Makale

Demokratiklesme paketinde anadil sikintisi

Demokratiklesme paketinden çikan vaatlerin hiçbir kesimi tatmin etmedigi anlasiliyor. Tatmin etmesi de beklenemez. Vaat edilenleri küçümseme niyetiyle söylemiyorum. Kuskusuz her bir vaat önemli ve degerli. Basbakan paketin yetersizliginin gerekçelerini su sözlerle açikliyor. ‘Türkiye degistikçe, sartlar olgunlastikça, dirençler ortadan kalktikça, siyaset güç kazandikça yeni hak ve özgürlükler kaçinilmaz olarak gündemde yerini alacak.’ Basbakan önemli bir tespit yapiyor. Türkiye’nin toplum ve siyaset olarak gerçek bir demokratiklesme için henüz hazir olmadigini, özellikle siyasetin yeteri kadar güçlü olmadigini belirtiyor. Bu tespit ne kadar gerçegi yansitiyor. Evet, CHP ve MHP’nin demokratiklesme konusunda hiç de hevesli olmadiklari açik. Zaten Türk demokrasisinin en büyük açmazi da bu. Demokrasi, hukuk, özgürlükler ve sosyal refah çitasini iktidarin öngördügünden daha yukariya tasiyan, projelerle halka giden, iktidar seçenegi oldugu heyecanini yaratan bir muhalefetin bulunmayisi. Ancak siyaset için dogru olan bu tespit toplum için geçerli degil. Toplumun yasadigi acilar nedeniyle artik huzur ve baris istedigi açik.

Türkiye’nin yeni bir anayasa insa etmeden demokrasi paketleriyle kadim sorunlarini çözmesi ve demokrasi hedefine kilitlenmesi mümkün degil. Nitekim özel okullarda Kürtçe egitimin hangi düzenlemeye dayandirilacagi meçhul. Anayasanin 42. maddesinin 9. fikrasina göre Türkçeden baska hiçbir dilin egitim ve ögretim kurumlarinda Türk vatandaslarina anadilleri olarak okutulamayacagi ve ögretilemeyecegi devlet okulu- özel okul ayrimi yapilmaksizin açikça belirtilmis. Özel okullara iliskin yapilacak bir düzenlemenin Anayasa’ya aykirilik iddiasi ile karsilasacagi görülüyor.

Ayrica anadiliyle egitimin özel okullar araciligiyla sadece ekonomik gücü olanlara açilmasi evrensel hukuk ilkelerine, uluslararasi sözlesmelere, çocuk haklarina aykiridir. Aksine baski ve asimilasyon politikalari nedeniyle geriletilmis bölgesel ve azinlik dillerinin devlet tarafindan korunup gelistirilmesi gerekir. Ister demokrasi ile ister otokrasi ile yönetilsin devletler anayasal düzenlemeleri geregi bu destegi saglamaktadirlar.

Daha önce örneklerini verdigimiz anayasa düzenlemelerinin bir kaçini bu baglamda hatirlatiyorum.

RUSYA FEDERASYONU ANAYASASI

Madde 68- (…) Rusya Federasyonu, tüm halklarina anadillerini muhafaza etmeleri, ögrenmeleri ve gelistirmeleri için ortamin olusturulmasi hakkini güvence altina alir.

HINDISTAN ANAYASASI

Madde 350A- Her eyalet ve devlet içinde yer alan her yerel otorite, azinlik dil gruplarina mensup çocuklarin ilkögretim egitimlerinde anadillerini ögretmek için uygun ortamlari olusturmaya gayret göstermek zorundadir. Ayrica Devlet Baskani, gerekli veya uygun oldugunu gördügü durumlarda böylesi faaliyetleri güvence altina almak niyetiyle, herhangi bir eyalete yönelik olmak üzere, direktif yayimlayabilir.

GÜNEY AFRIKA CUMHURIYETI ANAYASASI

Bölüm 29- Egitim- (…) (2) Herkes resmî dilde veya egitimin oldukça uygulanabilir oldugu devletin egitim kurumlarinda kendi seçecekleri dillerde egitim alma hakkina sahiptir. Bu hakkin uygun bir biçimde fiiliyata dönüstürülerek uygulanmasini garanti altina almak için devlet, mümkün olan bütün egitim alternatiflerini, her bir ara kurumu dâhil etmek suretiyle gözetirken su asagidakileri de nazara almalidir: (a) esitligi, (b) uygulanabilirligi ve (c) geçmisteki irkçi ve ayrilikçi kanun ve uygulamalarin sonuçlarini düzeltme ihtiyacini.

Sayin Basbakan! Bu tabloya bakinca ne düsünüyorsunuz? Sartlar ne zaman olgunlasacak, dirençler ne sekilde ortadan kalkacak, siyaset nasil güç kazanacak? Buna açiklik getirirseniz belki sizi mazur görebiliriz.

——————————

5 Ekim, Taraf

Ümit KARDAS

Back to top button