Makale

Çikmaz yol

AKP iktidari, seçim yenilgisinden sonra, eski defterleri tekrar karistirmaya basladi. Sarilacak bir kurtarici aradi. GIDER AYAK yerini henüz bir koalisyona terk etmeden, sözüm ona devletin hiçbir ise yaramayan, siddet yoluyla sorunlari çözme metoduna sarildi. ISID mevzilerine yapilan iki-üç sortiden sonra, uçaklar, kuzey iraka(güney kürdistana) yöneldi. Iktidara gelmeden önce vaat ettigi, demokratiklesme yerine, kolay olan SAVAS yolunu seçti.

AKP nin iflas eden dis politikasi, ‘komsu ülkelerle sifir sorun’ teorileri, herkesle kavga ve savas stratejisiyle sürüyor. RTE nin Orta doguda, yeni Osmanli hayalleri, ilimli suni Islam liderligi, CB yetmedi, baskan olma arzusu suya düsünce, 7 haziran seçimlerinde yüzde 10 luk oy kaybi da dahil, bu durumu savasla telafi etmeye çalisiyor. Bu yol çikmazdir. Biliniyor,

‘Kürt sorunu benim sorunumdur, ben çözecegim’diyen anlayis, iktidara geldikten sonra, kismi iyilestimelerden sonra, temel sorunlari çözme cesaretini gösteremedi, halkin tabiriyle sikisinca ‘böyle bir sorun yoktur’ dendi. Sorun olmayinca çözümde olmadi. Yok demekle tabiî ki sorunlar ortadan kalkmiyor. Aksine katlanarak büyüyor. Tek çikis yolu baski ve siddet kaliyor. Bugün yapilanda budur. 2013 martinda varilan çatismasizlik, bu gün yerini yeniden savasa terk etti. Sayin Davutoglunun ‘çözüm süreci bizim için tarihi ve stratejiktir’ demesinden bu anlasiliyor. Orta doguda yasadigimizi unutmadan. Politik gündemin hergün hizla degistigi, yeni sorunlarin yasandigi bir bölgede dogru hareket etme zorunlulugu var

Basbakan, alti milyon oy almis bir partiye, HDP ye soru yöneltiyor. ‘silahmi?’, ‘silahsizlanmami?’diye, demokratik bir ülkede görülmüs bir sey mi?. Elbette baris, elbette silahsizlanma, 80 milletvekiliyle meclise girmis bir partiye bu suçlama yapilamaz. Yürüyüslerde, eli silahli, maskeli sahislari, provaka-törleri ayiklamak yürüyüs güvenligi saglamak, siyasal partilerin degil, devletin sorumlulugundadir. Istanbulda savasa karsi, baris yürüyüsü yapacak kitlelerin yürüyüsünü yasaklamak degil, güvenligi tesis etmektir devletin görevi. Polislere acimasizca uykuda silah sikanlari, askere, isverene ha keza, yol kesen, adam kaçirani bulup cezalandirmak elbette devletin görevi. 32 gencimizin katledilmesini, protesto etmek, yüzbinlerce bir kalabalikla lanetlemek, yas tutmak, bu ülke insanin hakki degimli? Fransada öyle oldu, hatta bir ulus topyekün yürüdü denilebilir. Bu ülkede benzer tepkiler niye olmasin. Yasakla nereye varilacak. Basbakan Davut oglu ‘kudret ve sefkati ayni anda insa ediyoruz.’ 78 milyonun bir kismini, ikna ediyorsunuz dogru, oyunu da aliyorsunuz. ama bu halkin tamamini inandirmaya imkan ve ihtimal yok. Makarna ve kömüre sefkat mi diyorsunuz, 35 yildir sürdürülen kirli savasi, kudret tesisi mi zannediyorsunuz.

Kürt örgütlerine, sivil toplum kuruluslarina, kanaat önderlerine, yerel yöneticilerine düsen görevde, barisa, özgürlüge, esitlige giden yolda; örgütlü, çagdas bir tutumla, birlik içinde hareket etmektir. Bölgemizde, Suriye ve Irakta isid(daes) gericiligine, vahsetine karsi aldiklari tutum, övünmeye degerdir. Bu basari ve üstünlük, orta dogu bataginda, sorunlar yumaginda, göz ardi edilemez.

Baris ve müzakere iki diyalektik ünitedir. çözüm içinde ikiside kaçinilmazdir. Meselelerin ertelenmesi, çözümsüz birakilmasi, nereye gider. Baski ve siddetle darbe anayasasiyla, bu durum daha nekadar sürdürülebilir bilinmez. Baristan, demokrasiden, diyalogtan baska bir yol ve yöntem olmadigi kesindir. Savas çikmazinda, çocuklarini, kaynaklarini kaybetmek pahasina bu uygulamalarda israr etmek, çagin disinda kalmakta israr etmektir. Bunun telafisi de oldukça zordur. Bu tarihi sorumlulugu, gecici emanet bir hükümetin üstlenmesinin de ayri bir vebali var. Böyle nereye gidiyoruz. Bu gemi batar.

Türkiye, sorunlarini tesbit etmede ve çözmede, tartismasiz bilimi ve ortak akli rehber etmek zorundadir. Sopayla, baski ve siddetle bu sorunlarin çözülemeyecegi asikardir. Bu topraklar üzerinde, mutlu ve özgür yasamak istiyorsak, bunun geregini yapmak zorundayiz. Yani aydinlanmayi, esitligi, özgürlügü, refahi, demokrasiyi tesis etmek zorundayiz. Bunun içinde, diyalog, müzakere ve güvene, karsilikli saygiya ihtiyaç var. Sadece buda degil, çok çalismaya ihtiyaç var. Savastan, çigirtkanliktan, irk ve mezhep ayirimciligindan dogru bir sonuç çikmaz. 25.07.2015 –

Hasan Tuzcu

Balkêş e ?
Close
Back to top button