Makale

Çok geç olmadan, susturun silahlari

Algilarin degismeye basladigi, resmi görüsün geriledigi, ret ve inkarin önemli ölçüde yok oldugu, dostluk ve hosgörünün önde seyrettigi, baris ve demokrasiye olan güvenin arttigi, önemli bir süreç yasaniyorken, 7 Haziran seçimlerinin hemen ardindan tekrar kanli bir kapisma basladi. Eller tetiklere gitti ve her gün ölüm haberleri girdi evlere, analarin yüregini ates aldi, gözyasi sele döndü.

Haziran seçimleri ülkede bir siyasal kirize yol açti.Ak Partinin tek basina iktidarina halk cevaz vermedi,koalisyon yolu belirdi.Parlamentoda grubu bulunan partiler halkin verdigi mesaji dogru algilamadi. HDP seçimlerden büyük bir zafer elde ederek 80 sandalye ile meclise girmeyi basardi. Halk HDP’ye barisçil yollarla mücadele etmesi için olanak verdi. HDP bu avantaji degerlendiremedi. Kendine oy vermis kesimlerin beklentilerine yanit verecek bir durus gelistiremedi.Derken silahlar yeniden devreye girdi ve siyasi kriz kisa sürede bir çatismaya dönüstü.

Kan ve gözyasinin, siddet ve savasin, hiçbir sorunu çözmedigi, siddet ve güvenlikçi politikalarin yeni sorunlara neden oldugu, kin, nefret ve ötekilestirme siyasetini dogurdugu,savasin gerçekleri öldürdügü, vicdanlari susturdugu ve ülkenin etnik çatisma zeminine dogru kaydigi gün gibi ortada iken,hala siddette israr etmek kime yarar saglar.Kim bu kan-revan ortamindan nemalanir,çatisma ortamindan kim firsatlar bekler; bu geçmis deneyimlerden bilinen bir seydir.

Savas ve siddette israr etmenin ne kadar sonuçsuz kaldigi gerçegini bilmeyen yok, savasin ve silahlarin halklarin gelecegini kararttigini bilmek için kahin olmak gerekmiyor. Savas iyi niyetlerin öldürülmesi demektir.

Savas karsitlari ve barissever demokrat güçler ölümlerin ardindan acinin ve gözyaslarinin ardindan hüzne boguldu. Bu bizim savasimiz degil dedi Kürtler ve Türkler.Kuskusuz gönül isterdi ki, yalnizca acilarla degil ama tüm yasam boyunca hep beraber dostluk içinde geçse yasam. Bu duygusal birlik özgürlük ve demokrasi konusunda da kendini bu biçimde duyurabilse, acilar son bulsa, esitlik adalet ve demokrasi kucaklasa herkesi.

Algilar degistikçe, duygular ve düsünceler de degisir. Halklar daha bir yakinlasir.

Silahlar susar, ölümler, öldürmeler ve çatismalar son bulursa yasam da, siyaset de normallesir. Algilar degisir,gerçekler, haklar ve özgürlükler ortaya çikar. ‘Türk olmayanlarin bu ülkede bir tek haklari vardir: O da köle olmaktir.’ Algisi, yerini ‘ Kürtler vardir ve haklari taninmalidir’ algisina birakabilir.

Gelinen noktada bir gerçek de artik daha çok belirginlesiyor. Kürtlerin hakli mücadelesi de sadece silahtan ve siddetten ibaret degil. Keza, bu sorunun savasla ve askeri yöntemlerle çözülemeyecegi gerçegi toplumun bellegine ve bilincine yerlesmis durumda. Ne var ki, silah sesleri dogrularin ve gerçeklerin sesini bastiriyor, barisa ve diyaloga olanak vermiyor.

Halki halka ragmen kurtarmak ham bir hayal .’Devrimci Halk Savasi’ adinda PKK’nin baslattigi bu savas ne devrimcidir ne de halk içindir. Siddet savunmasiz halki korumak söyle dursun; önüne gelen her seyi yakip yikmaya baslamistir. Bu kirli savas ,kazanani belli olmayan ve sadece üstünlük kurmaya hizmet eden bir savastir ve bu savasin kurbanlari ne yazik ki, halk çocuklaridir.

Kafalardaki saksilari kirma zamanidir. Sabit ve ezberde kalmis düsünceleri terk etmek gerekir. Kafalardaki karakollari yikmak gerekir.

Mücadeleyi de, müzakereyi de poligonlarin disinda, sivil alanlarda ve barisçil yöntemlerle, çatismasiz bir zeminde sürdürmek gerekir.

Bu gün bu olanaklar hala var. Bu nedenle, bu gün ezberlerin bozulma zamanidir. Anlayis ve hosgörü zamanidir. Halklara bu firsati vermek gerekir. Kani su ile paklama zamanidir. Bu tarihsel olanagi degerlendirmek gerekir.Yarin çok geç olmadan, bugünden baris dilini gelistirmeli ve silahlar da, operasyonlarda durdurulmalidir.

Silahin kibirini bir yana birakip baris dilini ortaklastirma zamanidir. Silahlar susarsa siyaset konusabilir, hala konusarak, tartisarak sorunlarin çözümü konusunda adimlar atilabilir.

Silah, siyasetin ve diyalogun önünü kesiyor.

