Emegi görülmeyenlere destek çagirisi

Dünya 21 yüzyila girdikten sonra her açidan büyük bir etkilesim ve degisim yasanmaya basladi. Bunun en son örnegi; son üç yila yaklasan Korona Virüs ile baslayan, sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik, düsünsel alt üstlerdir. Bu olumlu ve olumsuz dönüsüme paralel olarak, irk, cins, sinif, kültür ve sosyal yasam ve hatta cografik yapi da sürekli olarak degisiyor. Bu hizli degisen ve dönüsen yüzyilda kadinlari nasil etkiledi.
Degisimler, neden Kürt kadinlarina yansimiyor? Kadinlar neden, yeterince politika içine giremiyor, parti ve sivil toplum kurumlarinin üst yönetimlerinde geregi kadar görev alamiyorlar? Kürdistan özgürlesirse kadinlar da özgürlesir; dogru ve sonuç alici bir söylem miydi? Kürt kadinlarinin daha aktif hale gelememis olmasi, Kürt ulusal ve elli yilli bulan demokrasi ve barisçil mücadelesinin en önemli eksikliklerinden birisi olarak ne kadar kabul etmis ve bu konuda çözüm arayisi içindedir, Kuzey Kürdistan örgütlülükleri.
Son elli yillik süre içinde birlikte kurdugunuz, eylemlere katildiginiz kurumlarda; kadin yoldaslariniz, esleriniz, kiz kardesleriniz nerede? Biliyorsunuz, kadinlar siyasal çalismalara katilirken, birçok zorluklarla karsilasti. Karsilasmaya devam ediyor. Onlar bu zorluklari asmak için, büyük bir özveride bulunmaktan hiçbir dönem çekinmedi-çekinmiyorlar. Buna karsin, Kürt partilerinde, toplantilarda, konferanslarda, birlik çalismalarinda yer alan kadinlarin sayisi giderek azaliyor. Bu gerilemenin sebepleri nelerdir? Bu durum, sirf kadinlarin yer almak istememesi midir? Yoksa, kadinlari çeken mekanizmalar mi zedelendi? Bunu zedeleyen yipratan, dislayan en iyisini eril anlayistakiler yaparim, ne kadar eril anlayistakiler kabul edip, sorumluluklari oldugunu kabul etti-etme cesaretini gösterdi.
Siyasi eril düsüncedekilere bir gerecegi hatirlatmak iyi olacaktir. Politik çalismalar içine girmek isteyen kadinlar, tüm sizlerin, yasadiklari devlet ve diger baski ve zorbaliklar yani sira; feodal muhafazakâr toplumsal yapiyla mücadele etmek zorunda kaliyorlar. Erkek egemen düsüncenin engelleriyle, parti ve sivil kurumlardaki erkek yöneticilerin kati bakis açilari, direnciyle karsilasiyorlar. Onlardan ev islerini ve çocuklarin bakimini bekleyen koca, baba, anne ve kardeslerin koydugu engelleri asmak zorunda kaliyorlar.
Bugün Kürdistan ve Demokrasi davasinda emek sarf eden kurum temsilcileri, öncüleri ve kurduklari örgütlerde, bir geriye dönüp bakarsa; bundan 20-30 yil önce, siyasal çalismalar içindeki kadinlarin sayisi bugünkünden daha çoktu. Kürt halkinin sosyal ‘ekonomik yapisinda büyük degisiklikler meydana gelmesine, Kürt ulusal mücadelesinin güçlenip yayginlasmasina karsin, neden aktif kadinlarin sayisi giderek azaliyor?
Bu sorun üzerinde, çareler aramak yerine, erteleniyor. Hatta çogunlukla kadinlarin isteksiz verimsizligi üzerine atiliyor. Sikça duydugumuz; siz ne yapmak istediniz de biz engel olduk. Bu soruyu söyle sorayim: Bir eylem etkinlik ve proje konusunda görüs, rapor, öneri sunuldugunda, daha zamani degil, su-bu daha önceligimiz, bunu hal edelim, ona da sira gelecek. Kadinlar, son elli yillik süre içinde çok önemli islere imza attilar. Birçok kurumlar olusturdular. Kendi siyasal örgütlülügüm, Jiyan kadin evi, Jiyan Dergisi, KOMJIN, bu yapimiz içinde, önemli sair, yazar entelektüel kadinlar hukukçular, sanatçilar, is insanlari çikti. Bu kaliteli direngen kadinlar, yasadiklari evlerinde çocuklarina, gelinlerine, eslerine, çalistiklari isyerlerinde tüm kimlikleriyle kendi güçlerini kanitladilar.
Çok görülmeyen bir emege daha dikkatinizi çekmek isterim. Elli yil önceki genç kadinlar, bugüne kadar, birçok basarili yurtsever evlat yetistirdiler. Simdi torun yetistiriyorlar. Bu yaratilan deger, Kürtler içinde görülüp kiymet biçiliyor. Unutulmamalidir ki, bu degerin sayesinde hala mücadele güçlü bir sekilde sürdürüldügünü görmek ve taktir etmek gerekir.
