Makale

Basiretsizligini örtmek için salladikça salliyor

Almanca’da “aktionismus” kelimesiyle tanimlanan bir kavram var.

Bu, “bir seyler yapiyormus gibi görünmek için bir seyler yapmak” anlamina geliyor.

Bizim “dostlar alisveriste görsün” sözümüze benziyor biraz.

Içinden çikilamayan bir duruma karsi hiçbir sey yapmiyor gibi görünmemek için, esas meseleyle alakasi olmayan bir seyler yapmak durumunu açikliyor.

Recep Tayyip Erdogan’in, Idlib’de, askeri bir basiretsizligin sonucu olarak ölüme gönderilen 34 askerimizin arkasindan söyledigi sözleri okurken aklimdan bu geçti: Aktionismus yapiyor!

Kendisi günde iki kere, bazi günlerde üç kere mikrofon karsisina geçmeden duramiyor.

Ama ilginçtir, Idlib’de askerlerimizin basina gelenlerden sonra ortada hiç görülmedi, konusmadi.

Saldiri persembeyi cumaya baglayan gece olmustu, Erdogan, cumartesi sabah AKP milletvekilleriyle kahvaltida göründü.

(Bazi okuyucular bana sinirleniyorlar, Erdogan’dan Cumhurbaskani diye degil, AKP Genel Baskani sifatiyla söz ettigim için. Sebebi iste bu ve benzeri tutumlar. Milletin cigeri yaniyor, Erdogan’in derdi partili milletvekillerini egitmek.)

Erdogan’in konusmasinin sosyal psikolojide “aktionismus” için örnek olarak gösterilebilecek olmasinin nedeni, konusmasinin içeriginde yatiyor.

Ne yapacagini sasirmis, olaylarin kontrolünü elinden tamamen kaçirmis kisiler, hele bir de devlet yönetiyorlarsa, sanki olaylara çok hakimmis gibi bir görüntü vermek isterler.

Erdogan da öyle yapiyor.

Mesela Trump ile yaptigi telefon konusmasini anlatiyor:

“Dün gece Trump diyor ki, ‘Burada Putin’in ne beklentisi var? Ne istegi var?’ ‘Kamisli’da petrol olayi var’ dedim. ‘Orada petrol var mi?’ dedi. ‘Var ama Deyrizor kadar degil’ dedim. Ondan sonra böyle bir tabloyla karsi karsiyayiz. Bizim böyle bir derdimiz yok. Bizim ne petrol derdimiz var, ne toprak derdimiz var.”

Dünyanin bir numarali süper gücünün baskani, Kamisli’da petrol oldugunu, ama rezervinin Deyrizor’daki kadar olmadigini Erdogan’dan ögreniyor!

Dünyanin bir numarali süper gücünün baskani, önceki geceye kadar Putin’in Suriye’den beklentisinin ne oldugunu bilmiyor. Megerse Kamisli’daki petrolmüs! Bunu da Erdogan’dan ögreniyor.

Dünyanin bir numarali süper gücünün baskanini, Erdogan teselli ediyor: Sizin kontrolünüzde PKK ‘ YPG’nin çöreklendigi Deyrizor’da daha çok petrol var!

Aklina geleni salliyor, nasil olsa milletvekilleri iki dudaginin arasinda, itiraz edecek, “yapma Reis çocuk muyuz biz” diyecek halleri yok.

AKP milletvekilleri söylediklerini agizlari açik dinlerlerken Erdogan devam ediyor:

“Dün sayin Putin’e de söyledim. ‘Sizin orada ne isiniz var? Üs kuracaksaniz üssü yine kurun. Ama su anda siz bizim önümüzden çekilin, rejimle bas basa birakin. Biz geregini yapariz’. E tabi ona da ‘biz çekildik’ diyemiyorlar. Menfaatleri nedir? Inanin bunu çözebilmis degiliz.”

Trump’a diyor ki “Putin’in derdi petrol”, milletvekillerine diyor ki “Putin’in menfaati nedir, çözebilmis degiliz.”

Ve bu ikisini ayni konusmada söylüyor!

Putin’e Suriye’de üs kurma izni veriyor ama Rusya’nin orada Sovyetler Birligi zamanindan beri üsse sahip oldugunu bilmiyor mu?

Rusya’nin iç savasta Esad’in yaninda yer almasinin nedeni, Suriye’nin Islamcilarin eline geçmesi durumunda bu üssü kaybedecegini düsünmesi degil miydi?

