Makale

Biz ‘Muhtesem Yüzyil’i tartisirken neler oldu neler…

Genç Siviller’in Komplo Avciligi Meslek Yüksek Okulu’nda üç hafta önce ders veren Etyen Mahçupyan bir ara söyle demisti: Erdogan laik kesimin afyonudur.

Iki gündür Türkiye’deki köse yazarlari neredeyse tamami Muhtesem Yüzyil yazilari yazinca herhalde bu sözü bir level yukari çikarmanin zamani geldi: Basbakan (istedigi an) kitlelerin afyonudur.

Çünkü biz Muhtesem Yüzyil’i tartisirken çok mühim bir sey oldu. Adalet Bakanligi’nin hazirladigi ve terör suçlarina siddet sarti getiren 4. Yargi Paketi Bakanlar Kurulu’na geldi.

(Tipki geçen haftalarda yine Basbakan’in sözleri üzerinden idam tartisilirken Öcalan’la görüsmenin gerçeklesmesi, anadilde savunma yasasinin çikmasi gibi. Sahi ne oldu idama?)

Ve yasa Bakanlar Kurulu’nda çakilip kaldi. Peki, ne oldu? Kabine toplantisinin ardindan sözcü Bülent Arinç ‘Tasariyla ilgili genelde olumlu görüsler bildirildigini, ancak bazi maddelerinin tekrar ele alinmasi, bu maddelerdeki düzenlemelerin, kanunlardaki düzenlemelere paralel hâle getirilmesinin uygun görüldügünü, önümüzdeki Bakanlar Kurulu’nda yeniden görüsülecegini’ açikladi.

Tekrar soralim: Peki aslinda ne oldu? Dünkü gazetelerde yer alan Ankara kulislerine bakilirsa bazi bakanlar 4. Yargi Paketi’nin kalbi sayilan terör suçlarina siddete karisma sarti getiren madde için’Teröre destek veren ve propagandasini yapan kisilere af niteligi tasiyacagi ve bu suçlara etkili cezalandirmanin ortadan kalkacagi’ gerekçesiyle karsi çiktilar.

Yani hükümetin Büyüksehir Belediyeleri Kanunu, Kürtçe savunma, Kürtçe kamu hizmeti, Öcalan’la görüsme ile baslattigi yeni sürecin en ciddi adimi olacak 4. Yargi Paketi’ne kabine içinden direnç var.

Bu ilk kez olmuyor. Neredeyse Türkiye’nin yakin tarihi Kürt sorununu çözme iradesine tas koyma tarihi.

1993 yili 24 mayisinda toplanan Milli Güvenlik Kurulu’ndan söyle bir karar çikmisti:

‘Alinmis olan güvenlik tedbirlerine ilaveten Güneydogu Anadolu’da iç baris ve istikrarin sürekliligi için, toplumsal hosgörüye uygun olarak, özellikle Olaganüstü Hal Bölgesi’nde terör örgütüne katilmis olup da, kan dökülmesi eylemlerine girmemis kisilerin gelip teslim olmalari halinde, haklarinda kovusturma yapilmamasini ve diger terör örgütü mensuplarinin durumlarinin da bu anlayis içinde ele alinarak gerekli düzenlemelerin yapilmasini hükümete bildirilmesine karar verilmistir.’

Bu apaçik bir PKK affiydi. Hem de 19 yil önce Milli Güvenlik Kurulu’ndan çikmisti. Kararin çiktigi gece PKK Bingöl’de 33 silahsiz eri öldürdü.

Özal’in baslattigi, ölümünden bir ay sonra devletin sürdürdügü PKK’yla müzakerelerin sonucunda çikan ilk baris denemesi böylece suya düstü.

Ikinci af denemesi AK Parti iktidarinin ilk yillarinda gündeme geldi. 2003 yilinda hükümet Topluma Kazandirma Yasasi’ni gündeme getirdi. Yasayla amaç siddete bulasmamis PKK’lilara af çikarmakti. Gazetelerde bu aftan 2000’den fazla PKK’linin yararlanacagi yazilip çiziliyordu. Yasanin adindan itibaren bunun daha önce çikarilan ve hiçbir ise yaramayan Pismanlik Yasalari’ndan biri olmadiginin alti özenle çiziliyordu. Irak’a giren ABD’nin destek verdigi, bizzat Genelkurmay BaskaniHilmi Özkök’ün hazirladigi söylenen yasayla amaç 1999’dan beri ateskes hâlinde olan PKK’nin silah birakmasini saglamakti.

Önce laik medya yasayi ‘Hizbullahçilar birakilacak’ diye dinamitledi, daha sonra Adalet BakaniCemil Çiçek. Son anda yapilan degisiklikle yasa önceki pismanlik yasalarina benzetildi ve hiçbir ise yaramadi. Kisa bir süre sonra PKK alti yil sonra yeniden savas karari aldi. O günden bugüne binlerce insan daha hayatini kaybetti.

Habur’u, Oslo’yu, Imrali’yla varilan mutabakati ve Silvan’i zaten biliyoruz.

Son süreç de neredeyse gözümüzün önünde yasaniyor.

Öcalan’in BDP’lileri ve Kandil’i elestirerek açlik grevlerini bitirmesinden sonra, 23 kasimda Basbakan’Silah birakirlarsa örgüt yöneticileri baska ülkelere gidebilirler’ dedi. Ardindan Basbakan Yardimcisi Atalay, ‘Görüsmelerin hedefi silah biraktirmak’ diyerek yeni süreci aleni hâle getirdi. Meclis’ten Kürt meselesine degen yasalar çikarilmaya baslandi. Daha dün Karayilan bir sürü demagojik lafin arasinda ilk kez silah birakmaktan bahsetti.

Dün Yeni Safak’ta Abdulkadir Selvi’ye konusan zaman zaman yaptigi çikislarla kabinenin en parlak ve cesur seslerinden biri olan Sanayi Bakani Nihat Ergün ‘Örgütün üst düzey yöneticileri gelip hapse girer mi’ diye sorup çözüm olarak da ‘üst düzey yöneticiler baska ülkelerde belli bir zaman teröre bulasmadan kan dökmeden zaman geçirmeleri’ oldugunu bile açik açik söyledi.

Basbakan’in BDP’lilerin dokunulmazliklarini kaldirma açiklamasi ve yasallassa dokunulmazliklari kaldirilsa bile BDP’lilerin yargilanmalarinin hukuki zeminini ortadan kaldiracak 4. Yargi Paketi’nin Bakanlar Kurulu’nda çakilip kalmasi ise ufukta görünen isigi küçültüyor.

Basbakan kitlelerin afyonu olabilir. Ama ne olup bittiginin hâlâ farkinda olanlar var.

Daha da kötü bir haber vereyim: Allah ve tarih sizi izliyor.

Tas koyan ölen insanlarin vebalini de üstlenir. Ve bundan 500 yil sonra çekilecek bir ‘Muhtesem Yüzyil’da ondan pek de iyi bahsedilmez…

——————————————

Taraf-29 Kasim

Yildiray Ogur

Back to top button