Makale

CHP, nasil iktidar alternatifi olabilir?

Her kesimi kucaklayacak, sorunlari uzlasma-isbirligi ekseninde demokrasiyi ve özgürlükleri genisleterek çözecek bir sosyal demokrat partinin bulunmayisi rejimin sürekli gerilim üretmesine, toplumun ve siyasetin kriz beklentisi içinde olmasina neden olmakta.

Demokrasi, özgürlükler,hukukun üstünlügü konularinda gerileyen ve otoriterlesen AKP’ye karsi ciddi bir iktidar seçeneginin bulunmayisi demokrasiyi tehdit etmekte.

Merkezde CHP’nin devletçi tekçi ideolojiyi koruma islevini AKP’ye kaptirmasi Kemal Kiliçdaroglu liderligindeki CHP’yi ikilem içine sokarak bocalatmakta.

Bu bocalama içinde CHP iktidarin otoriter ve antidemokratik söylemleri içinden iktidar politikalarini mesrulastirici bir islev görmekte, yeni bir dil ve yeni kavramlar olusturamamakta.

Tarihsel bagajiyla yüzlesememesi, kadim sorunlara cesur siyasi çözümler üretme ve halka anlatma becerisini gösterememesi CHP’ye umut baglamayi engellemekte.

AKP, basta demokrasi,özgürlük ve hukukun üstünlügü vaatleriyle ortaya çikmis ve bir süre AB dinamigiyle yol almis olmasina ragmen, 2011’den itibaren bu iddialarindan ve parti programindan uzaklasarak devlet paradigmasi içinde kimligini kaybetmis durumda.

Ayrica kaybetmis oldugu kadrolar nedeniyle gerçek bir demokratiklesmeyi, sosyal adaleti, barisi ve sosyal devlet politikalariyla dengelenmis bir ekonomik modeli içsellestirip uygulayacak birikim ve nitelige sahip gözükmemekte.

Bu nedenle umutsuz bir beklenti de olsa CHP’nin yeni bir kadro ile sistem elestirisi üzerine insa edilmis bir degisim programina gereksinmesi bulunmakta.

Nitekim CHP Izmir Milletvekili Selin Sayek Böke ve Istanbul Milletvekili Ilhan Cihaner, 36.Kurultay öncesi ortak bir bildiri yayinlayarak, Kurultayin iktidar yürüyüsü için gereken ideolojik, kurumsal ve örgütsel degisimin gerçeklestirilmesi için çok önemli bir firsat oldugunu dile getirdiler.

Meclis’i boykot dahil bir dizi aktif eylemin gündeme alinmasi istenen ve Kurultayin genel baskan seçimine indirgenmemesi gerektigi vurgulanan bildiride ‘Kurultay, ülkenin sorunlarina dair partinin net bir siyasi çizgi ve tavir gelistirmesi için fikirlerin tartisildigi bir zemine dönüstürülmeli’ önerisinde bulundular.

Bildiride özellikle su satirlar degisimin zorunlulugunu belirtiyordu; ”Bir kitle partisinin kapsayiciligi, ‘ideolojik belirsizlik’ tuzagina düsmeden, temel ilkelerini net olarak tarif etmekten ve bu ilkelere dayali bir gelecek hayalinde toplumu ortaklastirmaktan geçer. CHP’nin kuracagi siyaset, AKP’nin dayattigi siyaseti toplumun iradesi sanan ve bu duruma uymak için kendisini degistiren, kendi kimligine yabancilasan degil; kendisi olarak, mevcut düzeni degistirmek iddiasinda olmali.

Cumhuriyet devriminin temel ilkeleri ve sosyal demokrasinin evrensel degerlerinin savunulmasi, AKP’nin tanimladigi biçimiyle ‘muhafazakar hassasiyetler’, ‘güvenlik’,’millilik’, ‘konjonktür’ gibi gerekçelerle ihmal edilmemeli.

Bu degerler tavizsiz biçimde sahiplenilmeli. Bu yaklasimla, örnegin Kürt meselesinde, halki, salt güvenlikçi baski politikalariyla terör arasina sikistirmayi reddeden, demokratik siyaset alanini genisleterek kalici toplumsal barisi saglamakta kararli sosyal demokrat bir çözüm çerçevesi ortaya konulmali.

Bu dogrultuda, Cumhuriyet devriminin temel ilkeleri ve sosyal demokrasinin evrensel degerleri olan; laiklik, özgürlük, demokrasi, esitlik ve baris, kararlilikla ve tavizsiz savunulmali.

Bu degerler isiginda siyaset yapan bir CHP, Türkiye’nin de gelecegini degistirecek. Ülkemizin birikimine güveniyoruz. Biliyoruz ki; milyonlar özgürlük, esitlik, laiklik ve demokrasiyi ayaga kaldirmaya hazir.’

Toplumun ihtiyaci olan bu degisim sol kadrolarin devlet ideolojisini terk etmesi,merkezdeki güçlerle isbirligine son vermesi ve bir degisim programiyla halkin içine karismasi ve onlar için siyaset yaptigina ve onlarin gelecegi için çözüm ürettigine halki inandirmasi çabasini zorunlu hale getirmekte.

