El mi yoksa, bey mi yaman
Son günlerde demeçlere bakilacak olursa, bilmeyen de üçüncü Dünya harbi çikacak zanneder. Iki taraf da mevsim yaz olmasina karsin, gaza gelmis durumda. Bir yandan çözüm sürecine dair PKK taraftarlari için, içi bos bir beklenti, diger yandan ise sirf Apo ile görüsme pahasina, isi sürümcemede birakma, kamuoyundaki tepkileri bekleme. Su anda bile AKP bu iste belirleyici aktör durumundadir. Apo ile görüsmeler PKK açisinda olmasa bile, Hükümet açisindan büyük bir kazanimdir. Çözüm sürecine dönük son üç ay zarfinda yasananlar, hem Kürt hem de Türk toplumunda belirli bir rahatlamayi beraberinde getirmistir. Ordunun ve PKK’nin kontrol altina alinmasi buna en iyi örnektir. Bundan dolayidir ki, artik iki tarafli da olsa büyük oranda sehit edebiyati yapilamiyor ve bu alanda rant saglayan kesimlerin de, ayni zamanda defterleri dürülüyor. Buna karsi direnenler olmayacaklar midir? Süreci sabote etmek için hem içeride hemde disarida pusuda yatan güçler henüz tam anlamiyla berteraf edilmis durumda degillerdir. Bölgemiz Kürdistan’da hala alabildigine provakasyonlara açik bir durum söz konusudur. Yarin birgün Kürt kesiminde agirligi olan önemli bir sahsiyet kim vurduya gidebilir ve bunun için de tekrar ortam basa dönebilir. Bugün Lice’de yasananlar, yarin Siverek, Yüksekova, Wan ve Dogubeyazit’ta da yasanabilir. Bunun böyle olmayacaginin garatisini kim verebilir. Su anki ortam oldukça hassas ve bir okadar da provakasyonlara gebedir. Yapilmasi gerekenler birilerine açik davetiye olmamalidir. Örnegin bir gerillanin cenaze törenine PKK gerillalarinin silahlariyla birlikte katilmalari buna açik bir örnek olarak gösterilebilir.
Diger önemli bir husus ise, koruculuk sistemidir. Korucular çikarlari geregi tamamen silahsizlandirilmadiklari müddetçe bir tehlike unsuru olmaya devam edeceklerdir. Elli bini askin silahli korucu gücün ekonomik bir güvencesi olmadigi taktirde, potansiyel bir tehlike olarak her türlü provakasyona açik bir teskilat olarak göz önünde bulundurulmasi gerek. Devlet bir an önce koruculuk sistemini lagvedip, onlarin bir kesimini emekliye ayirabilmeli, genç ve yetenekli kesimlere de is imkanlari sunabilmelidir.
Yazimin basinda belirttigim gibi, bilmeyen de zanneder ki üçüncü Dünya harbi çikacak. PKK kendince kongresini yapti, yeni görev bölümü yaparak, kararlar aldi. Sahinler yer degistirdi, bununla AKP’ye mesajlar verilmeye çalisildi. Bu yeni degisimle AKP’ye verilmek istenen mesajin özü sudur. Cemil Bayik hem bir Sahindir, hem de Iran’la iliskileri iyi olan bir kisidir. Diger yandan ise M. Karayilan eskiden oldugu gibi yine Silahli güçlerin komutani, ayni zamanda bu iste rüstünü ispatlamis kati bir kisiliktir. Bununla amaçlanan ise; ‘Sayet hükümet çözüm sürecine iliskin olumlu adim atmazsa, biz size yapacagimizi biliriz’, mesajidir. Bu çözüm sürecine iliskin birçok riski, kendi içerisinde barindirmaktadir. Bu mesaj içeride ve disarida her alanda bir çok provakasyonu beraberinde tasimaktadir. Sayet Hükümet kanadi dise dokunur bir adim atmazsa, bu iste pusuda bekleyen güçler büyük bir istahla buna can simidi gibi yapisacaklardir. Bu iste de en basta içeride Ergenekon, Kemalist güçlerin yani sira, bundan beslenen rantçilar ve kimi komsu Devletler devreye gireceklerdir.
AKP sayet Kürdlerin ve gerçek anlamda Demokratik güçlerin sesine kulak verip, cesur adimlar atarsa, bu iste karli çikarak, kimi hedeflerine ulasacaktir. Bu bakimdan Hükümet, PKK ister güçlerini Türkiye disina çeksin yada çekmesin, Kürt meselesinde kalici cesur adimlar atmak zorundadir. Bu sorunu salt PKK sorununa indirgemek, çözümden kaçmanin, yani yanlis minderde güresme anlamina gelir ki, o da çözümsüzlügü dayatma anlamindan baska bir sey ifade etmez.
Hükümet her seye ragmen ilk elde, anayasa çalismalarinada bakmaksizin biran önce, koruculuk sistemi için yasal düzenlemelere gitmeli, mayinlari temizlemeli, köye dönüsleri hizlandirmali, kosulsuz bir genel af çikarmali, Ana dilde egim için gerekli adimlari atmali, yerel yönetimlere özerklik getirmeli vede eski yerlesim birimlerinin isimlerinin tekrar iade edilmesi gibi birçok alanda cesur adimlar atmalidir.
Geçenlerde basbakan Erdogan Anayasanin 48 maddesinde muhalefet partileriyle bir mutabakat sagladiklarini ve bu isi bir hafta içerisinde kotarabileceklerini beyan etti. Ben adi geçen maddelerin hiç birinde Kürdlerin yüzlerini güldürebilecek, dise dokunur herhangi bir yasal düzenlemeye rastlayamadim. BDP bu iste tam da deyim yerindeyse ÜÇ Maymunlari oynamistir.
Degerli okurlar,
Bu aralar Apo nun saglik sorunlari yine bas göstermistir. Bu oyunu daha önceleri de hep birlikte görmüstük. Bu ikinci asama diyecegimiz konular, hep Serok’un saglik sorunlarini güncellestirmekle geçecek ve ardindan da üçüncü asama kendini dayatacaktir. Saglik sorunuyla verilmek istenen mesaj sudur: ‘Sevgili kullarim, ne yapip edip beni biran önce ev hapsine aldirmalisiniz.’ Yani müstakil bir eve Bunun için hem ‘hükümet adim atmali, hemde sizler hareketli ve mobil olamlisiniz’, yani ‘kizim sana diyorum , gelinim sen isit’ misali.
Sayin Erdogan, Ramazana ragmen, sayet son Kürdistan gezisindeki konusmalarinda samimiyse, kimi adimlari kosulsuz atmak zorundadir. Bu isin artik gacu, gucu yoktur. Bence de bu isten artik, kim dönerse kesinlikle kaybeder. Bu ne baldiran, yilan zehirine, ne de caka satmaya benzer. Bölgelerimizin istikrari, kararli adimlarin atilmasi ve sagduyulu politikalarin hayata geçmesi ile mümkündür.
Hüseyin Sahin