Makale

Dogru yerde saf tutmak

Dünyanin iki kutuplu oldugu dönemde, insanlar, örgütler, partiler ve ülkeler, iki ana ideolojik eksen üzerinde saf tutmuslardi. Ya Sovyet’lerin basini çektigi sosyalist ya da Amerika’nin basini çektigi kapitalist sistemden yanaydilar. Iki patron da, koyunlarini karsi tarafa kaptirmamak, onlari denetim altinda tutmak için yasakçi, baskici, totaliter ve militarist bir uygulama içindeydiler.

Dünya kapitalist sistemine göre, toplumsal sorunlari barisçi diyaloglarla, reformist politikalarla çözmeyi savunmak komünizme hizmet etmekti, komünistlik yapmakti. Dünya sosyalist sistemine göre de, reformist politikalar dünya kapitalist sistemine teslim olmakti, devrimin tekerine çomak sokmakti. Her iki taraf da insanlarin, üçüncü bir seçenek pesinde kosmalarina izin vermiyorlardi.

Simdi tek kutuplu bir dünyada yasiyoruz. Ama dünyamiz yine, iki ana eksen üzerinde saf tutmus bulunuyor. Bu iki hatti, statükocular ve reformistler biçiminde isimlendirebiliriz.

Biz, dünyayi bir yana birakip Türkiye’ye ve Kürdistan’a bir göz atalim.

Dünyanin tek kutuplu hale gelmesi, globalizm, paranin ve emegin mobilize olmasi, hak, hukuk, adalet ve demokrasi taleplerin ivme kazanmasi, Türk ve Kürt halklarini, reformist eksen üzerinde saf tutmaya zorluyor, itiyor.

Türk devletinin kurulus politikasi olan Kemalizmi savunan kisiler, örgütlerle, asker-sivil bürokrasi ve egemen çevreler, statükonun degismesine karsi çikiyorlar. Kurulu düzenin sömürdügü ve baski altinda tuttugu zayif kesimler ise, degisim ve dönüsümden, reformist politikalardan yana tavir koyuyorlar.

Kürt halkinin, TC’nin kurulusundan bu yana kararlilikla sürdürdügü ulusal mücadele, Güney Kürdistan’in geldigi asama, TC’nin Avrupa Birligine tam üye olma istemi, globalizm, paranin ve emegin mobilize olmasi, Türk yöneticilerini reformist adimlar atmaya zorluyor. AKP’nin degisim-dönüsüm yanlisi politikalara yönelmesinin temel nedeni, iste bu durumdur.

Simdi alani biraz daha küçültüp, Kürt ve Kürdistan sorununa gelelim.

Türkiye’de biri legal, digeri illegal olan iki Türk devleti var. Kürt-Türk, patron-isçi, sunni-Alevi, kadin-erkek, dindar-laiklerin gruplarin yaninda, bu iki Türk devleti de, bir birlerine karsi dise dis bir mücadele yürütüyorlar.

Türk Derin Devlet’i, merkezinde Türk güvenlik güçlerinin, çevresinda akademisyen, gazeteci, patron, sendikaci, edebiyatçi ve sanatçinin yer aldigi bir çok çete kurmus bulunuyor. Bu çeteler, bilinç karartan, hedef sasirtan pravakosyonlar düzenliyor, haraç topluyor, cinayetler isliyor, halki terörize ediyor, halk oyuyla seçilen hükümetleri deviriyorlar. Kurulu düzenin devami için, her türlü yasadisi isleri örgütlüyorlar ve yönetiyorlar. Bu kesim, Kürtlerin temel insani haklardan yararlanmasina bile izin vermiyorlar. Bunun için her türlü insaf, ahlak ve hukuk disi uygulamalara bas vurmaktan çekinmiyorlar.

Bu somut durum karsisinda kendimize, ‘Kürt sorununu çözmek isteyen kisi, kurum ve partilerin ne yapmasi gerekir?’ sorusunu sorup cevabini vermemiz gerekiyor.

Hem Türkiye’de hem de dünyada insanlar iki eksen üzerinde kümelenmis mi? Evet.

Bu hattin birisi mevcut durumu, digeri ise degisimi savunuyor mu? Evet

Türk derin devletinin basini çektigi, rkçi, totaliter, militarist ve fasist kesimler statükoyu, AKP hükümetinin basini çektigi kesim ise, (yukarida siraladigim nedenlerle) degisim ve dönüsümü savunuyor mu? Evet

Bu durum karsisinda, Kürt sorununun çözülmesini isteyenler, acaba hangi yerde saf tutmalari gerekiyor?

Hepimiz biliyoruz ki, bazi Kürtler statükocularin safinda, bazilarida reformistlerin safinda yer aliyorlar.

Reformistlerin safinda yer alanlar söyle düsünüyorlar. Radikal devrimlerle düzen degistirmek devri geride kalmistir. Ezilenler, hedeflerine artik adim adim yürüyerek mücadeleyi kazaniyorlar. Kürtler, Kürt ulusal çikarini her türlü çikarin önüne koymayi stratejik bir hedef haline getirmelidir. Sonra da, ülkede var olan düzen karsiti gruplarla, toplumun genel çikarlari için is ve güç birligi içinde olmalidir. Kürt aydin ve politikacilarinin, Kürt ulusal mücadelesinin önüne konulmus bariyerleri ortadan kaldiracak her türlü degisim ve dönüsüm politikalarina destek vermelidir.

Statükücularin safinda yer alanlar ise söyle düsünüyorlar. AKP, Amerika’nin ehlilestirdigi, dolayisiyle emperyalizme hizmet eden islami bir gruptur. AKP, demokrasiyi yikip yerine seriat düzenini getirmek için takkiye yapiyor. Göstermelik yeniliklerle Kürtleri kandiriyor, onu islamiyetin içine çekip eritmek, yok etmek istiyor. v.s.

Sizce, bu görüslerden hangisi, Kürt ulusal mücadelesini güçlendirir, hangisi zayiflatir? Önce iyi düsünün, sonra karar verin. Dogru karar vermeniz halinde, Kürt ulusal ve toplumsal kurtusuna katki sunarsiniz. Yanlis karar vermeniz halinde ise, mücadeleyi batakligi sürüklersiniz. Bence, tablo bu kadar nettir.

Yilmaz Çamlibel

Back to top button