Makale

Darbeyle ilgili organize belirsizlik

15 Temmuz Cuma aksam saat 9 civarinda, hatta biraz daha önce basladigi giderek ortaya çikan darbe harekâtinin halen karanlik kalan birçok noktasi var. Bunlarin bir kismi zaman içinde aydinlanacak, bir kismi ise yillar boyunca farkli senaryolarin, yorumlarin, bir vesileyle ortaya çikan yeni bir bilginin isiginda tartisilmaya devam edecek. Bütün bunlar ortada son derece vahim bir darbe hazirliginin yapilmis oldugu, hazirlikla kalmayip kanli bir eyleme döndügü gerçegini degistirmeyecek.

Buna karsilik, darbenin bastirilmasindan sonra baslatilan ve her ne kadar iktidar öyle sunsa da, kamu kurumlari personeliyle sinirli olmayan ve giderek genisleyen arindirma operasyonu, iktidarin darbe belasini Allah’in bir lütfu olarak algilayip, bir firsata çevirdigi kanaatini güçlendiriyor. Siyaseti demokratik ilkeler degil, çiplak güç iliskileri olarak algilayan iktidarin bakis açisindan dogal bir karsi hamle bu. Suçun sahsiligi ilkesini açikça çignedigi için de bir o kadar antidemokratik. Bir köyden bir suçlu çikti diye bütün köy halkini kiliçtan geçiren, en azindan hepsini süren tiranlarin geçmis pratiklerini hatirlatiyor.

Darbenin hemen öncesindeki saatlerde yasanmis olanlar konusunda gün geçtikçe artan muglaklik ve çeliskiler, bu firsatçi davranisla birlesince, iktidarin darbeden besalti saat önce, hatta belki çok daha önce haberdar oldugu ama basarisiz olacagini kestirip, kasitli olarak önceden engellemedigi varsayiminin karsimiza çikmasina neden oluyor. Bu soruya belki ileride saglam bir yanit verebilecek, dogrulayacak ya da yalanlayacak bilgilere sahip olacagiz ama bugün bu konuda tartismanin pek bir yarari yok.

Buna karsilik bu darbeyi planlayan, olgunlastiran ve büyük ölçüde yönetenlerin Gülen Cemaati ile iliskili asker ve sivil kisiler oldugu konusunda halen kesin bilgi yok ama güçlü karineler var. Elbette bu iddianin da kesinlesmesi için çok daha fazla somut delile ihtiyaç var. Darbe öncesi günlerde bazi yüksek rütbeli subaylarla sivil memurlarin kaydi olmayan toplanti veya toplantilar yaptiklari söylentisi somutlasirsa, aydinlatici olacak. Emekli edilmis veya aranan polis müdürlerinin darbe sirasinda olay yerlerinde zuhur etmeleri de anlamsiz degil. Ama örnegin Zaman gazetesi abonesi olmak bir ögretmenin darbe suçuyla iliskisini ispatlamak için yeterli olabilir mi? Totaliter rejimlerdeki temizlik operasyonlarinda yeterli olabilir. Cemaat medyasi ve çevresinin bundan önce Ergenekon davalarinda zihniyet polisligini açikça desteklemis, hatta yer yer örgütlemis olmasi da, bugün darbe suçlusu ilan edilmeleri için yeterli degil. Demokrasilerde dise dis, kana kan hukuku uygulanmaz. O zaman islenmis bir suç varsa, ki vardi, onun davasi ayri görülür.

Darbeyi yöneten ekibin sadece Gülen Cemaati çevresinden gelen, bu çevreyle bir sekilde iliskili olan subay ve generallerle sinirli olmadigi konusunda da her geçen karineler güçleniyor. Ama halen darbeyi fiilen kimin veya kimlerin yönettigi sorusunun yaniti yok. Üzerinden on gün geçmis, aktörlerinin ezici çogunlugu yakalanmis bir darbe konusunda bu muglakligin devam etmesi normal degil. Bu muglaklik da, büyük arindirma ve sonuçta müsadere operasyonunun hedefi olan çevreleri, hiçbir sekilde darbe suçuyla dogrudan iliskileri olmasa da kamuoyu gözünde kriminalize etme amaciyla iliskili midir? Kesin olarak hayir demek mümkün degil…

Darbenin öncesi, eyleme geçmesi ve bastirilmasiyla ilgili çeliskiler, belirsizlikler, günden günde genisleyen isten el çektirme, gözaltina alma, tutuklama, mala el koyma islemlerine zemin olusturuyor. Zanlilara yönelik kötü muamele ve iskence iddialarinin arttigi bu ortamda, insan haklarinin istisnasiz herkes için geçerli oldugu gerçegini inatla ve kararlilikla savunmak ve somut olgulara dayanan gerçekler disindaki organize gürültüye pabuç birakmamak elzemdir. Fethullah Gülen’in projesinin demokratik düzen ve devlet yapilanmasi için bir tehlike teskil ettigine 1990 ortasindan beri sik araliklarla dikkat çektik. Bugün Gülenci cadi avini istiyakle yürütenler, hedef gösterenler, süpheli listeleri yayimlayanlar yillarca bu cemaatin en yakin isbirlikçileri olarak bu iddialari hep yalanladilar ya da üzerlerini örttüler. Darbe ile ilgili muglaklik bu defterlerin de açilmamasi için organize ediliyor. Darbecilerden ayri olarak, iktidardan da hesap sorulmalidir.

————————————————-

Marmara Yerel Haber-27 Temmuz

Ahmet Insel

Back to top button