Insani ve içinde yasayan tüm canlilariyla dogayi temel alan bir insani yapilanma nasil olusturulacaktir?

Solun salt ülke temelinde degil tüm dünya için küresellesme olgusu karsisinda yanit arayacagi soru budur. Teknolojik ilerleme tek basina çözüm olmayip ilerlemenin etkileri tarafsiz degildir. Ilerlemenin etkilerini olumlu ya da olumsuz kilan tek sey siyasi kararlardir.

Yoksulluk, issizlik, is kayiplari, çocuk is gücünün sömürülmesi, gelir dagiliminin bozuklugu, savas ve ülke isgalleri, terör, insan haklari ihlalleri orta yerdedir.

Degisimi öngören programda insanlari mutlu ve üretken kilacak bir büyümeye nasil geçilecegi,çalisma kosullarinda, is güvencesinde, insan haklarinda ortak standartlarin nasil saglanacagi sorularinin cevaplarinin açikliga kavusturulmasi gerekli.

Bu program silahlanmaya, silahlarin üretilmesine, savasa, ülke isgallerine, askeri güce, teknolojinin insanligin yarari disindaki alanlarda kullanilmasina, insan emeginin sömürülmesine, insan haklari ihlallerine karsi bir yapilanmayi öngörmeli. ‘Insani ve dogayi temel alan bir Türkiye ve Dünya bilinci’ ile sisteme boyun egmeye karsi bir direnç enerjisi asilamali.

Halkin büyük bir bölümünün issizlik sorunu, çalisanlarin emeginin karsiligini alamamasi nedeniyle geçinememe sorunu, gelecekten endise ettirecek derecede güvencesizlik sorunu, saglik ve barinma sorunu, egitimde firsat esitsizligi sorunu, insan haklarini ve özellikle adil yargilanma hakkini kullanabilme sorunu sonuç olarak bir sosyal hukuk devletine sahip olma sorunu bulunmakta.

Diger bir deyisle insanimizin bu cografyada insanca, emeginin karsiligini alarak, güvenceli, hakkinin ve hukukunun korunacagina inanarak yasama gereksinmesi içinde oldugu açik. Iste bu nedenle sosyal demokrasinin halkla kucaklasma ve tek basina iktidar olma sansi var.

Bu programda halkin tümü ama özellikle farkliligi nedeniyle örselenmis ve hirpalanmis Kürt halki için barisi, hukuk güvenligi içinde insanca yasamayi saglayacak somut çözümler gösterilmeli.

Kimlik arayislarinin ‘ayniliklar ve benzesmeler’ üzerine degil ‘farkliliklar içinde bütünlesme’ üzerine kurulmasi önemli.Kürt halkina yurttas olmalari disinda alt kimliklerinin ve kültürlerinin korunup gelistirilmesi kosullarinin nasil saglanacagi belirtilmeli.

Bölge insaninin yurttas oldugunu hissetmesinin getirdigi güven ve huzur duygusu disinda kendi alt kimligini yasayip, gelistirerek özgür ve demokrat birey olmasina katkida bulunacak tüm örgütlenmelerin hukuk güvenligi korumasi altinda var olacagi belirtilmeli.

Asimilasyoncu politikalara muhatap olan Alevilerin ve magduriyete ugrayan Gayrimüslimlerin hak taleplerinin karsilanmasina yönelik öneriler program içinde yer almali.

Bu programda herkesin emeginin gerçek degerinin karsiligini aldigi bir is, geleceginden güvenli olmasini saglayacak sosyal güvenlik, insanca yasayabilecegi bir konutta oturmak, hukuk güvencesi, saglik güvencesi, egitimde firsat esitligi gibi halkin insanca yasayacagi yasamin asgari somut proje ve çözümleri anlatilmali.

Kentlerin olusumunda estetik ve etik degerlerin egemen kilinmasi ve doganin ve tarihin korunmasinin nasil saglanacagi açiklanmali.

Ancak tüm bu önceliklerin yaninda demokratik cumhuriyeti kurabilmek ve yasatabilmek için analitik ve elestirel düsünebilen,yaratici ve insan haklarina saygili,kendi dünya görüsünü ideolojilere hapsetmeden olusturabilecek bireylerin yetisebilecegi ortamlari yaratacak egitim ve kültür politikalarinin belirlenmesi de önemli.

CHP bu anlamda bir degisim programini olusturup bunu halka anlatarak iktidar alternatifi olabilecek mi? Yoksa iktidari degisimden tamamen vazgeçmis yipranmis siyasi kadrolara mi birakacak?

Iktidarin yerine gelebilecek bir siyasi seçenegin bulunmadigi bir yerde demokrasinin gerçeklesmeyecegi açik.Bu durumda rejimin otoriterlige kaymasi da mukadder.

—————————————————————

Tara-22 Subat 2018

Ümit KARDAS

Back to top button