Makale

Bir ülke batarken…

Efendim Yerli ve Milli politikalarimiz sürüyor.
Büyük bagimsizlik hamlemizi engellemek için sürekli saldiri altindayiz.
Hem disaridan saldiriyorlar hem de içeride isbirlikçileri var.
Bizim kaderimiz ile Ülkenin kaderi birlesti. Yani bizden baskasi bu Ülkeye yaramaz.
***
Efendim 2001 krizinden sonra IMF-Dervis programinda yurtiçinden borçlanacaksan kendi paranla borçlan: Kendi ülkenden kendi vatandaslarindan Amerikan dolari ile borçlanma kurali getirildi.
Bu kural Damat Bakan Berat Albayrak gelene kadar uygulandi.
Yerli ve Milli politika uyguladigini, ekonomik bagimsizligi sagladigini sürekli dile getiren Berat Albayrak, nihayet 2018’den sonra kendi ülkesinden ve kendi vatandaslarindan Amerikan dolari ile borçlanmayi yeniden baslatti.
Böylece Yerli ve Milli kavramini Amerikan dolari ile taçlandirabildik.
Yol yaptik, garantisi Amerikan dolari
Köprü yaptik, garantisi Amerikan dolari
Havalimani yaptik, garantisi Amerikan dolari
Sehir hastaneleri yaptik, garantisi Amerikan dolari
Ama bütün bunlari yurtiçinde Yerli ve Milli diye satabiliyoruz.
Amerikan dolari ile bu ülkeyi bu kadar baglayan baskasi oldu mu? Ama asil soru su ki; bu kadar Amerikan dolarina baglanan baska kim çikip da Yerli ve Milliyim diyebilirdi?
***
Amerikan dolarinin TL karsisindaki degeri bu yilin basinda 5,85 düzeyindeydi. Simdi 1 dolar 8,30 lirayi geçti.
Amerikan dolari karsisinda Türk Lirasi on ayda yüzde 40’dan fazla deger kaybetti.
TL deger kaybettikçe kim kazandi? Elbette sayilari bir elin parmagini geçmeyen Hazine garantili müteahhitler.
Ya kim kaybetti?
Elbette tüm Ülke.
Bakiniz dis borçlarimiz 421 milyar dolar. Yilbasindaki kur ile hesapladigimizda TL bazinda 2,5 trilyon lira ediyordu. Simdi ayni borcun TL karsiligi 3,4 trilyon lira.
Kabaca sadece dis borçlardan kur artisi nedeniyle 1 trilyon lira kaybettik. Ya da söyle izah edelim: Sadece dis borcun kur artisi zarari GSYH’nin (5 trilyon TL kabul edelim) yüzde 20’sini aldi götürdü.
Iç borçlanmada dolara dönen Ankara’nin bütçesine de büyük zararlar yazilmaya baslandi.
Ithal ürünler vasitasi ile de (yillik 200 milyar dolar) yurtiçinde hem nihai ürünlerde hem de ara mali kullanilan yerli ürünlerde maliyetler sistikçe sisti.
Elbette nihayetinde bütün bu maliyetler Vatandasin sirtina yüklenecektir. Elektrik zammi, dogalgaz zammi, akaryakit zammi ve buna ek olarak özel sektörün maliyet zamlari pes pese bizi bekliyor.
Geçmediginiz köprüye 45 dolar üzerinden faturayi da siz ödeyeceksiniz. Gitmediginiz sehir hastanelerinin faturasini da siz ödeyeceksiniz.
Efendim bu faturalarin bir kismini da su sekilde ödeyeceksiniz: Vergi verecek ve bölgenize hizmet bekleyeceksiniz. Ama vergileriniz Hazine Garantili Müteahhitlere gidecegi için size hizmet gelmeyecek.
Kisaca ödeyeceksiniz… Hem de her yoldan ödeyeceksiniz.
***
Dün bir baska meseleyi yazdim. Bazi büyük bankalarimizin piyasa degerleri üzerinden eriyen varliklarimizi anlatmaya çalistim.
2013 yilinda 100 dolara alinan bu firmalarimiz bugün 15 dolara alinabiliyor. Degerleri yüzde 85 erimis durumda.
Simdi kendi kendimize soralim: Bir ülke bu kadar batarken yönetim ne yapiyor? Ya da Ülkemiz yönetiliyor mu?
Iste kritik cümle burada…
Ülke gerçekten yönetiliyor mu? Ya da kim için, kimin çikarlari için yönetiliyor?
Söylemle eylem nasil bu kadar ters olabiliyor? Yerli ve Milli söylemi ile Ülkemiz yabancilara nasil peskes çekilecek noktaya geldi?
Lütfen birazcik düsünelim. Kendimiz için olmasa bile evlatlarimiz için düsünelim…
Bu ülke batarken siz nerde yer aldiniz? Neyi alkisladiniz, neye destek verdiniz? Hangi kadrolarda yer aldiniz?
Tarih hepimizi yazacak; unutmayin.
————————————————————–
Marmara Yerel Haber- 30-Ekim 2020

Dengê Kurdistan

Back to top button