Haber

Ege ve Akdeniz kiyilarindan Stokholm’e

Degerli okurlar,

Son bir ay benim açimdan çok yogun geçti. Önce Izmir’deki dost ve arkadaslarimin çagrisi üzerine 25 Kasim’da Izmir’e gittim. Çesitli toplantilarda ve onuruma düzenlenen aksam yemeginde konustum. Orada 30-40 yili askin bir süreden beri görmedigim bazi akrabalarimi gördüm. Izmir’den Manisa’nin Alasehir ilçesine geçtik, orada yillar önce bir trafik kazasinda yitirdigimiz yoldasimiz Yavuz Koçoglu’nun mezarini ve yakinlarini ziyaret ettik.

Alasehir dönüsü degisik bir yol izledik, Bozdag’dan geçtik. Hava soguktu, yer yer kiragi düsmüs, hatta yükseklere kar yagmisti. Gün batiminda manzara hayranlik verici derecede güzeldi, tepeler turuncu-mor renklerle donanmis, ovayi sis basmisti.

Güzellik bazen zehirli bir çiçek kadar caziptir. Bir aksam sert ve esintili havada. Izmir Kordonboyu’nda yaptigimiz gezi de soguk alginligi veya gribe yol açti. Istanbul’a döndüm ve grip daha tam geçmeden bu kez uçakla Çukurova’ya gittik. Adana ve Mersin’de de çesitli toplantilarda ve aksam yemeklerinde dostlar ve arkadaslarla sohbet ettim, kitaplarimi imzaladim. Burada da kirk yili askin süredir görmedigim amca çocuklarimla bulustuk. Adana görmedigim süre içinde çok büyümüs ve degismisti. Özellikle Seyhan Gölü çevresi dogasi, yapilari ve tesisleri ile göz alici güzellikte idi.

3 Aralik günü Mersin’deki konferansa giderken basim çatlayacak gibi agriyordu. Ama baska yolu yoktu, kürsüye çikip konusmaya basladim. Konusurken agri geçti. Sonra izleyici dostlarin sorularini cevapladim.

Neyse ki ertesi gün çiktigimiz gezi söz konusu yorgunlugu ve bas agrilarini giderdi. Batiya dogru Erdemli’den geçip Narlikuyu tarafina yöneldik. Akdenizden hafif bir egimle Toroslara dogru yükselen manzara son derece güzeldi. Kiz Kalesi’nin yanindan geçtik, tepelere dogru tirmanip Cennet ve Cehennem obruklarini gezdik. Deniz kiyisinda Akyar denen ilginç koyda dolastik, yemek yedik. Aralik ayinda sanki bir bahar havasi vardi.

Adana dönüsü Tarsus’ta mola verip bir kitapçi dostta kitaplarimi imzaladim.

Dönüsümün ardindan ise çok geçmeden, 10 Aralik’ta uçakla Stokholm’e gectim.. Bir grup arkadasim, 30 Temmuz’da ülkeye ugurlandigim gün oldugu gibi bu kez de, ellerinde çiçeklerle havaalaninda idiler…

Gezim kuzeyin kisa gündüzlerine, uzun gecelerine denk gelmisti. Isveç bu mevsimde genellikle karli olur ve yilbasi bir gelin gibi ak renge donanmis manzaralarla kutlanir. Ancak bu kez karsizdi ve hava Istanbul’daki gibiydi. Bu nedenle geceleri daha da karanlik olan Stokholm’un isiklarla bezeli melankolik geceleri insana siir ilham eder türdendi…

Stokholm’de çocuklarim ve arkadaslarimla hasret giderip bazi özel islerimi hallettim.

16 Aralik’ta trenle Helsinborg’ye, 17 Aralik’ta ise yine trenle Kopenhag üzeri Hamburg’a geçtim. Aksam dernekte KOMKAR’li arkadaslarla sohbet ettik. 18 Aralik günü Hamburg KOMKAR ve Alevi Kültür Dernegi’nin birlikte düzenledikleri Dersim konulu konferansta gazeteci arkadasim Oral Çalislar’la birlikte konusup izleyicilerden gelen sorulari cevaplandirdik.

19 Aralik’ta Berlin KOMKAR’da arkadaslarla toplanti, 20 Aralik’ta Wuppertal… 21 Aralik’ta ise Millingen-Hollanda.

Programimda Den Haag’da vardi, ama buna zaman olmadi. 22 Aralik günü Stokholm’e döndüm. Isveçliler için yilin nerdeyse en önemli günleri olan ‘Yül’de, 24-25 Aralik’ta çocuklarim, torunlarim ve Stokholm’deki arkadaslarla idim.

27 Aralik günü ise uçakla yeniden Istanbul…

Bir ay boyunca yaptigim bu gezi ve toplantilarla ilgili haberler sitemize (Dengê Kurdistan) ve benimle ilgili ‘fan page’ e genis biçimde yansidi. Bense bu kisa özette onu, bazi resimler esliginde sizlerle paylasmak istedim.

29 Aralik 2011

Kemal Burkay

Back to top button