Bütün hukuk sistemini degistirmek zorundalar

Bütün bunlari yapinca bu defa AIHM’de mahkûmiyetler saganak gibi gelmeye baslayacak; hadi ondan da kurtulalim diyecekler.
Anayasa Mahkemesi’nin Twitter kararina iliskin tartisma Türkiye’nin gelecegine iliskin temel bir tartismadir.
Basbakan AYM’nin kararinin düzeltilmesi gerektigini söyleyince, hemen mahkemenin yetkilerini kisitlayan bir yargi paketi için hazirliklar basladi.
Bu paketin altyapisinin hazirlanmasi için de fevkalade akil çelici bir tartisma yürütülüyor.
Bazi liberal kalemlerin bile mahkemenin haddini astigini, hükümet ve milli irade üzerinde bir vesayet olusturdugunu söylediklerini görünce insan dehsete kapiliyor.
Bir de hukuk sosuna bulayarak önümüze getirilen argümanlar var. Diyorlar ki “AYM bir temyiz mahkemesi degildir; bir üst derece mahkemesi degildir. Alt derece mahkemelerinin kararlarini düzeltemez” vd. Diyorlar ki, “AYM’nin önüne gelen bir ‘bireysel basvuruyu’ inceleyebilmesi için ilk olarak diger hukuk yollarinin tüketilmesi gerekir.”
Bu söylenenler dogru da bunlarin Twitter karariyla bir alakasi yok.
Ilk olarak, Twitter bir mahkeme karariyla falan kapatilmadi. TIB, bireysel sikâyetler üzerine verilmis, bazi içeriklerin kaldirilmasina iliskin mahkeme kararlarini bahane ederek tüm Twitter’i kapatti. Yani çok açik bir sekilde yetki gaspinda bulundu, yetkisi olmayan bir ise giristi.
Bunun karsisinda basvurulacak hukuk yolu nedir? Idare mahkemesine gider ve kararin iptalini istersiniz; bir de mahkemeye ‘Yürütmeyi durdur’ dersiniz. Nitekim öyle oldu ve Ankara 15. Idare Mahkemesi TIB’in idari islemine iliskin olarak
yürütmeyi durdurdu. Ama TIB bu karara uymadi.
AYM kendisine yapilan bireysel basvuruyu inceleyip, süratle karara baglayarak çok dogru bir is yapmistir. AYM bireysel basvurularda Avrupa Insan Haklari Mahkemesi’nin (AIHM) yetki ve konumuyla hareket ediyor.
AIHM’ye bir basvuru yapmak için ‘iç hukuk yollarini’ tüketmeniz gerekir. Ama hepsini degil, ‘etkili’ olanlari. Eger bu dava, AYM degil de AIHM önüne gitseydi, oradan da benzeri bir karar çikacakti. Idare mahkemesinin yürütmenin durdurulmasi konusundaki karariyla birlikte ‘etkili basvuru yollari’ tükenmistir.
Oysa hükümet yetkilileri diyorlar ki, hayir, bütün dava yollari tükenecek, ondan sonra AYM’ye gidilecektir. Yani idare mahkemesindeki davadan sonuç almak için 2-3 yil bekleyin; ardindan Danistay’in temyiz ve karar düzeltme kararlari için en az 2-3 yil daha bekleyin ve ondan sonra AYM’ye gidin diyorlar.
Bunu dedikleri anda da AYM’ye bireysel basvuru hakkinin özünü ortadan kaldirmis olacaklar. Bireysel basvuru sadece kâgit üzerinde bir hakka dönüsecek.
Bu zaten böyledir. Temel bir hakka göz diktiginizde onu yok etmek için, daha nicesini ortadan kaldirmaniz gerekir. Twitter’i Basbakan’in bir çift sözüyle kapatmak için harekete geçen TIB, idare mahkemesinin yürütmeyi durdurma kararini umursamadi. Simdi de “AYM’nin kararini düzeltecegiz” deyip, ‘bireysel basvuru’ hakkini kullanilamaz hale getirecekler. Bunu yapmak için ilk önce AYM’nin kurulus yasasinda degisiklik yapacaklar. Ama sonra bakacaklar ki baska engeller var. Mesela anayasanin 90. maddesi “iç hukukla, uluslararasi insan haklari normlari arasinda bir çatisma olunca uluslararasi normlar uygulanir” diyor. Onu da ortadan kaldirmak zorunda kalacaklar. Bütün bunlari yapinca bu defa AIHM’de mahkûmiyetler saganak gibi gelmeye baslayacak; hadi ondan da kurtulalim diyecekler.
Böyle böyle, bir bakacagiz ki, bütün hukuk sistemi bastan asagiya degismis. Bunlar zaten hep ileri demokrasi için!
——————————–
11 Nisan – Radikal
Orhan Kemal Cengiz