliklesen, kurumsallasan ve kitlelerle bulusmaya baslayan HAK-PAR’i bilerek veya bilmeyerek küçültme, etkisizlestirme çabalarinin, bos ama bu çaba içinde olanlar için kötü, yüz kizartici bir ani olarak kalacagi bilinmelidir.
Kürt halkinin özgürlük mücadelesinin son 50 yilina damgasini vuran birkaç kisiden biri olan, kitaplari, yazilari, adanmis yüregi, alin teriyle bir gülü büyütmeye çalisan Kemal Burkay’a karsi takinilan çamura atma, karalama kampanyalarina ön ayak olanlara, bu ugursuz çabaya katilanlara gelince onlara üzülmekten baska elimden bir sey gelmiyor maalesef.
Artik öyle bir çagdayiz ki her sey kaydediliyor. Hiçbir seyin unutulmasina imkan verilmiyor.
Yazilanlar, söylenenler, yapilanlar yillar sonra da olsa bir utanç vesikasi gibi ortaliga dökülüveriyor…
Geriye kizaran bir yüz, ömür boyu tasinacak bir utanç kaliyor
Belki bu kisiler piskince, kendilerine siginacak gerekçeler bulabilirler. Ancak çocuklarini gelecek nesilleri kandiramayacaklardir.
Onlar soracak ve ‘neden?’ diyeceklerdir.
Sinan Sabri bir siirinde söyle sesleniyor;
‘Sanciyan disi koparmak zorundayiz
körelen tirnagi da
çocuklarin yargisi kesindir çünkü
bugün dünü nasil yargilamissa
ve yarin bugünü nasil yargilayacaksa
ezel ve ebed yasa bizim içinde vardir
çocuklarin yargisi
kesin ve yanilmazdir’
Simdi yapilmasi gereken kararlica, atilan, atilacak çamurlarla oyalanmadan yürümektir.
HAK-PAR’i büyütmektir.
Çünkü Kürt halkina barisçil demokratik, kararli ve MILLI ve GÜÇLÜ bir seçenek sunmak; Iti de MIT’i de utandirmak, Kürt halkini özgürlüge tasimak tarihi bir sorumluluktur.
Bu sorumlulugun bilinciyle daha çok çalisalim.
Basaracagiz
Arif Sevinç