Bir seçim ugruna Ya Rab…
Önceki güm Karar’da Hakan Albayrak’in ‘CHP’ye yönelen küskünlere dair’ yazisinda pek çok hakli tespit vardi. Geçmisin hasarlari, güvensizlikler, gelecekle ilgili endiseler. Ama yazida bir sey israrla iskalanmisti.
Yarin neden bir kere daha seçime gittigimiz…
Halbuki 31 Mart seçimlerini az farkla da olsa kazanmis bir belediye baskaninin elinden mazbatasinin YSK baskaninin bile katilmadigi tutarsiz, ikna edici olmayan gerekçelerle alinmis olmasi gerçegini, CHP’nin kötü sicilini hatirlatarak degistiremezsiniz.
Ama 6 Mayis 2019 sonrasi yasananlar gösterdi ki,Türkiye’de muhafazakar kesimde siyasi mesruiyet hassasiyeti, düsmanin eline firsat geçmesi korkusu karsisinda hükümsüz.
Benzerleri AK Parti’ye yapilirken çikan sesler ve itirazlarin çogu da haksizliga karsi, demokrat, mesruiyetçi karsi çikislar degilmis, bizimkilere karsi yapilmis haksizliga karsi çikislarmis.
Bir belediyedeki iktidari bile kaybetme endisesi, haksizlik yapma, hakka girme gibi endiseleri bastirabiliyormus.
Yoksa son bes ayda yasananlar, yakin tarihimizdeki siyasi haksizliklar ve hatalarkülliyatinin epey konsantre bir versiyonundan baska bir sey degildi.
1946 seçiminde iktidarin sandikta kaybetmeye karsi gösterdigi hazimsizlik, 1989 yerel seçimlerinde Özal’in, muhalif partilerin belediye baskanlarini hükümet tarafindan çalistirmamakla tehdit etmesi, 1994 yerel seçimlerinde Çiller’in Erdogan’la ilgili elimde dosyalar var çikisi, yarginin kilicinin siyasetin üzerinde sallandirildigi kaçak gecekondu suçlamalari, medyanin bir adaya karsi hasmanetutumu, 1999’da Erdogan’in uydurma bir suçla görevden alinmasi gibi Imamoglu’nun da seçilse bile görevden alinmakla tehdit edilmesi, 2004’lerde Erdogan’in, Gül’ün Rum, Yahudi oldugu hakkindaki kampanyanin 2019’da Imamoglu hakkinda tekrarlanmasi, 2007’deki gibi bir yüksek mahkemenin milli iradeye ket vurmasi, Diyanet Isleri Baskanlarinin, valilerin, Sayistay baskanlarinin, askerlerin parti-devlet anlayisiyla hareket etmesi, devletin vatandaslarini fislemesi bu fislerin medyada dolasima sokulmasi, degistigini söyleyen siyasetçilere sürekli eski söylediklerinin hatirlatilip, takiyye, samimiyetsizlik suçlanmasi, degisime karsi bagnaz bir tutum takinilmasi…
Hepsi ne kadar tanidik ve aynilarini dünün magdurlarinin bugünkü yeni rakiplerine yapmasi ne kadar trajik…
Geçen gece yasanandan sonra ise Floransa’daki Kutsal Haç Kilisesi’nde bulunanbir mezardan sesler gelmis olabilir.
Diger Italyan büyükleriyle birlikte o kilisede gömülü olan Niccola Machiavelli’ninmezarindan.
Çünkü, 16. yüzyilda bir Prens’e yazdigi ahlaki sinirlari olmayan iktidar tavsiyeleriyle ‘Makyavelizm’ kavramini literatüre sokmus Machievelli, dün itibariyla mezarinda ters dönmüstür muhtemelen.
Bütün seçim kampanyasi boyunca karsi ittifaki, rakip adayi ‘teröristler, PKK, HDP ile is birligiyle suçlayip, bu yüzden ‘bekamiz tehlikede’ deyip, 1969’da Mardin Dernegi’ne üye oldugu, çözüm sürecini destekleyen bildiriye imza attigi, çocugu Newroz mitingine katildigi için muhalif partilerin belediye meclis üyelerininadlarini, fotograflarini, TC numaralariyla medyada boy boy PKK’li diye teshir edip,meydanlara HDP’lilerinvideolarini izletip, defolup Kürdistan’a gitsinler deyip, seçimi kazanirsa otoparklari PKK’ya verecek diye siyaset yapip, seçime iki gün kala PKK’nin hapisteki liderinden ‘Seçimlerde tarafsiz kalin’ anlamina gelen mektup alip bunu siyaseten kullanmak, bunun için Imrali’ya hiç olmamis bir sey yapip bir akademisyenigöndermek, bu mesaji gece Anadolu Ajansi’ndan son dakika haberi olarak duyurmak, üzerine bir de bu çagriya destek veren açiklamalar yapmak…
Bir bildiriye imza attilar diye terör propagandasindan yüzlerce akademisyeni üniversiteden atmis, hapse atmaya baslamis, yurtdisina çikislarina dahi izin vermeyen bir devlet yapiyor bunu üstelik…
Bir sürü siyasetçiyi, gazeteciyi çok daha azi için terör propagandasindan hapse atmis bir devlet…
Üç bes söz, bir kaç tweetle HDP’lileri PKK’yla iliskili gösterip hapse atan devlet, kendi eliyle PKK’nin liderinin HDP’ye talimat vermesini saglayip, HDP’nin bu talimata uymasini istedi.
