Makale

Birlik denilen sihirli kelime

Yillardan beridir ülkemizin semalarinda, her derde deva olan sihirli bir kelime dolasip duruyor. Açilan her agizdan önce ‘Birlik’ kelimesi çikiyor. Diger kelimeler onun kuyruguna takiliyor. Asagilanan, sömürülen, horlanan ve baski altina alinan tüm toplumsel gruplar bizleri, olusturduklari birlik semsiyesinin altinda el ele tutusmaya, birlikte hareket etmeye davet ediyor. Kisacasi ‘Birlik’ kelimesi, yeri gögü inleten, her derde deva olan, sihirli bir kelime haline gelmis bulunuyor.

Örnegin yasadigimiz ülkede Kürtler, emekçiler, kadinlar, Müslümanlar, Aleviler, feministler, köylüler kentliler, sagcilar solcular, PSK liler, HAK-PAR lilar, KOMKAR’lilar durmadan ‘Birlik olalim, hakkimizi alalim’ diye bagirip duruyorlar.

O zaman, neden bunca istege ragmen kitleler bu konuda kalici, yarar saglayici, sorun çözücü adimlar atmiyorlar? Hiç bir kesim, kalici bir birlik olusturamiyor? Belli ki bu iste bir terslik var. Bu terslik ne olabilir acaba?

Biz, baskasini birakip kendimize bakalim. Kürtlerin, bir birlige ihtiyaci oldugu yatsinamaz bir gerçek. O zaman biz Kürtler neden, kalici ve sorun çözücü bir birlik projesi yapip halkimizin onay ve destegine sunamiyoruz?

Çünkü Kürtlerin bu konuda kafalari çok karisik. Kendisine yarar getirecek birligin ana stratejisi ve temel kriterleri hakkinda kafasi berak degil. Ayrica, bazi anasinin gözü çevreler, sahte dostluk numaralariyla kafamiza daha da karistiriyorlar. Bu nedenle Kürt sorununu kökten çözecek uygulanabilir bir proje yapamiyoruz. Bizim her seyden önce kendimize ‘Niçin, kimin için, nasil bir birlik?’ diye sormamiz gerekiyor.

Ben, bu konudaki düsüncemi sizlerle paylasmak istiyorum. Bunun için Türkiye’de savunulan birlik anlayislarna kisaca bir göz atmak istiyorum.

Kemalist Birlik: Ortadogu dünyanin en enternasyonal cografyasidir. Kemalistler bu renklilige inat, tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek din, tek mezhepten olusan üniter ideolojiyi halka süngü zoruyla dayattilar. Bu nedenle Türkiye’de insan haklarina dayali, demokratik, esitlikçi, çagdas bir sosyal hukuk devleti kurulamadi. Halkla devlet, sürekli bir zitlasma ve çatisma içinde oldu. Toplumsal gruplar arasinda rizaya dayali bir birlik kurulamadi. Kürtler de bu çogulcu yapi içinde kendine bir yer bulamadi.

Islami Birlik: Türkiye’de uzun bir zamandan beridir ‘Türk-Islam Sentezi’ denilen bir birlik kurulmus bulunuyor. Milliyetçilik irksal, din ise inançsal bir birliktir. Bu nedenle milliyetçi olan dindar, dindar olan ise milliyetçi olamaz. Yani bu iki ana kimligin bir sentezi yapilamaz. Ayrica Gayri Müslümler, Aleviler, Safii olmalarindan dolayi da Kürtler, Türk-Islam sentezinin disina atilmistir. Bu nedenle din birliginin Kürtlere bir yarar saglamasi mümkün degildir.

Sol Birlik: Bu, çesitli halklara mensup emekçilerin olusturdugu sinifsal bir birliktir. Bu nedenle, emekçilerin disindaki Kürtleri içine almayan bu birligin Kürt ulusunu temsil etmesi mümkün degildir.

