Makale

Cadi Kazani

Ortadogu asirlardan beri, stratejik konumu, yeralti ve yerüstü zenginlikleriyle, sömürgeci, talanci devletlerin ilgi odagi olmus, çesitli çikar çevrelerinin bir birleriyle kiyasiya mücadele ettigi alan haline gelmistir. Bölge, günümüzde de cadi kazani gibi kaynamaya devam ediyor.

Ortadogu, eskiden Ipek Yolu’ndaki stratejik konumu, günümüzde de petrol, gaz ve su zenginlikleriyle, sömürgecilerin agzini sulandiriyor. Cadi kazani içinde bir birlerine tuzak kuran, ayak kaydiran, bilinç karartan ve hedef sasirtan çikar çevreleri, kiran kirana bir mücadele yürütüyor.

Bu mücadele içinde, insanlar, partiler, ideolojiler ve devletler, haraç mezat alinip satiliyor. Allahin günü, dostluklar ve düsmanliklar kuruluyor ve bozuluyor. Taslar yerinden sökülüyor ve yeniden diziliyor. Stratejik projeler bile, sik sik revize ediliyor.

Günümüzdeki mücadelenin en deneyimli, en birikimli, en donanimli ve en entrikaci aktörleri, ABD, Israil, AB, Rusya, Türkiye ve Iran’dir. Dünya kapitalist sisteminin patronu olan Amerika, BOP porojesiyle eski dünyayi yikip, yerine yeni bir dünya kurmaya çalisiyor.

Ülkelerin istihbarat örgütlerine ajanlarini sizdiriyor, Devlet yöneticilerini satin aliyor, Çesitli ülkelerde derin devletler kuruyor. Bu illegal devletlerin asker ve polislerini Panama’daki konturgerilla akademisinde egitiyor. Bu ülkelerde fasist cuntalar kuruyor, bunlarin araciligiyla, halk oyuyla iktidara gelen hükümetleri deviriyor, emrindeki devasa medya araciligiyla dünyanin beyini yikiyor, ülke, parti ve sivil toplum kurumlarini, kurulu düzenin çikari dogrultusunda maniple edip yönlendiriyor.

Bunun için onlarca stratejik örgüt kuruyor, binlerce uzman çalistiriyor, 10 sene, 20 sene, 50 sene sonrasi için projeler hazirliyor.

Simdi, Kürt halkinin temsilcisi oldugunu söyleyen, sözüm ona Kürt ulusal kurtulus mücadelesinin basini çektigini idea eden Apoculara bir göz atalim.

En üstte, her sözünde keramet bulunan, bu nedenle biat edilen bir „Ulusal Baskan’ var. Her seyi bildigini sanan bu kisi, fikir üretecek, sorunlara çözüm bulacak kurumlarin olusmasina izin vermiyor, kimseyi konusturmuyor, kimsenin aklini begenmiyor.

Kendini yanilmaz ulvi bir yaratik olarak görüyor. Üstelik bu kisi, 12 metre karelik bir hücrede, Türk Genel Kurmayi’nin uzman elemanlari tarafindan siyasi, ideolojik ve psikolojik baskisi altanda tutuluyor ve yönlendiriliyor.

Kürt ulusal kurtulus mücadelesinin, sömürgeci emperyalist ülkelerdeki gibi bilgili, deneyimli ve donanimli olmasini beklemek elbetteki gerçekçi olmaz. Ama böyle bir mücadeleyi yöneten insanlarin yapmasi gereken ilk sey, ulusuna güvenmek, Kürt halki içinde ulusal duygulari güçlendirmek, ulusal birligi saglamak, mevcut uzman insanlarla stratejik kurumlar olusturmak, bu kurumlar araciligiyla, fikir ve strateji üretecek, uygulanabilir projeler yapmak, tüm ulusal degerleri esgüdüm halinde mücadele alanina sürmek olmalidir.

Apocular zaman zaman Kürt milletine ve bireylerine „feodal, ilkel milliyetçi, düsmüs halk, ajan, kiravatli korucu’ biçiminde hakaretlerde bulundular. Kürt ulusal tarihinin 1984 yilinda basladigini söyleme çilginliginda, saygisizliginda bulundular. Binlerce saygin Kürt birey ve kurumlarini ajanlikla suçladilar.

Yurtsever Kürlerle birlesme yerine, isçi sinifiyla ciddi bir bag kuramayan, Kürtlerin sirtina binen, Kürtlerin kani üzerine politika yapan, karanlik Türk solculariyla el ele tutustular. Ulusal birlik yerine sinifsal birlik kurmayi marifet saydilar. Kürt ulusal mücadelesini onun bunun kuyruguna taktilar. Kürdistani aralarinda paylasan, Kürtlerin kaderini tayin etmesine karsi çikan devletlerle is ve güç birligi yaptilar.

Bu açik tablo karsisinda, „Bu gün Ortadogu’da kaynayan cadi kazaninin içindeki Apocularin basina neler gelebilir?’ diye sormamiz, bu soruya yansiz ve nesnel cevap vermemiz gerekiyor. Haydi, biz de kendimize bazi sorular soralim:

Onlarca kurumun var oldugu, binlerce uzman insanin katki sundugu, olusturulan kollektif bir beyin yönettigi kesim ile, hikmetinden sual olunmaz bir ulusal baskanin tek basina yönettigi kesimin, fokurdayan cadi kazani içindeki somut durumu nasil olur acaba?

Kim kandirilir, kim kandirir?

Kim kullanir, kim kullanilir?

Kim satar, kim satilir?

Kim ajan olur?

Kim isbirlikçi olur?

Kim süpermen olur?

Kim zavalli olur?

Kim aptal olur?

Kim salak olur?

Kim ulusal hain olur?

Kim onun bunun usagi olur?

Kim havlu atip teslim olur?

Kim ben ettim, sen etme der?

Kim ülkesini, milletini, partisini ve yandaslarini satar?

Yilmaz Çamlibel

Back to top button