Makale

Brüksel mi, Sangay mi

Basbakan Erdogan Rusya ziyaretinde Sangay Grubu’na girme istegini tekrarladi. Birinci seferinde bu ‘istek’ üstünde pek durulmamisti. Ama tekrar edilmesi isin ciddiyetini gösteriyor. Anlasilan Basbakan o kulübe üye olmak için bayagi bayagi özlem duyuyor.

Epeydir alisik oldugumuz ‘gurur’una da uymayan bir tavir çünkü bu. Bir kere söyledi, muhataplari da herhalde bunun ciddi bir talep olacagina ihtimal veremedi; bir tepki göstermediler. Simdi ikinci kere söylemesi, kendisini bir ‘ricaci’ konumuna yerlestiriyor.

Bu ikinci ‘rica’nin bir de kilifi vardir ki, biraz dikkatli bakinca, ‘kilif’in ‘rica’dan daha anlamli oldugu sonucuna variyorsunuz: ‘Avrupasikintisindan kurtarin’ sözünü kastediyorum.

‘Avrupa Birligi’ aslinda gelecegi isaret eden bir birlik biçimi. Kuruldugundan beri bir yigin sorunla, arizayla karsilasti. Kimini asti, kimini tam olarak asamadi. Su siralar daha çok ekonomik düzeyden gelen sorunlari var.

Bu sorunlarin bir kismi, gelecegin örgütü olmasindan ileri geliyor. Üyelerinin (bununla ‘ulus’lari, ‘kurum’lari, ayni zamanda ‘birey’leri kastediyorum) çogu henüz o gelecege hazir degil. Bugünlerin, çogu dünlerden kalma aliskanliklarina, dar çikar hesaplarina göre hareket ediyorlar. Onun için de bir bütün olarak ‘AB’ ortaya çikamiyor, kurulmakta yarattigi potansiyeli —henüz— yeterince gerçeklestiremiyor.

Ama gerçeklestirecek. Zaman alsa da, bu evrim durmayacak, burada temsil olunan ulus-asiri demokratik degerler üyeler tarafindan sindirilecek. Kendi disindaki dünyaya da model olacak, yol gösterecek.

‘Sangay’da toplananlar ‘eski dünya’nin bildigi yapida bir uluslararasi ittifak kurmuslar. AB ile kiyaslanamayacak ölçüde sinirli amaçlari var. Temelde bir ‘güvenlik örgütü’; ‘demokrasi’ diye bir hedefi de sözkonusu degil. Zaten onun isin, en basta gelen ilkelerinden biri, üyelerin birbirlerinin ‘iç isleri’ne karismamalari. Burada da, yillarca, AB’nin bizim ‘iç islerimiz’e karistigi söylenmisti. AB’yi ‘gelecegin’ birlik modeli yapan belki en önemli özelligi budur zaten. Tam bir demokrasi içinde, insan haklarina tam saygi duyarak yasamak isteyenlerin örgütü oldugu için, böyle davranmayanlara ‘öyle yapamazsin’ deme hakkina sahiptir. Avusturya’nin fasist partisinin iktidar olmasini önlemeye kadar varmistir bu yetkisini kullanmasi.

Dolayisiyla Tayyip Erdogan’in ikinci kere Sangay Grubu içinde olma istegini dile getirmesi ve bunu yaparken ‘Avrupa Birligi sikintisindan kurtulma’ ibaresine de yer vermesi, son derece anlamli. Tayyip Erdogan’in hangi dünyada yasamak istedigini ortaya koyuyor.

Avrupa Birligi’nin kendi temsil ettigi potansiyelin gerisine sik sik düstügünü söyledim. Bu yetersizligin asikâr oldugu alanlardan biri de, gene bazi üyelerinin Türkiye’nin üyeligi konusunda takindigi tavirdir, diyebilirim. Avrupaliligin önyargilari, baska birçok sinirliliklari bu noktada belirginlesiyor. Ama, tabii, genel evrim burada da etkilerini gösteriyor.

Simdi Sarkozy sahneye çiksa, ‘Ben dememis miydim?’ dese, ne cevap veririz ona? ‘Bizi Sangay’a alin, deyip duran bir basbakanin ülkesi, Avrupa Birligi içinde nasil olabilir’ diye sorsa Sarkozy, ne cevap veririz? ‘Bunu herhangi biri söyleyebilir; ama bu söyleyen, bu ülkede rekor kiracak kadar fazla oy alan, büyük kamu destegine sahip biri. Öyleyse bu konuda da kamu destegine sahip oldugunu varsayabiliriz. Özbekistan’la ayni birlik içinde bulunmaktan ‘sikinti’ duymayip, ‘Avrupa sikintisi’ndan sikâyetçi bir toplumun, Avrupa Birligi içinde yeri var mi?’

Tayyip Erdogan Özbekistan veya Tacikistan’la yol arkadasligindan kivanç duyabilir, kendi bilecegi is. Ama Türkiye’nin tarihî rotasini kendi keyfî zevkleri ugruna degistirmeye hakki yok.

—————————————-

Taraf-26 Kasim

Murat Belge

Back to top button