Makale

Bingöl olayi bile bile lades mi?

Bingöl’deki son olayla ilgili olarak su ana kadar ortaya çikan bilgiler, bu askerlerin bile bile kurban edildigini anlamaya yetiyor. Aynen 1993 yilindaki 33 asker gibi.

1- Izinden dönen 200 silahsiz asker Elazig’dan üç otobüsle Bingöl, Mus ve Bitlis’teki birliklerine gönderilmek üzere, zirhli araçlar esliginde yola çikariliyor. Otobüsler yolda mola veriyor. Kim olsa bunun bir askeri konvoy oldugunu bilir ve bilgi cep telefonuyla aninda her yere ulasir. Yani bunun için, iddia edildigi gibi tasiyici sirketin PKK’ya haber ulastirmasina gerek yoktur.

2- Bingöl-Mus yolunda saldiri yapildigi zaman konvoydaki zirhli araçlar cevap vermemis, olaydan yarali kurtulan askerlerin ifadesine göre birakip kaçmislar. Acaba korktuklari için mi, yoksa cevap vermek istemedikleri için mi?..

3- Yine askerlerin verdigi bilgilere göre bu zirhli araçlarin mühimmatlari yokmus! Peki, nasil olur bu? Daha üç gün önce özel hareket polislerinin pusuya düsürülüp 8’inin hayatini kaybettigi bir yola bu kadar silahsiz askeri götürüyorsun ve sözde koruma görevi yapan zirhli araçlarda mühimmat yok?

4- Saldiri yeri televizyonlarda gösterildi ve herkes oradaymis gibi görmüs oldu. Bölge hiç de daglik ve gür ormanlik degil. Rahatça helikopter inebilecek türden. Saldiri derince bir yarmanin (yol yamacinin) hemen üstündeki adam boyunu geçmeyen bodur meselerin arasindan yapilmis. Yani yakinda ve rahatça cevap verilecek bir hedef. Ama ne konvoyda yeterince silahli asker var, ne de zirhli araçlar cevap veriyor. Tersine birakip kaçiyorlar. Bu kalabalik konvoyu korumak için helikopter de yok.

5- Bir baska tepeden bir adamin, saldirganlara atesle müdahale ettiginden söz ediliyor. Askerler, ‘o olmasa hepimiz ölecektik’ diyorlar. Peki bu ‘yalniz ve cesur’ adam kim? O da bir sir. Yarali askerler, yol güvenliginden sorumlu bir köy korucusu oldugunu tahmin ediyorlar…

Bütün bunlardan çikan sonuç sudur: Birileri bu senaryoyu düzenledi. Kurbanlar da eylemi yapacaklar da, eylem yeri de önceden belirlendi. Eylemciler rahatça islerini gördüler, karsilik görmeyeceklerinden eminlerdi. Sivil askerleri tasiyan bir otobüsü roketle vurdular, silahla taradilar, sonra da rahatça çekip gittiler. Zirhli araçlar cevap verecegine, onlar da ‘hizla’çekip gittiler. Helikopterler ise önceden yoktu, zamaninda gelmediler, geldikleri zaman da zaten gereken çoktan yapilip bitmis, evli evine, köylü köyüne dönmüstü…

Tepedeki ‘Yalniz ve cesur’ adama gelince, bu gerçekten kimdi, rolü neydi? O bir köy korucusu mu idi, yoksa senaryodaki bir baska görevli mi? Yani, ‘o ates edince PKK’lilar çekip gitti,’ demek için mi?.. Bu kisinin bulunmasinda büyük yarar var. Gerçekten köy korucu ise bulmasi kolay. Degilse, yani senaryodaki aktörlerden biri ise bulmasi zor olacak…

Evet, bizce bu olay, aynen 1993 olayinda oldugu gibi tam bir danisikli dövüs, bir sike. Askerler bile bile kurban edildi. Bu kez eylemi yapanlarin PKK’li olup olmadiklari bile kuskulu. Bu bir derin devlet isi ise, ki görünen o, konvoyu vuranlar da pekâlâ Ergenekoncu, yani Kontrgerilla veya JITEM’ci olabilir.

Amaç mevcut yangini büyütmek, gerilimi arttirmak, hükümeti bölgede olaganüstü hal ilanina, belki de sikiyönetime zorlamak. Örnegin MHP, 12 Eylül öncesinde oldugu gibi ayni borazani çaliyor.

Roboski ile baslayan tuzak devam ediyor.

Ama Erdogan, ‘Geri adim yok!’ diye nara atiyor. Idris Naim sahin, ‘Son terörist yok edilinceye kadar devam!’ diyor… Yani hükümet bir tür gölgelerle boks etmekte.

Iyi de, ya ilk teröristle son terörist bir kontrgerillaci iseler?..

Ya bu bir tuzaksa?..

Olup bitenin bir tuzak oldugunu, kafasini kuma gömmeyen herkes görebilir.

Idris Naim Sahin ucubesini bir yana birakalim, ama AKP’nin sözde usta, sözde deneyimli onca yöneticisi, siz bu oyunun farkinda degil misiniz?

Türk medyasinin kaleminden kan damlayan onca yazari çizeri, yorumcusu, siz bu oyunun farkinda degil misiniz?

Eger degilseniz, yaziklar olsun size!

Eger farkindaysaniz ve bu oyunu bile bile oynuyorsaniz yaziklar olsun bize! Sözde Kürt halkinin sözcülügüne soyunmus bunca Kürt aydinina, Kürt halkinin kurtulusuna soyunmus ve bunca çile çekmis, saç sakal agartmis Kürt politikacilarina…

Hepimiz, cümbür cemaat, bir Karagöz-Hacivat oyununun saf seyircileri gibi, Türk derin devletinin yillar önce tezgâhladigi bu savas oyununa kendimizi kaptirmis gidiyoruz demektir.

Gözlerinde perde olmayan gelecegin tarihçileri bize aciyacak…

20 Eylül 2012

Hüseyin Azad

Balkêş e ?
Close
Back to top button