Makale

Birak daginik kalsin

Artik kimse seçimlerin sonucunda ‘Su parti veya su nitelikteki kisiler kazaniyor, vah vah’ demesin. Onlari seçen, yetkilendiren ve uygulamalarina sonuna kadar katlanan biziz. Onlar da bildiklerini yapiyorlar.

Peki biz kimiz? Kuskusuz ki biz aziz ve necip bir milletiz. Ama ne hikmetse sonunda kendimize zarar verecek seyler yapiyoruz. Örnegin bu bayramda da asiri güvenimiz nedeniyle yollar, bir türlü önlenemeyen açik kurban alanlari gibi yine kana bulandi. Bakmayin siz, Türk soförü, ‘en halis duygularin insanidir’.

Bayramin daha ilk günü 4514 acemi kasap hastanelik olmus. Izleyen günler daha bu sayinin içinde degil. Oysa biz palalariyla Avrupa içlerine dalmis bir milletiz. Demek ki delikli demir çikali kesici aletleri kullanma yetimiz azalmis.

Gazetelerde ilginç kurban öyküleri var. Örnegin daha kesmeden onu boynuzlari ile havaya kaldirip yere çarpan kurbanin basindan yaraladigi adam, ‘Yakalayip kesecektik, kismet olmadi, kaçti’ demis.

Kimi yerde büyükbas hayvanlar, vinç veya is makinesine tek ayaklarindan zincirle baglanip kesilmis. Böylece ileri teknoloji de devreye girmis!

Tüm ihtar ve ricalara ragmen birçok kisi yine kurbanlarini açik alanlarda, parklarda kesmisler. Kan gölleri ve atik et parçalari cennet vatanimiza ayri bir renk katmis.

Bu esnada Suriye’de

Türkiye Kurban Bayrami telasindayken insanlarin her gün kurban edildigi Suriye’ye bakisimizda ciddi bir degisiklik oldu. Amerika’nin Türk hükümetinin terörist ilan ettigi Suriye Kürtler’ine müdahale edilmemesini kesin bir dille Ankara’ya söylemesinden, Esed’in düsmemesi için ona her türlü askeri destegi veren Rusya’nin Türkiye’nin Suriye politikasina açikça cephe almasindan sonra hükümetimiz bambaska bir dil kullanmaya basladi.

Bunda galiba Türkiye’nin Suriye muhalefetini örgütlemek için cansiperane çalismasinin istenen sonucu dogurmamasi; büyük ümitlerle yürüttügü ‘egit-donat-gönder senin için savassinlar- formülünün basarisizligi da etkili oldu. Ankara’nin derinlikli stratejisinde hata yoktu ama seçilen veya gönüllü olan savasçi adaylari kof çikti.

Washington ile Ankara’nin egit-donat programinin ürünü olan ’30. Tümen’ mensuplarindan bir parti savasçi, geçen haftalarda Türkiye’den Suriye’ye geçtikten sonra El Nusra tarafindan ya öldürülmüs ya da esir alinmisti. Birkaçi Kürtler’e siginarak canini kurtarmisti. Geçen pazar bir 75 kisilik parti daha siniri geçti. Bu sefer Sam Cephesi adli bir örgüt tarafindan kaçirildilar.

BBC’nin aktardigina göre, Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan’in destekledigi Sam Cephesi (Jabha al-Shamiya), agir silahlar ve 12 araçlik konvoyla Suriye’ye giren egit-donat programi savasçilarini gözaltina aldi. Sonra birakildigi bildirilen 30. Tümen mensuplarindan geriye pek kimsenin kalmadigini, geçen hafta ABD Kongresi’ne bir sunum yapan ABD Merkez Kuvvet Komutanligi’nin (CENTCOM) basindaki General Lloyd Austin, ‘Az bir rakam… Dört veya bes kisi kaldi diyebiliriz’ itirafindan bulundu.

Bütün bunlardan sonra yetkililerimiz, kisik sesle ‘Geçis döneminde Esed kalabilir’ demeye basladilar.
Bu, beyan Suriye iç savasi çiktigindan beri Ankara’nin benimsedigi Sam’da rejim degistirmek ve Sünni bir bölgesel birlik kurmak stratejisinin sonunun geldigini gösteriyor. Üstelik bunu yapacagimiz ana ortak Misir’la da köprüleri atmistik. Allah’tan bu diklenmenin de ise yaramadigini, Kahire-Tel Aviv-Lefkosa isbirligi ile Akdeniz tabanindaki dogalgaz yataklarindan pay almanin zorlugu anlasildi ki yikilan diplomatik köprüler sessizce tamir edilmeye çalisiliyor.

Bütün bu aksilikler neden oluyor bilmiyoruz ama kendimize ve yöneticilerimize güvenimiz tam.

————————————-

Bugün-27 Eylül

Dogu Ergil

Back to top button