Makale

Dokunulmazlik mizanseninin Kürtler üzerinde yaratacagi travma

Bu ülkede, ”halklarin kardesligi,” ”ümmet kardesligi,” sistemin ve rejimin isine geldigi için sik sik kullanilir. Oysa kardesligin esas kistasi, esit kosullarda yasamdir. Tabi fasist rejimin bekçileri bunu Kürtlere layik görmezler.

Her ne kadar, HDP ve PKK meclisteki CHP’yi demokrasi gücü gibi Kürtlere yedirmeye çalissalar da, özünde CHP ve MHP sistemin yilmaz savunucularidir.. Bu iki partiyi kutsal devletçi görevlerinden ötürü, ayri tutuyorum.. Asil mesele, AKP’nin demokratiklesmede attigi adimlara ragmen, demir attigi kutsal devletçiler limanidir. AKP’nin gelip fasist devletin fabrika ayarlarina dönmesi, militarist yöntemlerde israrci olmasi, asla yenilir yutulur bir durum degildir.

Yasanan bunca acilara ragmen, 90’li yillarda devlet aklinin yaptigi yanlislarindan ders almayan bir siyasi anlayisla karsi karsiyayiz.

Albert Ainstein’in bu güzel sözü tamda yasananlari izah etmistir: ”Aptalligin en büyük kaniti, ayni seyi defalarca yapip, farkli sonuç almayi ummaktir.”

Bu yanlisi her zaman dile getirdik ve kinadik. Mevcut TC devlet aklindan ve siyasetinden fasizan reflekslerin hortlamasi kaçinilmazdir ve bu alisilagelen bir durumdur. Bu olayin bir yüzü.

Peki, bu meclisi, bu toplumu, bu denli fasist devletçi fabrika ayarlarina getirenlere ne demeli?

Elinizde yüze yakin belediye, seksen küsur vekil, genis bir sivil toplum alani, sendikalar, vakiflar, dernekler, sosyal medya, yazili basin, televizyon ve olagan üstü bir ekonomik imkân vs. var. Buna ragmen yaklasik kirk yildir akrep gibi kendisini ve Kürdü sokanlarin kuklasi olmak, siddeti yöntem olarak dayatanlarin stepnesi olmak, akil kâri degildir.

Silahla ulasamadiklari; ama demokratik alani kullanip, siyaset yaparak kazanilan tüm mevzileri birer birer yok eden bir akil tutulmasiyla karsi karsiyayiz..

Dünyanin birçok yerine baktiginizda, özgürlük mücadeleleri uzun ugraslar sonucu ancak amacina ulasabiliyor. Dünya örneklerine bakinca bu durum daha iyi anlasilir. Sabirla bu yolu yürümek gerekirken, hemen bugün, yarin, her seyi elde ederiz havasina halki sokmak dogru degildir.

Yanlis ve yersiz eylemlere destek vererek, Kürde yapilacak her türlü zulmü, katliami mesrulastiran kimdir? Bu vekillerin Mecliste bulunmalari, gerçekten Kürt ve Kürdistan’in özgürlesmesi adina miydi? Programlarinda Kürde ve Kürdistan’a dair, hangi ulusal talep vardi? Demokratik siyasetin geregini gerçekten yaptilar mi?

Sanki AKP iktidardan düserse, Kürtler özgürlesecekmis gibi bir hava yaratarak, bütün enerjilerini iktidar partisini yikmakla, TC’nin iktidar kavgalarina alet olmakla geçiren ve Türk solu ve Kemalist rejim hayranlarinin oyununa gelerek, ‘seni baskan yaptirmayacagiz’, ‘sizi iktidardan düsürecegiz’ sloganiyla harcayan kimdi? Bunlarin yanlislari, saymakla bitmez.

Bütün bunlar bir yana; esas mesele Kürtleri siyasetin disinda arayislara sevk eden kesimlerin bu yolla güç kazanmalaridir. AKP’nin de bu oyuna gelerek dokunulmazliklarin kaldirilmasinda israrci olmasi yüzünden Kürtlerde yarattigi travmaya, iyi odaklanmak gerekir. Birileri bu durumu istismar edecektir, eski yanlislara Kürtleri götürmeye çalisacaklardir. Birçok kisi, ‘efendim biz bu isin siyasetle, meclisle çözülmeyecegini söylemedik mi?’ diye, saçma sapan yorumlar yaparak, Kürtleri tekrar Kürt kiran hareketinin kucagina atacaklarina tanik oluyoruz. Daha düne kadar, amaçsiz siddetin Kürdistani ne hale getirdigi ortadayken, birilerinin firsattan yararlanip, bunun üzerinden yanlislarini aklayacaklardir. Bu firsati altin tepside sunan büyük yanlisliklar yapiliyor.

Kürdün ölümü üzerinden siyaset devsirenlere sesleniyorum. Kürdü siddete tekrar bulastirmaya gayret edenler, kirk yila yakindir silah ve siddetin bir tek kazanimini söyleyebilirler mi? Anayasal güvenceye kavusturulmus bir demokratik hak mi var, ulusal bir statü ya da bir mevzi mi kazanildi? Ülkenin iktidar kavgalarina harcanan enerji, anadil için harcamis olsaydi, suan anadilde egitim hakki bile elde etmek mümkün olacakti. Çözüm yollarini tikayanlar siddeti kullananlardir. Bu yolla fasist anlayis daha da palazlandi. Içeride ve disarida büyük emekler verilerek hafizalara yerlestirilen fasist rejim magduru, mazlum Kürt imaji, adeta siddet heveslisi kesimler tarafindan yerle bir edildi.

Simdi bu puslu havadan yararlanip, tüm suçu demokratik legal siyaset önerenlere, legal siyaset yapan partilere yüklemek, ahmakliktir, art niyetliliktir. Sizce legal siyasetin geregi bu muydu? Silahi nasil amacindan saptirip, islevsiz hale getirdilerse, bulastiklari legal siyaseti de, ayni kriminal yöntemlerle, hiç ediyorlar.

Yaptigimiz tüm tespitler ve her iki kesime tuttugumuz aynanin sebebi, geldigimiz noktanin iyi anlasilmasi içindir. Tek amacimiz silah ve siddetin yerine, demokratik siyasetin hâkim olmasidir. Yoksa yasananlari asla onaylamak degildir.

Evet, siyasetini, yöntemlerini begenir ya da begenmeyiz, büyük bir kitleden oy almis, bu kesime temsilci olmus HDP’nin ve vekillerin tüm yanlislarina, olumsuzluklarina ragmen, sivil siyasettin disina atilmalari dogru degildir, bu yol çözüm de degildir. Çözüm her seye ve tüm zor kosullara ragmen Kürtlerin legal demokratik zeminde siyaset yapmasidir ve halkimizi temsil etmesidir. Bu yapilan yanlisi bir kere degil, bin kere kiniyor ve lanetliyorum. Umarim akliselim hâkim olur ve bu yanlistan bir an önce dönülür.

3. 05. 2016

Ilhan Çetin

Back to top button