“Sen yine üssünü kur, Esad’i bize birak” demis!

Putin’in ne yanit verdigini bilmiyoruz tabii.

Türkçede böyle durumlarda söylenecek güzel deyimler var ama Putin nereden bilsin onlari.

Gördügünüz gibi, insan bir kere kontrolü kaybetmeye görsün, ondan sonra ne diyecegini bir türlü kestiremiyor.

* * *

Kupon arazi uzmanindan vatan tarifi

Erdogan, Idlib’de askerlerimizi kaybetmis olmamiza mesruiyet kazandirmak için bir kez daha “sehadet” kavramina sarildi.

Sehit Uzman Onbasi Emre Baysal’in cenaze törenine katildi, cenazenin ardindan bir de nutuk atti.

“Sehitlerin sevgililer sevgilisi Peygambere komsu oldugunun bilindigini” söyledikten sonra “Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz, onlar diridirler, ancak siz bilemezsiniz” ayetini hatirlatti.

Geçen gün de sordum, askerlerimizin Suriye’de bulunmalarinin nedeni Allah adina bir savas yürütmek midir?

Teolojik bir tartisma baslatmanin yeri ve zamani degil belki ama bu kavramin dini içeriginden soyutlandigi bir durum var gibi geliyor bana.

Bizim toplumsal kültürümüzde, vatan savunmasi için ölenlere sehit deniliyor.

Erdogan da bunu bildigi için dini sehadet kavramindan, “yurtsever sehitlik” kavramina geçis yapiyor:

“Fakat bu bir Müslüman olarak bizim sadece buradaki kalbiselim ile akliselim ile ortaya koydugumuz bir ifade. Biz simdi onu ulu makama ugurluyoruz. Su anda Suriye’de, belki Libya’da, belki çok daha farkli yerlerde geçmiste, tarihte nasil bu mücadeleyi vermissek, bundan sonra da yine ayni mücadeleyi vermeye devam edecegiz. Sunu bilmemiz lazim ki sehitler tepesi hiçbir zaman bos degildir, bos kalmayacaktir. ‘Süheda fiskiracak topragi siksan, süheda, cani, canani, bütün varimi alsin da huda, etmesin tek vatanimdan beni dünyada cüda’ derken Akif merhum iste bu anlayisla bunu söyledi. Onun için bu topraklar siktiginiz zaman süheda fiskiracak topraklardir. Bu topraklar siradan topraklar degil, yoksa arazi olur. Ama sehit kanlariyla yogruldugu zaman o sühedanin fiskirdigi toprak olur.” Hangi toprak arazidir, hangi toprak kupon arsadir onu en iyi bilebilecek durumda olan Recep Tayyip Erdogan, buna kuskumuz yok tabii.

Ama askerlerimizin öldügü toprak, bize degil, Suriye’ye ait.

Suriyelilerin kendi aralarindaki savas bu.

Bizim çocuklarimizin Libya’da ve Suriye’de, buralardaki halklarin kendi aralarindaki savaslarda ölmeleri gerekmiyor.

Çocuklarimizin o topraklarda ölüp gitmesi, o topraklari süheda fiskiran vatan topragi yapmiyor.

Sinirlarimizi ve ülkemizi elbette baskalarinin saldirilarina karsi korumaliyiz. Bugün Türkiye topraklari bir saldiri ile mi karsi karsiya?

Idlib’den kaçan sivillerin Türkiye’ye girmelerinin bir tehdit olusturacagini söylüyor.

Artik sunu idrak etmesi lazim: Türkiye’nin Suriye ile olan sinirlarinin güvenligi, Suriye’deki iç savasin bir an önce bitmesi ve Suriye’de istikrarli bir yönetimin olusmasiyla saglanabilir.

Idlib’deki cihatçi terörist gruplarin varligi, Türkiye’nin sinirlari için de tehdittir, Türkiye’nin iç güvenligi için de tehdittir.

Türkiye’deki en agir sonuçlari olan terör saldirilarinin, Suriye’den Türkiye’ye geçen cihatçi militanlar tarafindan yapildigini ne çabuk unuttunuz?

Türkiye’yi seven, Türkiye’nin güvenligini isteyen, Suriye’deki savasin sürüp gitmesine çanak tutmaz.

Daha çok askerimiz hayatini kaybetmeden, egonuzu yenin ve Suriye’de istikrarin saglanmasina çalisin, iç savasin sürmesine degil.

——————————————————

Marmara Yerel Haber-2 Mart 2020

Mehmet Y. Yilmaz

Back to top button