Dost ve arkadaslarima

Sosyal medyada bazi kisilerin haksiz ve düzeysiz satasmalariyla çok karsilastim, zaman zaman bu konuda yazdim. ‘Sosyal medya sokaklar gibidir, oradan adam gibi adamlar da geçer, her türden ipsiz sapsiz da’ dedim. Bazilarinin sosyal medyayi umumi helalarin duvari gibi kullandigini söyledim.
Buna karsi yapilacak bir sey yok ne yazik ki. Herkese açik sosyal medya bir yana, günlük gazetelerde köse yazilari yazan, televizyonlarda yorum yapan insanlarin tümü bile düzeyli degildir; onlar arasinda bile ölçüyü kaçiranlar, isi edepsizlige, yalana, hakarete, küfre vardiranlar çikiyor.
Bunda sasacak bir sey yok; düzey, dürüstlük, sayginlik herkese nasip olmayan niteliklerdir.
Siyasete giren insan dostlar, iyi arkadaslar gibi düsmanlar da kazanir. Yazarlar, düsünce adamlari da öyle. Yaptiklarinizdan ve söylediklerinden hoslanmayanlar çesitli biçimlerde tepki gösterirler. Ve ‘elin agzi çuval degil ki büzesin’ diye bir söz vardir.
Bu dogaldir; siyaset farkli örgütlerin, farkli çikarlarin, farkli yol ve yöntemlerin çekismesidir. Bazilari bu rekabeti daha uygarca yapar, yalana, komploya tenezzül etmez ‘hele hele hakliysa- gerek duymaz. Bazisi ise ‘özellikle de haksiz olanlar, yanlis yerde duranlar- rakiplerini yipratmak için yalana, hileye, komploya, küfre ve hakarete basvururlar.
Bir baska deyisle siyasal mücadele de düsünce ve sanat hayati da dikensiz degildir.
Savundugu davanin hakli olduguna, dogru yolda olduguna inanan kisi tüm bu olumsuzluklara aldirmadan kararli biçimde yoluna devam etmelidir.
Meyveli agaci taslarlar diye güzel bir halk sözü var. Ve taslandi diye agaç meyve vermekten geri durmaz.
Ben de uzun siyasal hayatim boyunca baskalarinin attigi taslara çokça hedef oldum. Bunlarin bazisi karsi cenahin taslariydi. Biz, zulme ve sömürüye karsi özgürlük ve insanca bir dünya için mücadele ettik. Birileri de söz konusu zulüm ve sömürü sistemini sürdürmek için çabaladilar. Bu nedenle onlarin tasi beklenmeyen bir sey degildi.
Kendileri Ezilen, sömürülen kesimlere mensup olduklari halde egemenlerin hizmetine girmis, ya da onlar tarafindan beyni yikanip kendi hizmetlerine kosulmus kisiler de az degildir ve bu mücadele süresince sik sik onlarin da saldirilarina ugradik.
Yine, sözde bizim cenahta olduklari halde çesitli nedenlerle (belki yanlis yapip davaya zarar verdikleri, belki haset ve benzeri duygularla) bize ters düsen çevre ve kisilerle de çekistik.
Belki onlarin bir bölümü de kendi yollarinin dogru, bizimkinin yanlis oldugunu düsündüler Tüm görüs ayriliklari kötü niyete yorulamaz.
Eger yaptigi isin geregine inanan, kararli biri iseniz bütün bunlar sizi yorar, caninizi sikar, zamaninizi ve enerjinizi alir; ama yolunuzdan çevirmez, çevirmemeli.
Su günlerde PSK’nin legale çikma çabasi nedeniyle yasadigimiz, PSK ve HAK-PAR bakimindan bir bölünmeye yol açan olaylar nedeniyle sosyal medyada yine tartismalar yasaniyor ve bu tartismalara bazen üçüncü sahislar da katiliyor. Tartisma zaman zaman kisisel düzeyde can sikici atismalara dönüsüyor.
Kanimca bu tartismalar, düzeyini korumak, gerçekleri ters yüz etmemek ve hakarete vardirmamak sartiyla dogaldir. Kisir, yipratici atismalarin ise kimseye ve yillar boyu birlikte sürdürüp bugüne getirdigimiz mücadeleye bir yarari yok.
Tartismalarda benim adim da sik sik gündeme getirildigi ve bazi yoldaslar beni savunma geregini duyduklari için bu satirlari yazma geregini duydum.
Yoldaslarim rahat olsunlar. Harcanan emekleri ve bunun ürünlerini görmeyenler veya yok sayanlar çikabilir. Ama bununla gerçekler degismez. Kimse kimsenin itibarini yok edemez. Itibar baskasinin lafiyla kazanilan bir sey degildir ve baskasinin lafiyla kaybedilmez.
Bence yapilmasi gereken sosyal medya üzerinden ya da baska türlü, gereksiz atismalardan uzak durmak, isimize yogunlasmaktir.
PSK bizim geçmisimizdir. Bugün bir bölüm eski yoldasla yollarimiz ayrilsa da hepimizin onda, su veya bu oranda emegimiz var; biz bu onurlu geçmisimize sahip çikariz.
Ama örgütler bizim için ne kadar degerli olursa olsun, amaç degil araçtir. Gün gelir kosullar degisir, araç da degisir. Bize göre PSK miadini çoktan doldurdu. Simdi özgürlük ve demokrasi mücadelemizi, kosullara uygun bir örgüt ve birlik projesi olan HAK-PAR’da sürdürüyoruz. Su anda PSK’yi legale çikarma adina, ayri bir örgüt kurma çabasi içinde olan arkadaslardan birçogunun görüsü de son zamana kadar böyleydi. Olabilir; insanlar görüs ve tutum degistirebilir
Bizden farkli düsünenler ne yaparlar, onlarin bilecegi is.
Bize düsen ise bu asamadan sonra kisir çekismelerle zaman öldürmeyip görüslerimizi kitlelere iletmek, HAK-PAR’i büyütmek, güçlendirmek için seferber olmaktir. Iyi çalisirsak bunu basarabiliriz. Son birkaç yillik deneyim bunun kanitidir.
Yazimi yillar önce yazdigim ‘PANZEHIR’ adli siirimle bitireyim:
Baris ve özgürlük kavgasinda
Basi dik, onurlu, direngen
Bir ersen
Dostun da çok olur, düsmanin da
Kimi de sözde senin kampinda
Oklari sana çevriktir
..
Ama sen çetin ceviz ol
Daha da hirsla saril ise
Tarlani ek biç, donat ürünlerle
Tüm kötülüklerin panzehiri odur
Mayis 1991
Kemal Burkay