Türkiye halklari silahli mücadelede israr eden, kandan ve gözyasindan medet uman güçlere seslenerek:’ benim için ölme ve öldürme’ diyor.

Kürtler, silahlarin artik daha fazla onlarin gelecegini karartmasini istemiyor. Sorunlarinin barisçil yollarla çözülmesini istiyor.

Kürt halki, kin ve nefretin kabarmasini istemiyor. Düsmanlik olsun istemiyor. Ama silah ve ölüm, kan ve öldürme, nefreti tetikliyor, Kürtlere ve onlarin soylu, hakli davasina zarar veriyor.

Halkin büyük bir bölümü gelecek kusaklara övünülecek bir geçmis birakmak için; silahlardan, bombalardan ve kursunlardan medet umanlarin arkasindan sürüklenmek istemiyor. Çatismanin yarattigi gündemlere malzeme olmak istemiyor. Bölgeleri kan gölüne dönüssün istemiyor. Kargasa ve çatisma nedeni ile göç etmek istemiyor. Araçlari yakilsin, evleri yikilsin, çocuklari ölsün istemiyor

Gelin ellerinizdeki silahlari topraga gömün ve bir daha çikarmayin o silahlari, öldürmeyin hiç kimseyi. Gömün silahlari ki o gömülerden baris fiskirsin.

Öldürmek ve ölmek yerine yasamak ve yasatmak için yani bir anlayisa gereksinme var. Yarin çok geç olmadan barisa bir sans verin.

Onurlu ve soylu ortak bir gelecek için, baris, esitlik ve kardeslik için gömün silahlari, özgür ve demokratik bir toplum için, elveda deyin silahlara. Silahlar susmadan, operasyonlar durmadan, sorunlar özgürce tartisilamaz. Sorunlar tartisilmadan çözümlenemez. Savas ve çatisma ne kadar sürerse o denli yasamlar kararacak, evlere atesler düsecek.Kazanani olmaz bu savasin.Sonunda yine müzakere ve görüsmelerle var olan sorunlar çözülebilir.Bu nedenle zaman varken, daha çok kan akmadan gelin savas israrindan vaz geçin.

Analar aglamasin, daha çok mezar yerine dönmesin bu ülkenin acili topraklari. Güller yesersin geçmisin karanligindan, bu kadim topraklarda. Gülmeyi unutmus yüzler sevinçle tanissin. Tüm metinlerin baslangiç bölümü hosgörü ve kardesligi temel alsin. Tek renklilik, tekçilik yerini çok renklilige ve çogulculuga biraksin.

Tabutlar, ölüm haberleri, ates düsürmesin hanelere.

Gelin poligonlardan uzak zeminlerde mücadeleyi sürdürmenin olanaklarina sans verin.Silahin soguk namlusu sicak kanda isinmasin.

Elleri tetiklerden çekin. Çünkü silahlar tartisma ve görüsme ortamini ortadan kaldiriyor. Namlularin imha edici kursunlari, barisi vuruyor, çocuk ölüleri çikiyor bombalarin enkazinin altindan ve kimse bu duruma sevinmiyor. Agliyor, üzülüyor, agitlari çogaltiyor analar.

Bombalar yaralari kasiyor, geçmisten beri devlesen kini uykudan uyandiriyor.

Artik ‘kurtulus namlunun ucunda’ degil. Geçti o dönemler, o heyecan yaratan sloganlar, belgiler, geçmiste kaldi. Halk, savas istemiyor, baris ve huzur istiyor.

Çünkü silahli mücadele kini ve öfkeyi tetikliyor, geçmisteki düsmanliklari körüklüyor. Çünkü silah yasama hakkina kast etmenin aracidir. Çünkü silah siddetin tirmanmasinin bir aracidir. Birakin silahlari ve halkin demokratik taleplerini demokratik yollarla karsilamaya çalisin.Gerekli olan budur.

Sevinçleri çogaltmali, acilari sonlandirmak ve güvenli bir gelecegi bu günden kurmak gerekir.

Bombalari çogaltmazsaniz sevinçler çogalir, daha çok güler çocuklarin gözleri.

Öldürmek kolay, asil olan yasatmaktir. Hiç bir amaç öldürmeyi, silahli savas vermeyi gerekli kilmaz. Hiç bir amaca öldürerek varilmaz.

Çare yok öyle ya da böyle, bu ülkede birlikte yasayacagiz. Özgür ve demokratik bir gelecek için, esit, adil ve özgür bir birliktelik için daha çok siddette israr etmenin anlami yok. Yarin çok geç olmadan birlikte yasayabilme olanaklarini yok etmeden, soylu ve onurlu bir gelecegi olanakli kilmak için siddetten vazgeçin. Vaz geçin ki, yarin çocuklariniza anlatabilecek güzel öyküleriniz olsun. Güzel öyküler, içinde kan ve gözyasi olmayan öyküler. Sevgiye ve dostluga dair öyküler. Çocuklar ölmesin, gülsün, sevinsin,yarinlari aydinlik olsun, umutla dolsun.

Silahlar susarsa, sevinçler çogalir. Çocuklari küstürmeyin kendinizden. Çok geç olmadan susturun silahlarinizi,baris gelsin,baris kalici hale gelsin.

Latif EPÖZDEMIR
Hak ve Özgürlükler Partisi/ HAKPAR Genel Baskan Yardimcisi

Latif Epözdemir

Back to top button