Makale

Bir Ingiliz bilimkurgu romaninin alla turca çesitlemesi

Baskin ORAN

‘Her sey, özellikle de asiriya giden her sey, kendi mahvinin tohumunu karninda tasir ve zamani gelince dogurur’. Baba Diyalektik’in bu en baba kurali Türk yargisinda sema olarak söyle islemekte:
AKP ve R. T. Erdogan, Tek Adam Rejimi’ni dogurdu.
Tek Adam Rejimi, Hâkim ve Savcilar Kurulu HSK’yi dogurdu.
HSK, Sulh Ceza Hâkimlikleri’ni ve belli Agir Ceza Mahkemesi (ACM) savci ve hâkimlerini dogurdu.
Onlar da, karninda Tek Adam Rejimi’nin mahvinin tohumlarini tasiyan bugünkü hukuk skandallarini dogurmakta.
***
Daha ileri gitmeden bir parantez açmak ister de, AKP ve R. T. Erdogan’i kim karninda tasiyip dogurdu derseniz, oradan baslayalim.
Atatürk reformlarinin/devrimlerinin temel ilkesi laiklikti: Din’i dünya islerinden kesinlikle uzak tutmak. Uygarligin olmazsa olmaz kosulu.
Kendilerini vazgeçilmez sayan ve bu temel ilkeyi bir okumuslar despotizmi olarak anlamak isteyen laikÇIler, ancak ‘Yüz çiçek açsin, yüz fikir yarissin’ diye tanimlanabilecek olan üniversitenin kapisindan basörtülü kiz ögrencileri sokmadilar. Onlari evlerine, kendilerine basörtülü kizlar dogurtacak koca beklemeye yolladilar. Basörtülü annelere de, ogullarinin Harbiye mezuniyet törenini izletmediler.
Bu rezil yasaklar ve daha niceleri, Baba Diyalektik icabi, AKP’yi ve R. T. Erdogan’i dogurdu. Devam edelim.
***
R. T. Erdogan ilk bikaç yil AB Uyum Paketleri’yle reform yapti. Bu arada, on yilda bir askerî darbe yapmayi vazife edinmis askerlere çizgiyi bildirmek gibi önemli bir vatanî hizmet gördü.
Sonra kendini ve ideolojisini gitgide vazgeçilmez saymaya basladi. Askerî vesayetin yerine Türko-Islam vesayetini ikame ederek içte demokrasiyi, dista Türk dis politikasini perisan (pardon, pejmürde!) etmeye basladi.
***
Yalniz, o sirada baska bir Islamci ekip daha kendini vazgeçilmez saymaya ve basta Yargi olmak üzere devlet kurumlarina yerlesmeye baslamisti: Fethullahçilar.
Elinde yetismis kadro olmadigi için R. T. Erdogan bunlari talep ettikleri her yere yerlestirecek ve sonunda 15 Temmuz 2016 darbe tesebbüsüyle karsilasinca meshur ‘Ne istediniz de alamadiniz!’ (https://www.youtube.com/watch?v=-m9NL8xz_Hw) diye azarlayacakti.
Baba Diyalektik bu ‘kadro’ya da kendini vazgeçilmez saymanin cezasini verdi. Verdi ama, diger ‘vazgeçilmez’ olan CB Erdogan da, ‘Bu hareket bize Allah’in büyük lütfudur’ (https://www.youtube.com/watch?v=a_BiFgBGNSY) diyerek, sözünün hakkini verdi:
Fethullahçilari FETÖ adi altinda temizlemek bahanesiyle Kürtler basta olmak üzere yüz binlerce muhalifi (ve ayrica dürüst mütedeyyini) yok etmeye giristi.
***
Bu noktada, Baba Diyalektik’in bir fantezisi olusmadi degil:
Dinci Fethullahçilar ile laik darbeperest askerlerin kan uyusmazliginin gülünç kildigi 15 Temmuz’dan 3 yil sonra bile ulusolcu laikÇIler bu FETÖ kampanyasina alkis tutmaktalar. En basta da, durmadan FETÖ’ye lanet mansetleri atan (ve muazzam bir komedidir, E. Çölasan dahil 9 yazari FETÖ’den yargilanan) Sözcü gazetesi.
Alkis tutmaktalar çünkü Dinci AKP + Irkçi MHP + Ehlilestirilmis Ergenekon + Ulusolcular formülüne göre olusmus Mahser’in Dört Atlisi mensubu sifatiyla bu acayip koalisyonun tek ortak paydasini can-u gönülden paylasmaktalar: Kürt Düsmanligi.
Bu paylasmanin ‘mükafati’ elhak gecikmedi: Aynen seçilmis Kürt belediye baskanlarina yapildigi gibi, CHP’li Imamoglu’nun da caaart diye kayyimlanmasi ve tekrar seçilince de yeni büyük ikramiyenin CHP’li Canan Kaftancioglu’na çikmasi biçiminde geldi.
Kaftancioglu’nu Jeanne d’Arc’lastiran bu Istanbul 37. ACM karari, Baba Diyalektik’i anlamamakta israr edenleri bile ikna edecek türden oldu.
