Basbakan söylediklerini duyuyor mu?
Ya da Basbakan agzindan çikanlari duymak zorundadir.
Çünkü bir söyleyip bin düsünmesi gerekenlerin basinda O geliyor.
Çünkü isgal ettigi koltuk bunu gerektiriyor.
Ama ne yazik ki Erdogan’in böyle davrandigini söylemek mümkün degil.
Yaptigi duygusal konusmalarda dinleyicilerini aglatan, burun kemigini sizlatip bogazini dügümleten Basbakan’in, konusmalarinda devirdigi çamlarin sayisi da bir hayli fazla.
Erdogan son çami, partisinin il baskanlari toplantisinda yaptigi konusmada devirdi. BDP’yi ve seçimlerde Blok’a oy verenleri de ‘terör’ün arkasindaki güçler arasinda gösterdi. Bununla da kalmadi, Kürdleri PKK’ye karsi direnise çagirdi.
Siirt’te genç kizlarin ölümüne neden olan PKK saldirisi ve benzeri eylemleri hatirlatarak, ‘Basbakan sert diyorlar, yüregim yaniyor, yüregim’ diyor Erdogan.
Kuskusuz, herkes gibi Erdogan’in da genç kizlarin ölümünden dolayi yüregi yanmistir.
‘Ama Erdogan’in yüregi daha ziyade PKK’nin saldirilarinda ölenler için yaniyor. Polisin, jandarmanin öldürdükleri için yüregi pek de yufka degil’ dersek haksizlik yapmis olmayiz.
Basbakan’in karakoldan atilan roketle parça parça olan Ceylan için, 13 polis kursunu ile öldürülen 12 yasindaki Ugur için yüregi yanmamis olacak ki, Ceylan ve Ugur’un katillerinin açiga çikartilip cezalandirilmasi için bir sey yapmadi, yapmiyor.
BDP’yi ve seçimlerde Blok’a oy verenleri ‘terör’ün arkasindaki güçler arasinda gösterirken de yüreginin, vijdaninin degil, politik hesaplarinin sesini dinliyor. PKK’nin sivillere yönelik saldirilarina yönelik tepkilerindan nasil bonus toplayacaginin hesabini yapiyor.
Bu hesabin tutmayacagi, Bagdat’tan dönecegi gün gibi ortada.
Basbakan, bugüne kadar denenen ama hiç bir sonuç vermeyen yol, yöntem ve söylemlerden uzaklastikca sorunun çözümü konusunda olumlu isler yaptigini ve bu nedenle bonus topladigini unutmamalidir.
Erdogan, PKK’yi Kürd sorunundan ayri tutma, BDP’yi PKK’den kopartma ve benzeri havanda su dövmeden öte bir anlami olmayan tavir ve davranislardan vazgeçmeli, kendisine oy veren Kürdlerin de dile getirdikleri taleplerin karsilanmasi için çaba sarfetmelidir.
Herseyden önce, seçimler öncesi verdigi sözlerin, yaptigi ‘Balkon Konusmasi’nin geregi olarak, agzindan çikanlarin nereye gidecegini iyi bilmesi gerekiyor.
Kendisine oy veren-vermeyen herkesin basbakani olacagini, her kesimi kucaklayacaklarini söyleyen Erdogan, söylemlerini buna uygun bir hale getirmelidir.
Kürdlerin de bir onuru oldugunu unutmamali, ‘burunlarini sürtecegiz, tipis tipis gelecekler, onlar olmasa olur’ gibi, onur kirici, legal Kürd siyasetini görmezden gelen kiskirtici söylemlerden vazgeçmelidir.
Türkiye’de yasayan her iki kisiden birinin oyunu alan, basina yansidigi kadariyla MIT’e PKK ile nitelikli görüsmeler yaptiran Basbakan, söylemlerini de bu cesaretli tavrina ve yeni sürece uygun hale getirmelidir.
Özellikle de BDP’nin Meclis’e dönme karari aldigi, yeni anayasa hazirliklarinin gündemi isgal edecegi yeni dönemde kiskirtici degil, uzlastirici bir dile ihtiyac vardir. Sirtinda yumurta küfesi olanlar bir söylemeden bin düsünmeli, söylemlerine dikkat emelidirler; özellikle de sik sik 72 milyon vatandasin bir oldugundan bahseden Basbakan…
Baris için, yeni bir anayasa için, Kürd sorununun diyalog yoluyla, barisçil çözümüne yardimci olmasi amaciyla Blok’a oy verenleri, daha açik bir ifade ile seçimlerde kendi partisine de oy vermeyen Kürdleri ve öteki ilerici, barissever ve demokratlari ‘terör’ destekçileri olarak göstermek, AK Parti içinde ve disindaki Türk sovenlerini sevindirir, ama ne AK Partisi’ne, baris, demokrasi ve degisim sürecine faydasi olur ne de Basbakan’in agzindan düsürmedigi ‘ileri demokrasi’ hedefine hizmet eder.
Elbette söylemine dikkat etmesi, degistirmesi gereken sadece Basbakan ve hükümeti degil.
Biz Kürdler de söylemlerimize dikkat etmeliyiz.
Kürd sorununun diyalog ve barisçil çözümünde yana olan Kürdlerin söylemleri, istemlerine uygun olmalidir.
Bu nedenle AK Partisi ve hükümetinin her söyledigine, her yaptigina gözü kapali karsi çikmak dogru degil. Çünkü istesek de istemesek de su anda konulacak görüsme masasina oturacak olan O’dur, yapilan görüsmelerin arkasindaki siyasi irade de…
Hele de son yillarda Türkiye’deki siyasal degisimleri görmezden gelen ‘devrimci halk savasi stretejisi’ uyarinca PKK tarafindan devreye sokulan eylem ve söylemler de sürece hizmet etmedigi gibi, diyalog ve barisçil çözüm çabalarinin önünü tikiyor.
Unutmamaliyiz ki baris ve diyalog isteyenlerin dili de barisçil ve uzlasmaya açik olmalidir.
Mesud Tek