Makale

Beyaz Saray’da Suriye kirilmasi

BASBAKAN Recep Tayyip Erdogan’in geçen hafta gerçeklestirdigi Washington ziyareti, ileride Türkiye’nin Suriye politikasinda büyük bir kirilmanin yasandigi bir ziyaret olarak hatirlanacaktir.

Erdogan’in gezisi, zengin görselligi içinde, Türkiye’nin iki yildir izlemekte oldugu Suriye politikasinin isabetsizliginin uluslararasi camiaya ve Türk kamuoyuna Beyaz Saray’in bahçesindeki bir ilkyaz yagmuru altinda seremoniyle ilani gibi de degerlendirilebilir.

* * *

Politikanin geçersizligi bir dizi somut sonuçta ve gelismede kendisini gösteriyor. Birinci sirada, bütün oyun planini hiçbir ihtiyat payi birakmadan Besar Esad rejiminin kisa zamanda çökecegi varsayimi üzerine kuran AK Parti hükümetinin öncelikle bu hesabinin yanlis çikmasi yer aliyor. Burada ciddi bir degerlendirme hatasi yapildigi konusunda bugün giderek genisleyen bir konsensus söz konusu.
Ikincisi, askeri seçenegin zorlanmasina karsilik bu alandaki beklentiler de karsiliksiz çikmis, bütün çarklar ‘siyasi çözüm’ yönünde islemeye baslamistir.
Konsensus halindeki üçüncü bir sonuç, Suriye’deki krizin Türkiye’nin Ortadogu’daki olaylari tek basina yönlendirebilme kapasitesinin sinirlarini göstermis olmasidir.
Ve dördüncü nokta, Ankara’nin Besar Esad rejiminin ‘geçis yönetimi’ içinde yer almasini da kabullenmek durumunda kalmasidir.
Aslinda bu basliktaki çarpici degisimi Basbakan Erdogan’in sözleri üzerinden de okuyabilmek mümkün. Washington’a hareketinden önce ‘Ikinci Cenevre Anlasmasi gibi yaklasimlar var. Bunlar da bize biraz, yani bu ipe sanki un sermek gibi geliyor’ diyen Erdogan, Beyaz Saray görüsmesinde bu yaklasima destek verdikten sonra ‘ipe un serme’ sözleri hatirlatildiginda ‘Benim fikrimdeki degisme diyebilirsiniz veyahut bir gelisme de diyebilirsiniz…’ diye konusmustur.

* * *

Washington ziyaretinin Türkiye açisindan en önemli sonuçlarindan biri, güney komsusu Suriye’de sürmekte olan içsavasin artik bir ‘uluslararasi sorun’a dönüstügü gerçegiyle barisik hale gelmesi olmustur.
Bu uluslararasi sorun Rusya ve Iran’in Ortadogu’daki bekalariyla, Suudi Arabistan, Katar gibi Arap ülkelerinin bölgedeki nüfuz mücadeleleriyle ve Israil’in güvenlik politikalariyla çok yakindan ilgili oldugu için önümüzdeki dönemde sayisiz aktörün açikça ya da perde arkasindan devrede olacagi büyük pazarliklara, müzakerelere ve oyunlara sahne olacak uzun ve yorucu bir döneme hazirlikli olmaliyiz.
Kuskusuz Türkiye de bu pazarliklar içindeki en kritik güç merkezlerinden biri olacaktir. Ancak yeni dönemin kosullari, Ankara’nin Suriye politikasinin ayarlarini ciddi bir sekilde revizyondan geçirmesini gerekli kiliyor.
Aslinda yeni dönemin ayarlarinin bir bölümünün ipuçlarini Beyaz Saray’in bahçesinde yapilan açiklamalarda da bulmak mümkündür.
Bunlardan biri, ABD’nin Irak’ta yaptigi vahim bir hatadan çikardigi dersin dogrudan bir sonucudur. 2003’te Irak’a savas açan ABD, izledigi politikayla Saddam Hüseyin rejiminin bütünüyle çökmesini zorlamistir. Devlet aygiti çökertilince yenisini kurmak kolay olmadigi gibi muazzam bir kaos ve otorite boslugu ortaya çikmistir. Obama’nin Erdogan’in yaninda sarf ettigi ‘Suriye’nin içindeki kurumlarin hâlâ isledigi bir siyasi geçis sürecine dogru ilerlemeliyiz’ seklindeki sözleri, Irak’taki hatanin Suriye’de tekrarlanmayacaginin en açik kanitidir.

* * *

Yeni dönemin bir baska önemli noktasi ‘asirilik’ (extremism) meselesidir. Bundan El Kaide çizgisindeki köktendinci direnisçiler sorununu anliyoruz. Amerikan tarafi, ziyaret öncesinde Erdogan’dan El Nusra gibi Cihatçi gruplarin Suriye’ye geçislerine izin verilmemesinin istenecegini kuvvetle vurguladi. Bu beklentinin Beyaz Saray’da Erdogan’a bizzat açildigi anlasiliyor. Nitekim Obama’nin Erdogan’in yaninda ‘Asiriliklar degil istikrar içindeki bir Suriye için birlikte çalisacagiz’ demesi bu konuda mutabakata varildigini gösteriyor.
Dolayisiyla Obama’nin bu sözlerini Ankara’nin yeni dönemde Cihatçi gruplar karsisindaki tutumunu degistirecegi seklinde anlamamiz gerekiyor. Oysa Ankara çok uzun bir dönem bu gruplarin Suriye’ye geçislerine, sinirdan gelip gidislerine ‘Birakiniz yapsinlar’ anlayisiyla genis bir hareket serbestisi tanimisti.
Ankara’nin uygulamada bu konuda ne ölçüde kontrollü bir çizgiye geçecegi, siniri disiplin altina alip alamayacagi Washington ziyaretinin yanit bekleyen en kritik sorularindan biridir.

——————————————–

Hürriyet-22 Mayis

Sedat Ergin

Back to top button