Diyarbakir’dan Semdinli’ye bakmak
Semdinli’de neler yasandigiyla ilgili çok soru birikti. PKK ne yapmak istiyor? Yaptigi sey bölgeyi nasil etkiliyor?
Basta Diyarbakir olmak üzere, Kürt sehirleri olaya nasil bakiyor? Önce su gerçegin alti çizilmeli… Ortadogu geç kalmis bir degisimle sarsiliyor. Diktatörler yikiliyor, eski sistem yerini yenisine birakiyor ve ne yazik ki bu süreç öyle kansiz ve sancisiz olmuyor.
Uzun bir süredir kendi degisimini baslatarak bölgeye ilham kaynagi olan Türkiye bu açidan biraz daha sansli… Ancak ortada hâlâ sikinti var ki, bu demokratik zemine ragmen PKK’nin siddeti yükseltmesi kafalari karistirabiliyor.
Oysa biraz geriye dönüp 90’li yillara baktigimizda Semdinli’yi kat kat asan kanli saldirilarin oldugunu biliyoruz. O gün devletin kullandigi dil de, yöntem de bugünküyle kiyaslanmayacak kadar geriydi. Bugün devlet içinde “güvenlikçi yaklasimi” sürdürenler olsa bile ne devlet ne de toplum olup bitenlere geçmisteki gibi bakmiyor.
Bu nedenle Semdinli’de olanlar yerel kaliyor, Diyarbakir’a, Van’a, Kars veya Türkiye’nin baska bir kentine yansimiyor. Bu da bize, halkin hâlâ Kürt meselesinde demokratik çözüm umudu tasidigini gösteriyor. Bunun görülmesi gerekiyor.
Peki, bu görülüyor mu? PKK’nin bunu görmek istemedigi açik. Onun bugünkü önceligi Duran Kalkan’in da söyledigi gibi “AKP’yi yikmak”… Bugün Türkiye’de neredeyse 2007’leri aratmayan bir AK Parti karsitligi hatta düsmanligi üzerinden siyaset yapan bir cephe var.
PKK bu cephenin öncülügünü yapiyor ve hesabinin içinde kendisine yasama sansi veren bölgesel ülkelere diyet ödemek de var.
Tüm bu nedenlerle PKK halkin demokratik yollarla haklarini alma gerçegini görmüyor daha dogrusu görmek istemiyor ama asil sorun; halkin sagduyulu yaklasimini AK Parti de görmüyor.
Görseydi Kürt meselesinde atilacak her adima PKK’nin hanesine yazilacak kaygisiyla bakmazdi. AK Partililer bugün daha çok özgürlük ve demokrasi vaadi yerine mevcudu savunmaktan öteye geçemiyor. Oysa bizzat AK Parti’nin son on yilda degistirdigi, milli gelirini 10 bin dolara çikardigi bir toplum var ve dogal olarak o toplumun talebi de artiyor. Dün olaganüstü halin kaldirilmasiyla, Kürt kimliginin taninmasiyla yetinen toplum bugün fazlasini istiyor.
Kimse sasirmamali. Bunun bagimsizlik talebi ve siddetle de ilgisi yok. Diyarbakir’da AK Parti’ye oy veren muhafazakâr, liberal Kürtlerle konustum. Kimlik ve siyasi haklar açisindan çok da farkli noktada degiller.
Uzun yillar AK Parti’de görev yapan avukat Muhammet Akar, toplumun beklentisini söyle özetliyor: “Madem örgüt çözüme yanasmiyor o zaman Kürt halkini muhatap al. Halk, Ankara ümit olmaktan çikmasin istiyor. 90’li yillarda bizim gözümüz Washington’da, Erbil’de, kulagimiz BBC’deydi. Sonra AK Parti iktidari geldi Ankara’ya döndük. Cumhurbaskaninin, basbakanin agzindan ne çikacak diye merakla izler olduk. Yeniden o günleri ariyoruz.’
————————————————
Sabah-10 Agustos
Mahmut Övür