Makale

Bos Hamlelerle Bu Ülkeye Yazik Edilir

12 Haziran seçiminden sonra herkes güzel seylerin olacagini düsünüyordu. Dogrusu ben de çok iyimserdim. Çünkü bütün parti liderleri Diyarbakir’a gittiler ve kendilerini anlatma firsatini buldular. Kürt sorunun çözümüne dair olumlu mesajlar verildi. Sicak bir ortam yaratildi. Yeni ve demokratik bir anayasa her partinin önceligiydi. Genel af bile tartisilir hale geldi. He seçim bitti, vaadler unutuldu.

Ilk önce Meclis (Meclis’e gidip yemin edenler-etmeyenler ve boykot) bölündü. Ardindan kizisan çatisma ortami ve ölümler geldi. Baris ve demokrasi sözcüklerini agizlarindan düsürmeyenler biranda savas dilini kullanmaya basladilar. Evet yine 20 yil öncesine dönüldü. Sinirötesi, hava ve kara operasyonlari falan filan. 30 yildan beri uygulanan, sorunu kangrenlestiren yöntemler.

Bu metodlarla sonuç alinmayacagini herkesin bilmesine ragmen, neden bu çözümsüzlülük dayatilmaktadir? Bu mantik ve yöntemlerde israr etmenin anlami ve faydasi nedir? Bin yildir yanyana yasayan, hatta içiçe geçmis iki halkin çocuklarindan neden biri ‘sehit’ digeri ‘terörist’ oluyor? Bu bin yillik tarihsel mirasi esitlik ve kardeslik baglaminda korumanin yolu yok mudur? Bu kirli ve çirkin savas’a gerek var mi? 60-70 bin can kaybindan bahsederken diliniz bunu nasil telaffuz ediyor? Dünya görüsünüz ne olursa olsun, hangi inanç’a baglilik gösterirseniz gösterin, vicdan sahibi her insan bu gidisata dur demelidir.

Bugünkü hükümetin eli; hem bir önceki hükümetten hem de 10 yil önceki koalisyon hükümetinden daha güçlüdür. Yeter ki çözüm noktasinda samimi ve kararli olsun. Baris’i insaetmek savas’tan daha zordur. Bu anlamda zor’u basarmak için halkin % 50’si size görev verdi. Sorun, siz makul bir çözümden yanamisiniz degilmisiniz. AKP hükümetleri hiçbirsey yapmadi demiyorum. Konusulmasi dahi tabu olan bazi konular tartisilmaya baslandi. Askeri vesayet’in tasviyesi veya belli bir düzene çekilmesi, suçlularin yargi önüne çikarilmasi gibi küçümsenemeyecek gelismeler oldu. Toplumun ezici çogunlugu bundan memnun.

Yalniz size engel olan yapilari-yasalari kaldirmak veya degistirmek yetmiyor. Üç dönem hükümet olmaniza ragmen, demokrasi ayibi olan % 10 baraji kaldirmamaniz, yine siz; Libya ve Suriye halklarina Ramazan bayramini ‘Bayram gibi kutlanma’, ‘baris ve kardeslik’ dileginde bulunurken, sizin gibi düsünmeyen kendi vatandasinizi tehdit ederseniz, Kürt halkinin hak ve özgürlüklerinin verilmesinden yana görüs belirtenleri ‘terör’le iliskilendirirseniz bunun adi riyakarlik olur. Yine sizin sik sik söylediginiz: ‘Biz insan’i Yaradandan dolayi seviyoruz’ cümlesiyle de bagdasmaz.

Ben, kisi olarak kimden gelirse gelsin siddete karsiyim. Fakat siddete bas vurmak zorunda kalanlarin hakli sebepleri yok mudur? Bütün demokratik kapilari kapatirsaniz, red ve inkar’i dayatirsaniz. Sonuç bu olur. ‘Devlet geçmiste hatalar yapmistir’ diye, siz de itiraf ettiniz.

Bir Basbakan olarak cesaretinizi toplayarak ‘Ulusa Seslenis’ konusmanizda; devletin Kürt halkina yaptigi baski ve zulümden dolayi, devlet adina Kürt halkindan özür dilerim deseniz, ve bunu takiben toplumsal mutabakat’i saglamak için 30 yil içinde çocuklarini, eslerini ve yakinlarini kaybeden her kesimin rizaligi dogrultusunda bir genel af’in zorunlu oldugunu belirtseniz, inan ki sorun çorap sökügü gibi çözülür.

Bu imkan ve ortam var. Siyasi tansiyonun öyle yüksek olduguna bakmayin. Biraz cesaret ve istek yeterlidir. Yoksa operasyonlarla bos hamle yaparak bir 20 yil daha heder edilirse bu ülkeye çok yazik olur. Yapilan operasyonlarin ne Türk halkina ne de Kürt halkina yarari var. Olsa olsa soven ve militarist güçlerin elini güçlendirir. Olarin ekmegine yag sürmekten baska birsey degil.

Onun için bu kesimlere firsat yaratmak, milliyetçilik yarisina girmek veya girmeye yeltenmek daha vahim sonuçlar dogurabilir. Iki halkin gelecegini belirsizliklere sürükleyen bu yanlis politikalardan ivedilikle vazgeçilmelidir.

Hiçbir ulusun milliyetçiligi, baris’i ve kardesligi getirmez.

25 Agustos 2011

Veli Yarar

Back to top button