Basbakan Alevilerden özür dilesin
Hadi diyelim ki yürüyen merdivene tersten biniyor…
Hadi diyelim ki Somali yerine Kenya’ya gidiyor…
Hadi diyelim ki sinir bölgesini ziyaret edip ‘Burada vahsi hayvan var mi? Tavsan filan…’ diye soruyor…
Hadi CHP tarihinin en büyük kampanyasini yaptigi referandumda oy kullanmayi basaramiyor…
Hadi ‘Cephede çömelmem’ deyip, girtlak hizasina kadar yükseltilmis kum torbalarinin arkasinda poz veriyor…
Hadi belediye baskani olmaya çabaladigi sehrin ilçelerini tanimiyor…
Hadi baskalarina ‘havuzlu villa’ sahibi olmakla suçlarken, kendi havuzlu kooperatif evini görmüyor…
Hadi bunlar olur diyelim.
Hadi üzerinde hiç durmayalim.
Hadi empati yapalim ve bütün bunlari küçük, sevimli, ‘tolere edilebilir gaflar’ sayalim.
Peki, ‘Biz CHP olarak Dersim’le yüzlesiriz… CHP tarihiyle yüzlesmekten kaçmaz. Ülkenin Basbakani olarak Erdogan Dersim’le ilgili özür dilemeye hazir mi?’ sözlerini nereye koyacagiz?
Nasil tevil edecegiz?
Hangi mantiga oturtacagiz?
Inanamayacaksiniz ama aynen böyle söylüyor Dersimli Kemal Kiliçdaroglu… ‘Basbakan Erdogan Dersim’de yasananlar konusunda özür dilemeye hazir mi?’
Erdogan niçin özür dileyecekmis?
Kendisi anlatsin: ‘Cezayir’in bagimsizligiyla ilgili olarak dönemin hükümeti (Menderes hükümeti) ‘olumlu’ oy kullanmadi. Ancak, Cezayir’e gidip özür dileyen isim ise baska bir basbakandi, Turgut Özal’di… O dönemin devlet politikasi ‘ret’ oyu kullanmak yönündeydi. Bu örnege paralel olarak, Dersim’le ilgili Sayin Erdogan, Basbakan olarak özür dilemesi gereken öncelikli isimdir…’
Hadi yine empati yapalim ve kendisinin de buyurdugu gibi, Dersim’de olup bitenlerin hesabini, devleti yöneten kisi olarak Basbakan Erdogan’dan soralim.
Iyi de, sen, ‘özür’ gerektirecek kadar mühimsedigin bu meselenin parti içinde konusulmasini bile istemiyorsun.
Önce kendin konus, sanli tarihinle yüzles, isin esasini kurcala, sorumlularin açiga çikarilmasini sagla, sonra baskalarindan özür bekle…
Konusmaktan (yüzlesmekten) bile imtina ettigin bir meselenin özrünü neden baskalarinin sirtina yüklüyorsun?
Neden ‘Hüseyin Aygün susturulsun’ diyenleri hosgörülü bir tebessümle karsiliyorsun?
Neden ‘CHP, yeni CHP olmak istiyorsa, eskisiyle arasina mesafe koymalidir’ diyenlere, ‘CHP’nin tarihi bizim onurumuzdur’ karsiligini veriyorsun?
Neden bütün ‘özürlük’ meselelerinizde oldugu gibi, Dersim meselesini de halinin altina süpürmeyi tercih ediyorsun?
Hem ‘Biz CHP olarak Dersim’le yüzlesiriz… CHP tarihiyle yüzlesmekten kaçmaz’ diyeceksin, hem de ‘O günün CHP’sini o günün kosullari içinde degerlendirmek gerekir. CHP o zaman devletin partisiydi’ deyip, sorumluluktan kaçacaksin.
Basbakan ‘devlet adina’ Alevilerden özür dilese, eski defterleri açacak misin?
Istiklal Mahkemeleri ve Varlik Vergisi meselesini kurcalayacak misin?
Madem CHP’nin tarihi onurunuzdur, ‘Nazim Hikmet’i zindanlarda biz çürüttük, bazi darbelere biz zemin hazirladik, Ali Sükrü Bey’in gaybubetinden biz sorumluyuz… Çok partili parlamenter sisteme son verdik, ülkeyi tek parti diktasiyla yönettik… Bu onur bize aittir. Biz ayni zamanda ‘açik oy, gizli tasnif’ uygulamasinin mucidiyiz’ diyecek misin?
———————————————
Star-23 Kasim
Ahmet Kekeç