Basibozuk

Askerlik yapanlar bilir, Türk ordusunun kendine özgü çok enteresan bir kisla edebiyati vardir. Örnegin biz onlara asker, kendimize de sivil deriz. Onlar ise kendilerine asker, bize de basibozuk diyorlar.
Onlara göre, ayni sekilde giyinen, ayni sekilde düsünen, ayni sekilde yürüyen, konusan, aglayan, gülen insanlar ancak gelecege güvenle bakan onurlu bir toplum olusturabilirler. Tornadan çikmis civatalar gibi bir birlerine benzeyen kisiler, makbul ve makul insanlar olabilirler.
Bu tür bireyler ancak uyum, güven, baris, refah ve mutlu bir ortaklik olusturabilirler. Ayni ideolojik, politik, dini, ahlaksal anlayisa sahip insanlar ancak, bilim, teknik, sanat ve edebiyat alanlarinda çagdas bir seviyeye ulasabilirler.
Böyle bir ulus yaratmak için, olusturulan dairenin disina çikmak isteyenleri asi, terörist, anarsist, düzen bozan, vatan hainleri olarak nitelindirirler. Bu kimselerin basinda sopayi eksik etmemek, kurulu düzeni bozmalarina izin verilmemek gerektigine inanirlar.
Iste bu nedenlerle Türk ordusu, birbirlerinden farkli düsünen, farkli giyinen, farkli konusan insanlara ‘Basibozuk’ diyorlar. Çok renkli, çok sesli yasami kaos ve anarsi olarak nitelendirirler.
Türk kisla düsüncesi, ahlaki ve kültürü kendine özgü farkli bir alt yapiya sahiptir. En büyük özelligi, hamaset üzerine oturtulmus olmasidir.
Örnegin Türklerin her seyi büyüktür. Onun için herkesin bir millet meclisi vardir, Türklerinki ‘Büyük Millet Meclisidir.’ Herkes düsmanina taarruz eder, Türklerin ki, ‘Büyük taarruz olur.’ Nutuk atan her kes sözlerine ‘Büyük Türk milleti’ diye baslarlar. ‘Büyük Atatürk, Büyük nutuk, Sanli Urfa, Kahraman Maras….’ uzat uzatabildigin kadar.
Lafi fazla uzatmiyalim temel amaçlari, uygulanan irkçi üniter egitim araciligiyla, büyüklerin emrine gözü kapali itaat eden, erdemli, yurtsever insanlar yetistirmek, onlari her türlü sorunu çözen birer süpermen haline getirmektir.
Daha önemlisi, bu süpermen generaller eliyle, sivilleri denetim altina almak, halk oyuyla seçilmis mesru kurumlari devre disina atarak, kurduklari yasadisi illegal kurumlar araciligiyla ülkeyi bizzat yönetmektir.
Asagidaki laflar, mevcut tabloyu gözler önüne seren çarpici bir örnektir. ‘Türk askeri hiç bir seyden korkmaz. Türk askeri acikmaz, susamaz, uyumaz.’ Su akil, gerçek ve bilim disi laflara bakar misiniz?
Son günlerde yogun biçimde tartisilan Yarbay Mehmet Alkan ile, Yüzbasi Ali Alkan kardeslerin durumu da bu konuya çarpici bir örnektir.
Herkes gibi ben de televizyonda seyrettim. Yarbay Mehmet Alkan, iç savas ortaminda yasamini yitiren kardesi yüzbasi Ali Alkan’in tabutu basanda büyük bir aci ve gerilim içinde ülkeyi yönetenlere oldukça yumusak ve seviyeli elestiriler yöneltiyordu.
Bu nedenle, Yarbay Mehmet Alkan, irkçi, üniter, totaliter, yasakçi Kemalist ideolojisiyle beyni yikanmis onlarca asker- sivil insanlarin saldirisina ugradi. Onlara göre Yarbay Mehmet Alkan’in tavri süpermenlige yakismiyordu. Bu ancak basibozuk kimselerde görülen bir zaafti. Kahraman bir Türk subayi bu zaaf içine düsmemeliydi.
Öyle ya! Nasil olur da anli Sanli Türk ordusunun bir yarbayi, kardesinin ölümü üzerine böyle bir zaaf içine girebilirdi? Bu durumda Türk subayina yakisan dogru sey elestirmek degil, ‘Vatan sogolsun. Ben de sehit olmak istiyorum’ demekti.
Kafayi yemis bu toplum daha ne kadar bu düzeni sürdürmekte israr edecek yasayip görecegiz.
Yilmaz Çamlibel