Bir sahis

Bir sahis çikmis ve asagida paylasacagim seyleri söylüyor. Okuduktan sonra siz; cinsiyetiniz, siyasi egiliminiz, inanciniz ve soyunuz ne olursa olsun, bir insan ve vatandas olarak onun sözleri hakkinda ne düsünürsünüz? Lütfen yarginizi sona saklayin.
“Son yillarda birey ve toplum olarak, yasanan sorunlarla ilgili en masum çözüm önerilerini, düsünce ve görüsleri derhal siyasi bir süzgeçten geçirdikten sonra kabul veya reddeder hale geldik. Bu yaklasim, toplumun asiri siyasallasmasina, kutuplasmasina ve kaygi verici bir gerilimin yasanmasina yol açiyor. Yasanan gerilim insanlarimizi taraf olmaya zorlamakta, söylenenler yanlis da olsa, taraf olmanin güçlendirdigi inatçilikla düsünceler savunulmaya çalisilmaktadir.”
Bu konuda itiraziniz var mi?
Sahis devam ediyor: “Sorunlara veya önerilen çözümlere tepkisel tavirlarla meydan okumak, taraftar bagliligini güçlendirmekte ise de insanlarin bir araya gelme, diyalog ve uzlasma iradelerini zayiflatmaktadir. Diyalog ve uzlasma zeminini kaybettigimizden dolayi, farkli olanlarin dogrulari ile zenginlesemiyoruz.”
Haklara sahip çikmak erdemdir
Hep farkliliklarimizin zenginlik oldugunu söyledik ama farkli sesleri susturmaya, bizden farkli gelenek, inanç ve dili olanlari dislamaya çalismadik mi?
“Baskalarinin haklarina sahip çikmak bir insanlik erdemidir. Katilmasak da hakki ihlal edilenlerin yükünü paylasmak, onurlu insan olma refleksinin dogal bir sonucudur. Demokratik ülkelerin gücünün yasaklara degil özgürlüklere dayali oldugu gerçegi göz ardi edilmemelidir.”
Biz, bölgemizde ve Islam dünyasinda “örnek” ülke olarak anilmamizi onlarda olmayan demokrasimize borçlu oldugumuzu söylemiyor muyduk? Pekiyi demokrasi, yurttaslar arasinda gerginlik, kutuplasma ve nefret kaldirir mi?
“Yasanan gerilimlere kim sebep olursa olsun, bu ortamda gelisen kin ve nefret söyleminin farkli düsünce ve inanç sahipleri arasinda duygusal bir kopusa yol açtigi açiktir… Bu duygulardaki ayrismalarin, birlikte yasama irademiz üzerinde olumsuz sonuçlar doguracagini söylemek yanlis olmayacaktir. Bu olumsuz sonuçlar siyaset, kültür, inanç, sanat, spor ve buna benzer etkinliklerde, farkli kesimlerin bir arada yasamalari için gerekli olan “bulusma alanlarini” yok etmektedir.”
Insanin özü onurudur
Bu degerlendirme size yanlis geliyor mu?
“Kin ve nefret söyleminin, korkuyla bulustugu böyle bir noktada, insanlarimizi iç dünyalarina hapsedilmis inançlar ve düsüncelerle bas basa birakiyoruz. Oysa çogulcu ve katilimci demokratik sistem, “farkliliklarin sesli yasamasi degil midir?”
Sahis, bunlari dedikten sonra insanin tüm siyasi, hukuki ve dini sistemlerin merkezi degeri olduguna vurgu yapiyor:
“Kâinatin özü insan, insanin özü ise esdegeri bulunmayan onurudur. Hukukun ve dinlerin koruma altina aldigi yegâne deger budur. Kamu gücüne sahip olanlarin topluma sundugu hak ve özgürlükleri, lütuf ya da bagis düzleminde degerlendirmesi düsünülemez. Farkli olanlarin hak ve özgürlüklerine karsi kimse, ev sahibi edasiyla durus da sergileyemez. Yetmis alti milyonun her ferdi bu evin sahibi ve anayasa ile teminat altina alinmis haklarin kullanicisidir.”
Bu sözlerle devletin asli görevini ve bu görevi üstlenmis olanlarin topluma/yurttaslara olan sorumluluklarini hatirlatan sahis, size bir bozguncu, menfaatçi veya pismis asa su katan bir isgüzar gibi görünüyor mu?
Bu sahis son günlerde çesitli ithamlarin hedefi haline gelen Anayasa Mahkemesi Baskani Sayin Hasim Kiliç’tir. Su sözler size bir tehdit mi yoksa güvence gibi mi geliyor? “Mahkememizin 52. kurulus yildönümünde size verebilecegimiz söz, bu hukuki ve insani degerlerin korunmasi konusunda mensuplarimizin kararli iradelerinin devam edecegidir.”
————————————
Bugün-1Mayis
Dogu Ergil