Bu cinayet kimin isine yariyorsa, katili orada aramak gerek
Paris’te islenen cinayet yada katliamin arkasinda bu yeni ilimli sürece engel olmak isteyenlerin oldugu konusunda herkes hem fikir, ama sorun kimin yaptigi konusuna gelince, her kafadan bir ses çikiyor.
Soruna çok yönlü bakmak lazim ve en önemlisi de bunun kimlerin isine geldigine bakmak lazim.
Bunu böyle irdeledigimizde, cinayeti isleyenleri yakalamasak bile, bunlarin inine çok yaklasmis oluruz.
Eger kapi kirilmadan, zorlanmadan açilmissa ve içerde her hangi bir kavga alameti yoksa, o zaman kurbanlar, cinayeti isleyenleri taniyorlardi. O zaman bunu iyi irdelemek gerekir.
Durum böyledir diye, Basbaka’nin dedigi gibi, bu bir iç hesaplasmadir diye kesip atmak mümkün degil.
Evet bu bir iç hesaplasma olabilir ama bunu yapanlara asil emri verenlere bakmak lazim.
PKK içinde, Ergenakon’un, MIT’in, Suriye’nin, Iran’in ve hatta yeniden Irak’in elinin oldugu bilindigine göre, cinayetin arkasinda bu güçlerden biri olabilir.
Öte yandan PKK çevresi bu isin Türk Gladyosu tarafindan yapildgini söylüyor.
Olabilir, ama Gladyonun simdi ki adi, Ergenekon.
Niye Ergenekon konusunda sessiz kaldiniz? Hep AKP’ye saldirdiniz ama derin devleti ve Ergenekon’u unuttunuz?
Peki Fransa konsolusluguna yürümek ve siyah çelenk birakmak da neyin nesi!
Bu tür olaylardan haberi olmayan bir kisi, bu cinayetin Fransa makamlari tarafindan islendigini sanacak. Hele bazilari, Fransa’nin bazi baska nedenlerle bazi PKK’lilari tutukladiklarini yazip söyleyince, insanin vey be, bu isin arkasinda Fransa var diyecegi geliyor.
Oysa Fransiz makamlari niye böyle bir cinayet islesin, bunda ne çikarlari var? Yok amaciniz bu degilse, o zaman Elçilige yürüyüs niye? Kim bu karari verdi, kimse bunu konusmuyor.
Kisacasi bu tür acele verilen karar ve tepkilerden kaçinmak lazim. Elbette bu cinayeti kinamak gerekir, cinayetlerin aydinlanmasi için çaba göstermek gerekir, ama bunu yaparken yanlis adres göstermek, sadece bu isin arkasindakilerin isine yarar.
Hem Hükümet çevresi ve hem de PKK veya BDP içinde bu isin çözümünü isyenler, bu ucuz suçlamalardan kaçinmalidirlar.
Bu cinayetin kimlerin isine yarayacagini hesaplayarak yola devam etmek lazim.
Ilk olarak kurbanlarin görüsmeler konusundaki tavirlarina bakmak lazim. Her halde bazilari bunlarin nasil bir tavir içinde olduklarini biliyor ve onlarin bildiklerini açiklamalari lazim.
Hükümet kesiminden ve PKK içinden, silahlarin susmasini isteyenlerin bu dönemde böylesine bir cinayetten menfaatlari olamaz.
Gelelim diger ihtimallere!
PKK içinde, silahlarin susmasini istemeyenler, Suriye, Iran ve son zamanlarda yine Irak ve elbette simdiye kadar binlerce cinayetin arkasindaki Ergenekon, bu cinayetlerin arkasindaki olasi güçler olabilirler.
Elbette, açikta baris çigirtkanligi yapan ama kapali kapilar arkasinda baska dümen çevirenlere de dikkat etmek gerekiyor.
Iste tam da bu zamanda,
Hükümet bu konuda bildiklerini açiklamali.
PKK içindeki yurtseverler, bu konuda bildiklerini açiklamalidir. PKK içinde, yurtseverliklerini yitirmemis ve su yada bu sekilde masa durumunu gelmis olanlar, duyduklarini, bildiklerini ve gördüklerini açiklamalidirlar. Onlar ancak bu sekilde onurlarini kurtarabilirler. Eger korkuyorlarsa, Fransiz makamlarina siginarak, onlara açiklamalidirlar. Yoksa günün birinde, birileri onlarin durumunu açiklar ve ondan sonra yalvarmak da fayda vermez.
Bu is yine kapali kapilar ardinda yürütülürse, ne bu cinayetin sorumlulari ortaya çikarilabilir, ne silahlar susar, nede baska haklar elde edilebilir. Kör dögüsü devam eder.
Halklarimiz bu gizli sakliliktan bir fayda görmedi. Her sey açik yürütülürse, herkesin neler olup bittigini görmesi ve iyi yapanlarin da, kötü yapanlarin da belli olmasi saglanir. Böylece ser güçlerinin kendilerini saklamasi kolay olmaz.
Hem Kürt ve hem Türk kesiminden, silahlarin susmasini isteyen örgüt ve aydinlar bir platform olusturmalidirlar. Bu platform güçlü bir destek bulabilir, sorunun açikça tartismasini saglayabilir, öneriler yapabilir ve provakasyonlarin karsisina çikabilir.
Peki böylesine bir platforma ajan ve prövakatörler sizamaz mi diyebilirsiniz! Elbette örgütlenmelere her zaman kimi ajan ve prövakatörler sizabilir, hatta yönetim kadrosuna kadar yükselebilir, ama eger onlar yönetimi kendi kontrollerine geçirirlerse, o zaman yapilacak en iyi is, ordan hizla uzaklasmak ve onlari desifre etmektir.
Hüseyin Kizilocak