Bizans oyunlarindan Amerikan oyunlarina – 3. Bölüm – Sonuç ne?

Malum, Türkiye Cumhuriyeti Osmanli mirasi üzerine kuruldu, bu mirasin tamamini koruyamasa, büyük bölümü Balkan savaslarinda ve 1. Dünya Savasi’nda kopup gitse de. ‘Osmanli’da oyun çoktur’ lafi ünlüdür. Osmanli da ayrica Bizans’in mirasini devraldi. ‘Bizans oyunlari’ ise dünyaca ünlüdür. Yani Türkiye Cumhuriyeti ayni zamanda bu zengin mirasi devralmistir. O buna, 1950’lerden itibaren Amerikan oyunlarini da ekledi. CIA eliyle sahnelenen bu oyunlar da ötekilerden asagi kalmaz ve entrika ve tuzaklar bakimindan oldukça zengindir.
Peki tüm bu oyunbazlik tarihsel bakimdan ne ise yaradi? Bizans ve mirasçisi Osmanli, buna ragmen batip gitmekten kurtuldu mu? Ya son 60-70 yilda CIA’nin da zengin katkilariyla sahnelenen bu oyunlar ne kadar ise yaradi, ne sonuç verdi?
Sonuçlar ortada: ABD ve ortaklari SSCB’ye ve sosyalist sisteme güç yetirdiler, onunla birlikte Afganistan’daki devrimci hükümeti de yiktilar; ama bu yikinti ve bataga saplanip kaldilar. Orada türeyen çagdisi yaratiklar, bir akrep ve zehirli yilan sürüsü gibi dünyayi sardi. Simdi panik halinde bu yaratiklardan kurtulmaya çalisiyorlar.
Ya Türkiye’de son 60-70 yilda sosyalizm ve demokrasi güçlerine, Kürt hareketine karsi sahnelenen oyunlar, kurulan tuzaklar? Sonuçlar yine ortada: Bu tuzaklar zamanla bizzat sahiplerinin, onu kuranlarin ogullarinin, torunlarinin ayagina dolasti.
PKK eliyle çikarilan yangin Kürt halkina büyük zararlar verdi, ama çok geçmeden Türk devletinin eteklerini de tutusturdu, Türk halkina da büyük zararlar verdi ve bu yangin bugün de söndürülemiyor.
Kontrgerilla eliyle sahnelenen provokasyonlarin, kiskirtilan, örgütlenen Türk milliyetçiligi ve irkçiliginin yol açtigi terör ortami ve bunu izleyen darbeler, bütün bunlarin yol açtigi yaralar
Ajan provokatörler ve güdümlü örgütler eliyle genleriyle oynanan solun, Yesil Kusak politikalariyla çarpitilan Islamci hareketin vardigi yer ve yol açtigi sonuçlar da ortada.
Demek ki hileyle, tuzakla, provokasyonla toplumu dizayn etmek pek de iyi sonuçlar vermiyor ve bu sekilde sorunlardan kurtulmak mümkün degil. Sorunlar ancak akilla, çagdas ve uygarca bir yaklasimla, diyalogla ve adalet temelinde çözülebilir. Sorunlar kitlelerin hakli talepleri karsilanarak, demokrasi içinde çözülebilir.
Bu gün gelinen durum söz konusu yanlis politikalarin ürünüdür. Büyücü çiraklarinin siseden çikardigi ve denetlenemeyen cinler birbirleriyle hesaplasmakta Önce AK Parti ve onunla ayni cephedeki Gülen Cemaati Ergenekoncularla hesaplastilar, Silivri, Ergenekoncu denen asker ve sivillerle doldu. Ardindan AK Parti ve Gülen grubu bozustular, bu kez dost-düsman saflari degisti; Silivri bir önceki sakinlerinden bosalirken yerini Gülen Cemaati’nin mensubu oldugu söylenenler doldurdu.
Son darbe girisimi böylesi bir ortamda gerçeklesti. Belli ki onu düzenleyen merkezde Cemaat örgütü var ve darbenin basarisizligi ile birlikte Cemaat’e çok pahaliya mal oldu. Buna karsilik bu olay ‘iki TIR’in burun buruna hizla çarpismasi gibi, AK Parti’nin yani sira devlete, onun kurumlarina ‘ordu, polis ve bir bütün olarak bürokrasiye- çok pahaliya mal oldu, sistem büyük yara aldi.
Simdi yapilmasi gereken bu tuzaklari tümden temizlemek, yani tuzaksiz, hilesiz yasamak mi, yoksa bu yöntemi rakiplerimize karsi kullanmaya devam etmek mi?
Tuzaksiz, hilesiz sistem demokrasidir, herkesin hak ve özgürlüklerini tanimaktir. Bunun aksi aynen geçmisteki akilsizlarin, tezgâhçilarin tuzagina düsmektir.
Dünyayi yönetenler bunu yapabilecekler mi? Onlar tüm bu olup bitenlerden ders çikarirlar mi? Kapitalist ve emperyalistlerin doymak bilmez hirslarini dizginleyip dünyamizda adaletin ve barisin yolunu açmalari mümkün mü? Zor. Bunu ancak örgütlü emekçiler, sömürüsüz, barisçi bir dünya isteyen genis halk yiginlari yapabilir, o bilinç ve örgütlenme düzeyine vardiklari zaman
Türkiye’yi yönetenler bunu yapabilecekler mi, ülkede özgürlüklerin, demokrasinin ve barisin yolunu açacaklar mi? Bir kez daha ortaligi saran hamaset edebiyatina, Alpaslan nutuklarina Fatih kükremelerine bakarsaniz, o da ne yazik ki pek kolay görünmüyor.
Degisim, genis kitlelerin yeni, çagdas, degisimci bir siyasi hareketin çevresinde toplanmasi, diger bir deyisle, bu tür siyasi hareketlerin ortaya çikmasi veya var olanlarin güçlenmesi ile mümkündür.
10 Agustos, 2016
Kemal Burkay