Baskanlik sistemine evet mi, hayir mi? Tercih sizin
Önümüzdeki Nisan’da yapilmasi düsünülen referandüm nedeniyle siyaset arenasinda yasanan karmasik iliskiler EVET, HAYIR ve mahcup bir tonla olsa bile duyulan BOYKOT söylenceleriyle ortaya saçilmis bulunuyor.
Bu karmasa içinde en belirgin hareketlilik, iktidar olma avantajiyla toplumu yönetmeyi illede kendine hak sayan, bu amaçla dini ve keskin ülkücülügü ayni potada sekillendirip röfleleyerek kitleyi manipüle etmede önemli saydigi propaganda araci haline getirmis MHP/AKP bileskesinin EVET cephesinde görülmektedir.
Akilci ve düsündürücü bir güzergahta tartisilmasina izin verilmemis, getirisi-götürüsü muglak Baskanliga giden yolda AKP ve CHP arasinda, dayatilmak istenen sistemin ülke için sosyolojik bir ihtiyaç olup olmadigi bilgisinden yoksun yasanan kabalasma ise, iki tarafin da toplumsal kesimleri temsil edip etmedikleri noktasinda olgunlasip olgunlasmadiklari artik sorgulanir hale gelmis. Dolayisiyla ne MHP/AKP bileskesinin evet demesi, ne CHP ve disindaki kalite kontrol ustaligiyla HDP’yi kusatip paslasma ve sutlamalarin hedefi haline getiren mükemmel solun hayiri Kürtleri, emekçi yoksul Türkleri ve iflasin esigindeki esnafi ilgilendirmemeli.
Bu kesimler, geleceklerini dogrudan etkileyecek anayasal degisiklikleri ve düsünülen sistemi taniyarak kendi gerçeklerine göre müsterek bir karsitlik ortaya koymalidir. Karsitlik, bir yerlere koltuk degnegi olmaktan baska anlam ifade etmeyecek, etkisiz pozisyon tabir edilir boykot olmamali. (Hosgörünüze siginarak tavsiyem olsun. )
Öncelikle Baskanlik denilen yönetimlerde, devlet yönetiminin tek bir kisinin baskanliginda hükümet etme sistemi oldugu unutulmamali. Sistemin basina BASKAN denir. Devlet Baskaninin kabine üyeleri, ordu ve tüm yürütme erkinin basi oldugu, demokratik denge unsurlarinin otoriterlik atmosferi içine sikistirilmis, çogunluk karsiti uygulamalara karsi duruslarin da fenomence saldirilarla karsilik buldugu toplumlarda uygulanmasi sadece irkçiligi körüklemekle kalmiyor. Araç olarak kullanilabilir hale getirilen din de laiklik de önemsiz hale geliyor.
Devlet yönetiminin toplumsal ihtiyaçlara göre sekillendigi medeni ülkelerde, toplumsal mutabakat metni olarak hazirlanan anayasa, toplumun bütün katmanlarinin ihtiyacina göre devletin yönetim biçimine dönüstürülüyor. Bu bakisla degerlendirilecekse sayet, demokrasi kültürünün yasam bulma istegi her zaman tirpanlamis bir ülke için baskanlik sistemi mi toplumsal ihtiyaçtir, yoksa toplumun her kesiminin adalet, esitlik ve özgürlük taleplerini içinde barindiran çagdas, esitlikçi, adil bir anayasaya mi toplumsal ihtiyaçtir sorusu karsimiza çikiyor.
Yolsuzluk atmosferi içinde kontrol edilmekten ürken, demokratik her hareketlilige öcü gibi bakan bireylerin bireysel saplantilarinin patalojik sendroma dönüstügü toplumlarda, demokratik denge unsurlarindan, demokrasi anlayisi ve insan haklarindan söz etmek olanakli olmuyor. Dolayisiyla demokratik siyasetten uzaklasmalar kolay olacagi için demokrasinin mihenk tasi akademisyenlere, aydinlara, muhalif siyasi kanatlara kirim dayatmak olaganlasabiliyor. Bu anlamda dayatmaci hakim siyasetin kültürel yapisi, zaten siyasetle alakali olsun olmasin düsünen her bireyde baskanlik sisteminin mutlak bir diktatörlüge dönüsebilecegi endisesi kendini gösterebiliyor. Hele bireysel ve toplumsal dengeyi saglama organi adaletin topuzu siyasallasiyor, buna bagli olarak demokrasi ve diktatörlük kavramlari düsünme yetisinde bir alt-üst olus yasatiyorsa, demokratik degerler ve insan haklari yikimin esigine gelmis demektir.
Düsünülen anayasal degisikliklerle varligi ve siyaseti etkisiz bir pozisyona savrulmus Kürtlerin degisiklikler karsisinda kayitsiz kalma lüksü yok. Çünkü Kürtlerin öncelikli sorunu, anayasa güvencesi altinda varlik sorunudur. Kaldi ki dayatilmak istenen anayasal degisikliklerden orta vadede Türklerin gelecegini de etkileyebilecegi okunabiliyor.
Baskanlik sistemin, kendine özgü sartlari olan, insan haklari ve demokratik degerlerden toplumun her kesiminin yararlandigi ABD’de istikrarli bir demokrasi yaratmis oldugu dogrudur. Örnegin kiminin USA marka Herkül, kiminin de Amerikan delisi diye adlandirdigi Baskan Trump’un aldigi kararlari yerel mahkemeler bile ret edebiliyor ve kendini dünyanin agasi sanan Trump, ensesini kasimakla kaliyor.
‘Peki, sizin ilkel irkçiligi baskilayip kontrol edecek bir ilaciniz var mi?’
‘HAYIR. ‘
Yazimizi, Hz. Peygamber efendimizin (s. a. s) su hadisiyle noktalayalim. ‘Kim öfkesini yenerse Allahu Teala azabini ondan kaldirir. Kim de dilini çirkin sözlerden muhafaza ederse Allahu Teala onun ayibini örter. ‘
Ali Kizilay