Cins Birligi: Cins ayrimciligina karsi çikan kadinlarini desteklemek elbette ki dogrudur ve gereklidir. Ne var ki, Kürt erkeklerini devre disina atan bu tür bir birligin Kürtlerin temsilcisi olmasi da mümkün degildir.

Mezhepsel Birlik: Kurulacak bir Alevi birligi, Gayri Müslümleri ve sunni Kürtleri devre disarida birakacagi için, bu birlik de Kürtlere uygun birlik degildir.

Liberal Birlik: Bu, evlere senlek bir birlik anlayisidir. Bir avuç kapitalistin disindaki toplumsal gruplari devre disina atan bu birligin Kürtlere hak hukkuk tanimasi, yarar saglamasi söz konusu olabilir mi?

Örgütler arasi Birlik: Bu, seçim, toplumsal kalkisma, savas ve benzeri durumlarda, toplumun genel çikarlari korumak için kurulan geçici cephe birligidir.

Simdi, ortaya koydugum bu tablo, ‘Kürtlere uygun bir birlik kurulamaz’ anlamina gelir mi? Elbetteki hayir. O zaman Kürtlere yarar saglayacak birlik nasil bir birlik olabilir?

Yukaridaki farkli birlik anlayislarina baktigimizda, dogal olarak her birligin içinde yer alan bir gruba yarar saglarken, digerlerine zarar verdigini görüyoruz. Bu durum, Kürtlere yarar saglayacak birligin ana stratejisi ile, temel kriterlerinin neler oldugunu bize gösteriyor. Simdi konunun merkeze dogru adim daha atalim.

Çözmek istedigimiz Kürt sorunu, nasil bir sorundur? Örnegin bir sinif, cins, din, mezhep, kültür, ideoloji, feodalizm sorunu mudur? Bu kimliklerden birini seçmemiz halinde, o kimlige yandas digerlerine ise karsit konumuna düsmez miyiz?

Bizim temel amacimiz, tüm Kürtleri bir arada ve birlikte mutlu etmek degilmidir? Peki hangi ana kimligimiz hiç bir grubu disarda birakmadan tüm Kürtleri, kendi semsiyesi altinda topliyabilir? Elbette ki ancak ‘Ulusal’ kimligimiz bunu saglayabilir. Çünkü hepimiz emekçi, kapitalist, Alevi, Sunni, sagci solcu, dindar, laik, köylü kentli degiliz. Ama hepimiz Kürdüz.

O zaman temel tespitimizi yapalim. ‘Kürt sorunu, ulusal bir sorundur ve ulusal projelerle çözülür. Bu konuda yapilacak her türlü projenin temel kriterleri, Kürt ulusal çikarini tüm çikarlarin önüne koymaktan geçer.’

Iste bu nedenledir ki egemen çevreler bizlere ‘dindar olun laik olun, sagci olun solcu olun, Alevi olun, feminist olun, ne olursaniz olun, ama sakin Kürt olmayin. Eger Kürt olmaya kalkarsaniz, sizi ezip geçeriz.’ diyorlar.

Bazilarinin bu yazdiklarim nedeniyle ‘Bölücü, vatan haini,’ biçiminde ciyak ciyak bagiracaklarini biliyorum. Onlar, bagira çagira dursunlar. Ben önemli bir konuya daha dikkatinizi çekerek yazimi bitirmek istiyorum. ‘Birlik, her türlü toplumsal sorunu çözen sihirli bir kelime degildir. Ve daha da önemlisi, her birlik iyi, her bölünme kötü degildir.’

Biz Kürtler sadece ve sadece, yapilan islerin Kürt ulusal çikarina yarar mi getiriyor? yoksa zarar mi veriyor? ona bakmaliyiz. Kürt ulusal çikarina yarar getiren her seye evet, zarar veren her seye de hayir demeliyiz. Iste bizim sihirli cümlemiz budur.

Yilmaz Çamlibel

Back to top button