Çözüm sürecinde PKK’yi silahsizlandirip, siyasi alana dogru çekmeyi denemis devlet, bu kez yerel seçimlerde mesru alanda siyaset yapan HDP’yi silahli örgütün liderinin emrine sokmaya çalisti.
Üstelik bu öyle bir telasla yapildi ki Çarsamba günü Öcalan’la görüsüp, Cuma günü onun görüslerini kamuoyuna açiklayacak avukatlari bile beklenemedi.
Çarsamba günü Öcalan’la haftalik görüsmelerini yapan avukatlar, bu beklenen mesaji hemen açiklamayinca Sabah gazetesinin bir yazari ‘Ada’dan dönen avukatlarinin, vakit geçirmeksizin güncel degerlendirmeleri paylasmasi gerekiyor. Ki duyumlarimiz, seçimde en azindan “nötr kalinmasi” çagrisina denk düsüyor’ diye bir yazi bile yazdi.
Avukatlar açiklama yapmayinca, apar topar 1999’dan beri ilk defa bir akademisyen Imrali’ya götürüldü ve yerel seçimlerle ilgili mektup ona verildi.
Bu mektuptaki seçimlerle ilgili mesaji da devletin resmi ajansi o gece flashgelisme olarak haber yapti.
Ama yetmedi, aninda Cumhurbaskani bu mektubu katildigi bir programda yorumladi:
‘Ilginç olan bir sey vardir ki, Apo’nun yaptigi açiklamadir. (Böyle bi açiklamada iktidarin katkisi oldu mu) bize oralardan ne gelir gelmez biz bunu kestirebiliyoruz. Bu iktidar savasinda HDP-PKK kanadinda yasanan bu savas Öcalan ve Demirtas noktasinda da ciddi bir iktidar mücadelesine dogru kayma gösteriyor. Bu süreç içerisinde tabi Öcalan kendi iktidarini bunlarin hiçbirine kaçirmak istemiyor. Bununla ilgili çok sert açiklamalari var. Demirtas’a hesap sormaktan tutun daga hesap sormaya varincaya kadar. Onlarin kendisine ihanet ettigi yönünde. Onlarin bu ihaneti sebebiyle onlara karsi kesin bir tavri var.”
Hadi bu açiklamada bir terör uzmaninin soguk analizleri var, yargi bildiren bir ifade yok.
PKK’ya silah biraktirmak için yapilan çözüm sürecine destek verenlere hakaretleretmis, hain demis, tehdit etmis MHP lideri ise PKK’nin liderinin yerel seçimler için açiklamasi için söyle dedi:
‘HDP ve Kandil CHP’nin yaninda hizalanmistir. Karsimizdaki tablo esef ve ibret vericidir. HDP’yle CHP arasinda kurulan al-ver süreci, kirli pazarliklar, kahredici anlasma ve uzlasmalar milli bekamiz açisindan agir risk ve tehditti. Imrali’da agirlastirilmis müebbet hapis cezasini çeken terörist basi anlasilan odur ki, HDP’nin istismarina müdahale etmek, hatta önüne geçmek maksadiyla tarafsizlik çagrisi yapmistir. Terörist basinin mektubu HDP’nin vahim sapmasina, zillet ittifakina verdigi rezil destegine itirazin, tepkinin ve bundan duydugu rahatsizligin eseri ve sonucudur. PKK’nin siyaset acentesi HDP’nin terörist basinin uyarisina ragmen marazi ve mahsurlu stratejisinde bir degisiklige gitmeme iradesi ise 23 Haziran üzerinde oynanan ahlaksiz oyunu iyice gözler önüne sermis olacaktir”
Gerçekten inanilmaz.
Yasal bir yerel seçimde, mecliste grubu bulunan bir partinin, iki diger legal partinin tümüyle yasal ittifakinin mesru adayina destek vermesine ‘vahim sapma, rezil destek’ deyip, silahli illegal terör örgütün liderinin buna karsi çagrisina ‘istismara müdahale etmek, önüne geçmek’ diyen kisi de aylardir herkese terörist diyen, herseyi beka olarak gören milliyetçi partinin lideri.
Machievelli’nin dün mezarinda ters dönüp dönmedigi bir kere daha kontrol edilmeli.
Ama ondan önce son bes ayda bir seçim için nelerin tepetaklak edildigine bir kere daha bakmali.
Bugünün kötü sicili, geçmisin kötü siciliyle örtülemiyor artik. Dün bize ibretlik dersler olabilir ama biz bugünden sorumluyuz.
Ve o sorumluluktan da tarihe dogru kaçamayiz.
Çünkü tarih bugün ve yarin da bizim için yazilmaya devam ediyor…
Yildiray Ogur