Makale

Degisen ‘rejim’

Su son yazi sektirmemin nedeni Ermenistan’a yaptigim(iz) bir yolculuktu: Ermeni ve burali gençlerle bir ‘yaz okulu’. Dag basinda bir oteldeydik, dünyadan uzak, dünyanin bugünlerdeki sicagindan da uzak. Ama bu çagda, ‘uzak’ kelimesinin anlami degisti. Uzak olmasina uzak ama herkesin âleti edevati yaninda; onun için haberdariz olan bitenden: ‘Bugün su kadar ölü’ vb. Zekeriya Öz bir söylentiye göre bulara gelmis, AKP ile CHP arasinda koalisyon olmayacakmis (bu aslinda 8 Haziran’da da biliniyordu ya, neyse) ve sonunda ‘rejim degisikligi’ne dair Tayyip Erdogan’in derin sözleri.

Ermenistan her zaman ilgimi çeker, her zaman duygularimi harekete geçirir. Ama Erdogan’in söylediklerinden haberdar olunca, ‘bu varken baska sey yazilmaz’ ruh durumuna geldim. Bu adamin hirslariyla ve pervasizligiyla bu memleketin basina çok kötü seyler gelmesi ihtimali gitgide büyüyor.

Tayyip Erdogan’in kendisine olaganüstü bir güveni var. Her seyin en iyisini kendisinin bildigine güveni tam. Dindar bir insan oldugu için bu güvenine bazi metafizik ögelerin de karistigindan kuskulaniyorum. Kalvenist Protestanlar’in kendilerinin ‘seçilmis’ olduguna inanmalarini andiran bir ruh hali var sanki.

Buna ek olarak ya da bunun uzantisi olarak, aklindan geçen her seyin bir ‘hak’ olduguna da inaniyor. Siyasetin, devlet yönetiminin olmazsa olmaz kurallari, yasalari, hele yaziya geçmemis teamülleri Tayyip Erdogan’in gözünde herhangi bir anlam tasimiyor. Tayyip Erdogan dedigi dedik bir ‘Baskan’ olmak istiyorsa, hem bunu istemeye, hem de bunu olmaya hakki var.

Bunlardan gayri, Tayyip Erdogan, kendi istedigi her seyin toplum için (o buna ‘millet’ derdi) de iyi olduguna ve, onun kelimesiyle söyleyelim, ‘millet’in de tamamen ayni fikirde olduguna inaniyor. Onun için, Tayyip Erdogan’in terminolojisinde, ‘milli irade’ kavramiyla ‘benim iradem’ sözü arasinda bir fark yok.

Tabii, hep bildigimiz gibi, dünya ‘mükemmel’ degil. Ama zaten düzeltilecek pürüzler olmasa, Tayyip Erdogan gibi kudretli önderlere de ihtiyaç olmazdi. Dolayisiyla 7 Haziran gibi ‘milli irade’nin ‘Tayyibî irade’yi geregi gibi yankilayamadigi durumlarda ortaya çikan ‘irade eksigi’ni Tayyip Erdogan elinin altinda olduguna inandigi ‘ilahi irade’ ile tamamliyor. Allah elbette Müslümanlar’in iradesinin egemen olmasini isteyecek. Eh, o iradeyi de Tayyip Erdogan’dan daha iyi temsil eden bulunmaz. Dolayisiyla, bir seyler aksadi ve Tayyip Erdogan tek basina iktidar olamadiysa, yapilacak sey basit: bir daha seçim yaparsin; buna biraz kanli bir garnitür katarak, Tayyip Erdogan’in istedigi gibi davranmayan bir toplumun basina neler gelecegini gösterirsin. Olur, biter.

Peki, ya olup bitmezse?

Bu durumda tam ne olur, Tayyip Erdogan’in aklina hangi parlak fikir gelir, bilemem. Ama durum belli, olmasi gereken sey belli: Tayyip Erdogan Baskan olacak. Bundan baska kabul edilebilir bir sonuç yok. Tayyip Erdogan’in istedigi oy oranina ulasincaya kadar seçim de yenilenebilir, icabinda.

Ama bunu kabul etmeyenlerin, dünyayi böyle görmeyenlerin, varini yogunu Tayyip Erdogan’in eline teslim etmek istemeyenlerin sayisi 7 Haziran’da görüldügü gibi çogaldi. Çogunluk, ‘hayir’ sözünü kendi geçmisine, mesrebine, beklentisine göre telaffuz etti; ama etti. Tayyip Erdogan’a ‘hayir’ dedi. Seçim yenileme bu anlamda ‘Tayyibî irade’nin kendisine kafa tutan ‘milli irade’yi çignemesidir; simdiye kadar Erdogan yaptigi baska birçok sey gibi yasadisidir, hukuk disidir.

Ama, ‘sahis’, dedigim gibi pervasiz.

Normal olarak, bir ülkenin yasal yapisiyla Cumhurbaskani’nin davranislari çelisemez. Burada çelismeye basladi. Erdogan’in bunu giderme yöntemi net: ülkenin yasalari benim isteklerime uysun!

Bu bir yorum filan degil. Tayyip Erdogan’in bir meziyeti, açik sözlülügü. ‘Rejim aslinda degisti; simdi sorun bunu yasalara yansitmak’ sözünün baska ne anlami olabilir?

————————————————–

Taraf-18 Agustos

Murat Belge

Balkêş e ?
Close
Back to top button