***
Olayin önemi, 7 (yedi) yil önce atilan tvitlere toplam 9 yil 8 ay 20 gün ertelemesiz ve HAGB’siz (hükmün açiklanmasinin geri birakilmasi) hapis verilmesinden gelmiyordu sadece. Bu vesileyle, tüm muhalifleri susturmak için kurulan Yargi sistemi artik örtülemeyecek biçimde saçilmisti ortaliga:
Daha 15 Temmuz öncesinde, HSK ikiz dogum yapmisti: a) Rezaletler duyulmasin diye yayin ve erisim yasaklari getiren Sulh Ceza Hâkimlikleri; b) Belli ACM’ler ve hatta bunlarin belli hâkimleri.
Mesela Özel Yetkili 16. ACM Baskani Mehmet Ekinci bu Cemaat hâkimlerinin en taninmisiydi. OdaTV davasina 4 gün kala HSK tarafindan mahkemenin basina atanmisti. 217 kez ByLock’a girdigi BTIK tarafindan saptanan bu hâkime ayrica Sike, KESK, KCK gibi baba dosyalar ‘düstü’. Ekinci eskal degistirmis biçimde firardayken, Yalova’da saklandigi evde yakalanarak Ocak 2017’de tutuklandi.
***
Simdi, ‘FETÖ sonrasi’ taninmislarinin basinda, Kaftancioglu’na ceza yagdiran Istanbul 37. ACM ve baskani Akin Gürlek var. Kendisine bugüne kadar ‘düsen’ dosyalardan bazilari söyle:
Istanbul 4. Sulh Ceza Hâkimi oldugu dönemde eski Erzurum Valisi Celalettin Güvenç’in tecavüz dosyasini kapattigi iddiasi haberlerine erisim engeli.
Müzisyen Atilla Tas ve gazeteci Murat Aksoy’un, ‘cebir ve siddet kullanarak darbeye ve anayasal düzeni ortadan kaldirmaya tesebbüs’ iddiasiyla tutuklanmalari.
Selahattin Demirtas’in ‘silahli terör örgütü propagandasi yapmak’tan 4 yil 8 aya, Sirri Süreyya Önder’in de 3 yil 6 aya mahkûm edilmesi.
Polis tarafindan atilan gaz kapsülünün öldürdügü Berkin Elvan’in cenazesine katilmaktan tutuklanan sosyoloji ögrencisi Berkay Ustabas’in 1 yil boyunca tahliye edilmemesi ve sonunda 5 ay hapis almasi.
Aralarinda ÇHD Genel Baskani Av. Selçuk Kozagaçli’nin da bulundugu tutuklu 17 avukat hakkinda tahliye karari verilmisken, Istanbul 37. ACM baskani yapilinca bu avukatlari (savunmalarini almadan!) 11 ila 18 yila mahkûm etmesi.
***
Isin seyinin çikmasi, galiba, GS Üniversitesi’nden Baris Akademisyeni Yrd. Doç. Dr. Gülsün Güvenli’nin, ‘terör örgütü propagandasi’ndan 1 yil 3 aya mahkûm edilmenin yani sira, daha önce hiç görülmemis bir cezaya çarptirilmasiyla gerçeklesti:
‘5.8.2015 tarihinde Hakkâri’nin Semdinli ilçesinde silahli saldiri sonucu PKK tarafindan sehit edilen Komiser Ahmet Çamur’un esi Gökçen Çamur ve ailesine bassagligi ve taziye ziyaretinde bulunmakla yükümlü tutulmasina, kararin infazinin takibinin Denetimli Serbestlik Sube Müdürlügünce yerine getirilmesine karar verildi.”
Bizim zamanimizda da, 12 Mart ve 12 Eylül cezaevlerinde tutuklulara Istiklal Marsi’nin 10 kitasi ezberletilip ceza olarak okutulurdu…
Kararin absürdlügü o denli açikti ki, ardindan Mahkeme, savcinin itirazini gerekçe göstererek kaldirdi.
***
Avrasya Arastirma’nin 1-7 Eylül’de yaptigi anket geçen hafta açiklandi: Babacan’in kuracagi parti hesaba katilmadan, CHP birinci parti çikti.
De gidinin Baba Diyalektik’i de! CHP gibi bir parti ancak böyle bir Tek Adam Rejimi sayesinde aktiflesebilir ve görebilirdi bu günü!
***
Bugünlerde ilginç bir roman okuyorum. Ingiliz yazar Mary Shelley, 1818’de henüz 20 yasindayken Londra’da imzasiz yayinlamis. Çok kisa özeti:
Astrolojiye, simyaya ve en nihayet hayat iksirini bulmaya merak sardiran bir genç, ceset parçalarini birbirine dikip kafasina göre bir canli yaratmak istiyor. Ama (elektrik akimi vererek?) canlandirdigi dev Yaratik fevkalade çirkin; derisi sapsari ve altindaki bütün damarlar gözükmekte. Ödü kopuyor ve laboratuvarda öylece birakip kaçiyor.
Sonrasi daha tatsiz. Yaratik, genç bilimcinin akrabalarini katlediyor. Genç de intikam için onu ararken mevta oluyor…
———————————————————–
Marmara Yerel Haber-12 Eylül 2019

Baskin Oran

Back to top button