Makale

Davutoglu, Diyarbakir ve ‘üç esas’

Basbakan Davutoglu, cümle üretmekte kimsenin eline kolay kolay su dökemeyecegi bir lider.

Nevi sahsina münhasir analiz yetenegiyle de temayüz etmis, her ne kadar ‘Pan-Islamcinin Macera Kilavuzu: Davutoglu Ne Diyor, Bir Sey Diyor Mu?’ baslikli bir cevabi kitap yazdiracak kadar Ümit Kivanç’in süphesini çekse de (bu kitabi cidden mutlaka okumanizi salik veririm) epey bir süre kuramsal kitabi ‘Stratejik Derinlik’le dikkatleri içeride disarida üzerine çekmesini bilmistir.

Son dönemde kendisinin hitabet yeteneginin siniflara sigmadigini, miting alanlarindan tasacak kadar güçlü oldugunu da idrak ettik.

Davutoglu, AKP’nin il toplantisi vesilesiyle gittigi Diyarbakir’da halka seslenmis dün.

‘Çözüm süreci bir seçim kazanmak ya da kaybetmemek için açilan bir yol degildir’ demis.

‘Çözüm süreci vatandaslikla bulusan kaderdaslik sürecidir. Biz çözüm sürecini yerli milli bir proje olarak baslattik ve basariya götürecegiz. 30 yildir bu ülkenin analari aciyla agladi. Biz bu kaderi degistirmeye kararliyiz.’

Her birinde problem çikti

Buraya kadar fena degil, mükerrer ama güzel.

Sonra ‘Çözüm süreci ile ilgili üç esasi dile getirmek istiyorum’ diye devam etmis Davutoglu.

Son üç yildir kaldirilan toz duman arasindan, bazen gece görüs gözlügü bile takmayi deneyerek sürecin neyin nesi oldugunu anlamaya çalisanlar -ki bunlara, gariptir, akil insanlar da dahil!- yani memleketteki milyonlarca fani, bunun üzerine haliyle kulak kesilmis.

Basbakan Davutoglu söyle açiklamis:

‘Birincisi çözüm sürecinin omurgasi ortak tarihimiz. Diyarbakir bunu çok iyi anlar. Güzel Türkçemizi güzel Kürtçemizle kardes kilmaya geldik… Ikincisi esit vatandaslik hakki. Bunu saglamak için bütün gücümüzle çalisacagiz. Herkesin esit haklara sahip oldugu özgür bir Türkiye. Üçüncüsü yeni bir Ortadogu hedefliyoruz. Türk’ün, Kürt’ün, Arap’in kardes oldugu bir Ortadogu hedefliyoruz.’

Her fani gibi ben de bu üç ‘esas’i tekrar tekrar inceledim. Ayiptir söylemesi, her birinde karsima -çikmaz olsun!- problem çikti.

Partisi iktidara geleli beri 12 yil olmus, her seferinde ‘halledin su insanlik disi meseleyi’ manasinda parti üzerine oy yagmis, ancak nedendir bilinmez(!) yillar boyunca bu yagan oylar sadece ve de sadece basörtüsünün serbestisi, imam hatiplerin çogaltilmasi vb. Sünni haklarinin genisletilmesine yol açarken, aynen Aleviler’in kimliginin tam taninmasi meselesi gibi, Kürtçe egitim de bir türlü kabul görmemis.

12 yil geçmis ve Basbakan, Diyarbakir’a iki dili kardes kilmaya gelmis.

12 yil!

Herkes kis kis gülüyor

Ikincisi ‘esit vatandaslik hakki’ imis.

2011 kisinin karanlik bir gecesi Uludere/Roboski’de Türkiye Cumhuriyeti vatandasi 34 Kürt jet bombardimaniyla katledilmis, aradan geçen üç yilda tek bir devlet yetkilisi çikip insan gibi özür dileyememis, birakin onu, Davutoglu’nun Adalet Bakanligi ‘Hata da olsa kullanilan güç haksiz degildi’ diyerek devlet tavrini ‘katli vacip’e tercüme etmis. ‘Analar aglamasin’ nakaratlariyla bir kisinin baskanlik rüyalarina degirmen sulari yalan dolanla tasinadursun, bu yasli analara her gün -aynen cumartesi analari gibi- ‘Siz aglamaya devam edin’ denmis.

Musa Anter cinayeti basta, 12 yil boyunca tek bir faili meçhul davasi kamu vicdanini yatistiramamis.

Ama hedef esit vatandaslik hakkiymis(!)

Üçüncüsü Türk, Kürt, Arap’in kardes oldugu yeni bir Ortadogu imis. Giderek hayalperestligin de ötesine geçen ‘sifirlayici komsuluk münasebetleri’ yüzünden bölgedeki kilit üç ülkeyle diplomatik iliski filan kalmamis, basa sarilan ISID vb. yüzünden tüm sinir-alti güney seridi Pesaver’e dönmüs, Katar’i ve Suudi Arabistan’iyla da isler sogumus, itibar yerle bir olmus, istihza iyice kabarmis, ama her nasilsa kardeslik yollari açilmis.

Basbakan hiç merak etmesin, Kürtler de dahil herkes kis kis gülüyor.

Neden acaba?

——————————————–

Bugün-26 Ocak

Yavuz Baydar

Back to top button