Cemaat’ten özelestiri ve yeni Kürt politikasi
Zaman’da yayimlanan iki yazi, Cemaat içinde önemli tartismalar oldugunu, birtakim hayatî ve yapisal görünen kararlar alindigini ortaya koyuyor.
Bunlardan ilki, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfi Baskani Mustafa Yesil’in imzasini ve”Hizmet hareketi özelestiri yapar mi?” basligini tasiyor. Yazi, sadece bu soruya evet cevabi vermekle kalmiyor, yapilan özelestiriyi uzun uzun aktariyor. Özelestirinin, bir dönem muhasebesinin üzerine oturdugu görülüyor.
Bu özelestiri yazisi, hem Cemaat hem de bu topluluk üzerine düsünen, yazan çizenler için tarihî bir belge niteliginde. Özelestirinin tatminkârlik düzeyi, uzanmasi gereken her yere uzanip uzanmadigi, hatalarin gerekçelendirilmesinde ne derece açik-samimi olundugu gibi hususlarda simdilik yorum yapmayacagim. Hem yorumlayabilmek için daha derinlemesine anlamamiz lazim hem de nasilsa bol bol tartisilacak. Sadece, “hepsini demokrasi için yaptik”in kendi basina kimseyi tatmin edecek bir açiklama olmayacagini, bir sürü seyin de bununla asla açiklanamayacagini belirtmekle yetineyim. Dolayisiyla metni simdilik sadece sonuçlarindan ibaret sayalim.
Yesil’in yazisi özelestiri faslinin agirligini belli ediyor gerçi, ama Kerim Balci’nin, ayni anda yayimlanan, “Kürt meselesinde durus” baslikli yazisini bunun yanina koyunca is daha da ciddîlesiyor. Balci’nin bu yazida, “sanirim yaranimla hemfikiriz” diyerek siraladigi maddeler, anadilde egitim ve bazi temel haklarin, PKK’nin silah birakmasi-birakmamasindan bagimsiz olarak taninmasi ve bugüne kadarki hak kisitlamalarindan ötürü “telafi” islemi, seçim barajinin yüksekliginden en büyük zarari Kürtlerin gördügü tesbiti, barajin meselâ yüzde üçe inmesi talebi, Baris Süreci’nin “sirf adi için bile”desteklenmesi, yerinden yönetim, yüz kizartici suçlar hariç genel af, PKK ile siyasî sorumluluk sahibi yöneticilerin görüsmeyi sürdürmesi, “Büyük Kürdistan olsun, Kuzey Kürdistan olsun, sekli federal yapi olsun…” her türlü muhtemel müstakbel devlet sekline açiklik gibi sasirtici -radikal- ayrintilar içeriyor.
Belki bunlardan da önemlisi, Kürtlerden, simdilik kiyak çekilecek, ileride de nasilsa Müslümanlik üzerinden “bu meseleleri” unutacak küçük kardes gibi bahsedilmeyisi. Cemaat nihayet “Kürt realitesini tanimis” görünüyor.
Gerçi yazi, “Hizmet”i “bir taraftan Kürt düsmani, diger taraftan PKK yardakçisi göstermeye çalisan düsüncesizler”e laf edilerek bitiyor, ancak Cemaat gazete ve televizyonlarinda Kürt düsmanligiyla temayüz etmis sahislarin bu yeni yönelime tepkisini veya nasil ayak uyduracaklarini merak etmemek elde degil. Geceleri sabahlara kadar “ihanet!”, “vatan elden gidiyor” yollu bayrakli mayrakli tweet’ler atan sabik polis ve savcilar, Ülkü Ocaklari ilçe baskani gibi konusan “Anadolu yigitleri”, “icabinda Kürdistan kurulsun” çizgisine gelir mi?
Demek ki söyle bir ihtimal var: Cemaat kendine yeni yol çizerken ayrismayi da göze aliyor.
Yakindan izlenmesi gereken bir süreç.
————————————————-
20 Subat
Ümit Kivanç