Diktatörlük el kitabi
Norveçli gazeteci Mikal Hem’in ‘Siz de bir diktatör olabilirsiniz’ basligiyla Türkçeye çevrilen el kitabi (Paloma Yayinlari, 2013), çesitli diktatörlük rejimleri altinda yasayan insanlari okurken aci aci gülümsetecek on öneri içeriyor. Günümüz diktatörlerinin hemen hepsi bu önerilerin büyük bölümünü harfiyen yerine getiriyor. Hem’in kitabi, bir kara mizah eseri görünümü altinda, aslinda gayet yerinde siyaset sosyolojisi tespitleri içeren bir çalisma.
Mikal Hem, diktatör olmak için ailecek ülkeyi soyup sogana çevirmek, hiç tereddüt etmeden muhalefeti ezip yok etmek, bariz biçimde yalan söylemek, kimsenin kendisiyle dogru dürüst rekabet edemedigi serbest seçimle iktidarda kaldigini iddia etmek gibi hasletlere sahip olmak gerektigini belirtiyor. Bütün bunlari büyük bir sogukkanlilikla yapma, dünyanin en tartisilmaz dogrularini ifade edermis gibi, gözünü kirpmadan dile getirme yetenegine sahip olmak lazim.
Verdigi örnekler arasinda günümüzde önemli bir ortak paydayi, iktidarin hasmetini göstermek için çok büyük paralar harcamak ama genellikle gösterisçilik, taklitçilik ve vasatligin hâkim oldugu bir zevki, bir estetik anlayisi yansitmak olusturuyor. Söz konusu olan vasatin diktatörlügü ayni zamanda. Diger ortak payda, muhalefeti düsman, rakiplerini hain, kendi iktidarini ise milletin, halkin iradesini oldugu gibi ve eksiksiz yansitan güç olarak tanimlamak.
Hem’in diktatör olma heveslilerine, günümüz diktatörlerinin yaptiklarindan örnekler vererek verdigi ögütler arasinda, en dikkat çekici olan, diktatörlügün ayirici niteliginin keyfilik olmasi. Türkmenbasi Saparmurat Niyazov’un sigara içmeyi birakinca bütün kamu alanlarinda tütün kullanimini yasaklamasi, opera, bale ve sirki yasaklamasi, ülkenin parasina kendi adini ve ocak ayina annesinin adini vermesi gibi örnekler insani güldürüyor elbette. Ama keyfiligin bu asiri ucuna varmadan, ‘ben dedim, olacak ve oldu’ anlayisiyla bütün kamu yönetiminin yönlendirilmesi diktatörlügün somut göstergelerinden biri. Bütün bu keyfi kararlarin ülkenin huzuru için alindigi ilan edilirken yarginin diktatörün iki dudagi arasindan çikana tabi olmasi isin esasini olusturuyor.
Diktatörler kendilerinden genellikle üçüncü sahis olarak bahsediyor. Onlara atfedilen olaganüstü yetenekleri ifade eden sifatlarin eklenmesi, Allah’in seçilmis kulu, peygamberin vekili, dünyada gelmis geçmis en büyük dâhi olarak tanimlanmalari bunu tamamliyor. Uganda’nin ünlü diktatörü Idi AminDada’nin kendini ‘Karadaki hayvanlarin ve okyanuslardaki baliklarin efendisi’olarak tanimladigini hatirlatiyor Hem. Uganda’nin denize kiyisi olmamasinin bir önemi yok bu gerçeklik seviyesinde.
Seçimler de önemli bir kriter diktatörlük için. Muhalifleri hapsederek, seçime katilmalarini yasaklayarak yapilan seçimlerin yaninda, seçim sonucunun diktatörün istedigi gibi ilan edilmesi önemli. Belarusya diktatörü Lukasenko baskanlik seçiminde kendisine oylarin yüzde 93’ünün verildigini ilan ettikten sonra, bunu fazla bulup orani yüzde 83’e indirmisti 2006’da. Kitapta, Putin’e verilen oylarin bazi bölgelerde yüzde yüzün üstünde ilan edildigi hatirlatiliyor.
Hem’in diktatörlük el kitabinin onuncu ve son bölümü, ‘Gitmesini bilmek’üzerine. Diktatörlerin diger yaygin ortak özellikleri, iktidari terk etmeyi bilmemeleri. Orta Afrika Cumhuriyeti’nde kendini imparator ilan eden Bokassa’nin bir zihin berrakligi aninda söyle dedigi söylenir: ‘Herhangi bir budala, diktatör olabilir. Ama bu meslekte en zor olani is güvencesi elde etmek ve korumaktir.’ Diktatörlük mutlak bir iktidar bagimliligi yaratir çünkü sabik diktatörün hiçbir güvencesi olmadigini ve ondan hesap sorulacagini en iyi diktatörün kendisi bilir.
Hem’in kitabi diktatörlük olgusuna kara mizah içinde çig bir isik tutuyor. Diktatörleri nasil alkislariz, neden basimizda diktatör isteriz sorularina benzer bir kara mizah içinde verilecek yanitlari içeren bir el kitabina da ihtiyacimiz var. Belki çok daha fazla…
——————————————————-
Cumhuriyet-7 Ocek 2018
Ahmet Insel