Makale

Bu savasi durdurun

Aylardir devam eden ‘iç savas’ hepimizi negatif yönde etkiledi/ etkiliyor. Çatismalar tirmandikça olumsuz sonuçlarina daha çok katlanmak zorunda kalacagiz. Hiç birimiz savasin yarattigi tahribattan kaçamiyoruz. Her geçen gün hayatimizda bu yikimin aci sonuçlarini daha çok hissediyoruz. En kötüsü ise çatismalarin ne zaman sona erecegini bilmiyor olmamizdir. Tam bu nedenle gelecege dair bir umut besleyemiyoruz. Bu durum karsisinda moralimizin iyice bozulmasi kaçinilmaz oluyor. Bunlari düsündükçe uykularimizi kaçiyor, huzursuz oluyoruz. Kendimiz ve yakinlarimiz için kaygi duyuyoruz.

Yine de çatismalarin hüküm sürdügü topraklardan uzak yasayanlar sansli bile sayilabilirler. Bir de savasin tam göbeginde yasamak zorunda kalan binlerce insanin içinde bulundugu zor durumu düsünelim. Onlar tam bir felaket yasiyorlar. Onbinlerce insan göç etmis durumdadirlar. Evler, isyerleri, mahalleler yikiliyor. Kentler yok oluyor. Tarih elden gidiyor. Yüzbinlerin hafizalari siliniyor. Savas bölgesinden çikanlari evsizlik ve açlik bekliyor. Üstelik öyle uzak yerlere de göç edemiyorlar. Umutla terk etmek zorunda kaldiklari evlerine kavusmayi bekliyorlar.

Mardin’in Idil ilçesinde sokaga çikma yasaginin kaldirilmasindan saatler sonra insanlar yuvalarina, dogup büyüdükleri mahallelerine ulasmak için uzun konvoylar olusturdular. Öte yandan bir kez daha memleketlerini terk etmeyeceklerinin hiçbir garantisi yok. Bir baska gün bir kez daha yollara düsebilirler. Kürtler, son yillarin en büyük göçünü yasiyorlar.

Çatismalar bir ilçeden digerine siçriyor. Bu, her seyden önce çok sayida gencin hayatini kaybetmesi anlamina gelmektedir.

Çatismalarin sürdügü yerlesim birimlerinden biri de Yüksekova ilçesi.

70 bin nüfuslu sehrin tamami bir ‘harp alani’ hâline gelmis durumdadir.

Hakkâri’de yasayan bir arkadasim, ilçede bir tek ‘sivilin’ bile kalmadigini söylüyor. Insanlarinin büyük çogunlugu Van’a göç etmis. Bir bölümü Hakkâri merkezine, küçük bir kismi ise Mersin’e yerlesmis. Aç ve çaresizler.

Hakkârili dostum ‘Hemen her gün Van’a göç etmek zorunda kalan akrabalarimla görüsüyorum, durumlari çok zor’ diyor. Umutlarini yitiren insanlar; okula gidemeyen ve gelecekleri karartilan binlerce çocuk.

Hakkârili arkadasim söyle devam ediyor; ‘Yüksekova çevre köylerden çok göç aldi. Bu kente gelenler bin bir zorluk içinde çalisarak bir ev sahibi oldular. Simdi o evleri yasanmaz bir durumdadir. Göç ettikleri yerlerde barinacaklari bir yerleri, ekmek alacak paralari yok. Hiçbiri bu perisanligi hak etmiyor.’

Su birkaç ay içinde olup bitenleri gözden geçirdigimizde, bu savasin anlamsizligi ortaya çikiyor. Milyonlarin istemedigi bir savas bu.

HDP milletvekili Altan Tan, TBMM’de düzenledigi basin toplantisinda sunlari söyledi: ‘PKK’nin kayitsiz, sartsiz silahlarini susturmasi, 2013 Newroz’unda Öcalan’in çagrisi dogrultusunda silahli güçlerini Türkiye disina çikarmasi ve silahla hak arama sekline son vermesi gerekir. Hükümetin de atmasi gereken bütün adimlari atmasi, diyaloglari, görüsmeleri, demokratiklesmeyi yeni anayasanin içine koyarak sonuçlandirmasi gerekir.’

Bu yikimdan çikmak için baska bir yol gözükmüyor.

Kürtlerin büyük çogunlugu bu aci tablodan memnun degildir. Insanlar savasin bir parçasi olmak yerine, göç etmeyi tercih ediyor. Iç çatismalardan, silah seslerinden bikmis durumdadirlar. Ne yapilacaksa abluka, hendek ve ölümlerin olmadigi bir ortamda yapilmasini istiyorlar.

Eger bir eylem biçimi, onbinlerce insanin göç etmesine yol açiyor; hayatlarini daha da çekilmez hâle sokuyorsa bastan sona yanlistir anlamina gelmektedir. Bu yanlistan dönülmelidir.

Kürt halki bu savasi hiç istemedi. Onlarin bu savastan hiçbir çikari yoktur.

Taraf-12 Nisan

Enver Sezgin

Back to top button