Sorunu dogru tanimlamak çözümün yarisidir. Artik bundan sonra sadece vicdanlar rahatlatilsin kota parti veya çalisma programina yazildi mi, yeterlidir. Bunu pratikte eylemlilikte ve sözde sadece degil. Öncü kadrolarda projelerde kadinlar söz sahibi hakki vardir. Firsat verilsin onlar kullansin. Artik liste dolsun, biz de kadin kotasi uygulaniyor, kadinlar olsun sözü, kadin sorununu ve üretkenligini aktif hale getirmeyen algi yanilmasindan uzak durulmalidir. Kadinlar vitrinlik olarak görülmesi kadin emegine vurulmus önemli bir darbedir. Çünkü bu tür, düsünce, davranislar kadin sorununu ve emegini görünmez kilmaktan öteye geçmedi. Üstelik bu degerlendirme, gerçegi de yansitmiyor. Kürt ulusal mücadelesinin ulastigi ivme oldukça dönüsüme müsait hale gelmis, kadin mücadelesi ve emegi de emekleme döneminden çoktan çikmis durumda.
O emekleme döneminde kadinlar-genç kizlar köylerinden sehirlere gidip isçi ve ögrencilerdi. Çogunlugu; çocuk, es, ev isi, geçim sorunu olmayan ögrenci kizlar, o dönemde, siyasal çalismalar içine girdiler. Kadinlar, ulusal mücadelelerini verirken, dünyada ve ülke sorununa, gelisen kadin cins sorununa sinif sorunlarina karsida bilinçlenmeye, mücadelelerini bu üçlü ayagin üzerine oturtmaya çalistilar.
Bu konuda konustular ve yazdilar. Köle konumundaki bir milletin kadinlarinin, özgür olmayacagi bilinciyle, hakli olarak, ulusal mücadeleye daha çok sarildilar. Örnegin, 1990 yillarinda ve sonra kurulan HEP,DEP,DDP,DBP de çalisan kadinlarin orani oldukça fazlaydi. Sadece kendi siyasal düsüncemde olan Kürt kadinlari degil, diger tüm siyasi ve kültürel çalismalar yürüten kurum ve kuruluslarda örgütlenmelerde kadinlarin sayisi da sesi de daha gür çikiyordu.
Özellikle içinde görev aldigim HEP, DDP ve DBP partilerin çalisan kadinlarin ne denli aktif ve üretken olduklarinin tanigiyim. Bu partilerde çalisan kadinlar hem ulusal mücadelede hem de cins ayrimciligi konusunda hemcinslerini bilinçlendirme, onlara bilgilerini aktarmada büyük bir özveriyle çalistilar.
Bu kadinlar partilerinin her kademesinde görev yaptilar, kadin komisyonlarinda büyük bir özveriyle çalistilar, yayinlarda çikardilar. Gazeteler, bildiri ve dergiler dagittilar. 8 Mart platformlarinda, kadinlar ilgilendiren etkinliklerde, diger ulus kadinlariyla birlikte etkinlikler organize ettiler seslerini duyurdular. Ceza aldilar, cefa çektiler. Hapis yattilar. Bu etkinlikler araciligiyla Kürt ulusal sorununu ve hakliliklarini anlatma ve yandas bulma konusunda önemli çalismalar yaptilar. O dönemde bu günkünden de çok daha büyük zorluklar vardi. Ama onlar, bu zorluklari asma konusunda azim ve kararlilikla yürümesini bildiler. Bedeller ödediler.
Bu partilerden sonra kurulan, kitlesel, çok siyasi düsünceden aktivistlerin yer aldigi HAK-PAR, PSK; PAK ve diger Kürt partilerinde ve benzeri parti ve kurumlarin yönetimlerde neden kadinlarin sayisi yok denilecek düzeyde? Yeni kurulan siyasal kültürel kurumlardaki kadin sayisi, ne yazik ki her geçen gün daha da azaliyor. Bunun sorumlulugu kadinlara mi yoksa parti üst düzey yöneticileri ve organlarina mi aittir? Bilgili, becerikli, üretken kadinlarimiza ne oldu? Neden sayilari giderek azaliyor? Kadin sorunu üzerinde düsünmek, sadece kadinlari mi ilgilendiriyor? Kadinlarin siyasetten uzaklasmasinin tek sorumlulari onlar mi? Siyasal eril yapilarin bunda suçu yok mu? Kürt siyasal çevreleri bu konu üzerinde ne düsünüyorlar acaba? Uzun yillardir tanidigim kadinlarin önemli bir bölümü parti ve kurumlarda çalistilar. Bu kimseler, yukarida dile getirdigim zorluklarla bogusurken, ayni zamanda deneyim ve beceri sahibi de oldular. Bu kadinlar süreç içerisinde is hayati, evlilik, aile sosyal yasam içinde karsilarina çikan yeni sorunlarla da bogusmak zorunda kaldilar.
Parti ve kurum temsilcileri olan eril düsünceler, bir zamanlar aktif olan bu kadinlarin ayni enerji devam ettirmemeleri üzerinde fazla düsünmeden, onlari kinama yoluna gittiler. Bu kisiler, tüm ev islerini ve çocuk, yasli bakimini, çalismaya baslayan, evlenip çocuk sahibi olan kadinlarin boynuna yiktilar, sonra da onlara ‘Niçin partiye ugramiyorsun, toplantiya gelmiyorsun, kadinlari örgütlemiyorsun?’ demeye basladilar. Bu konuda herkesin enine boyuna düsünmesi gerekiyor. Ev isleri, çalisma hayati ve çocuk bakimi kadinin tüm zamanini tüketiyor. Esi politik olmayan kadinlarin, siyasal çalismayi yürütmesi daha da zorlasiyor. Aslinda, ‘Acaba bir kadin tüm bunlarin üstesinden nasil geliyor?’ diye düsünmek gerekirken, eril erk, kadinlari suçlama yoluna gidiyor. Eger kadinin esi politik bir insansa, çogu zaman siyasal yapilar, erkegin aktivitesini tercih ediyorlar. Dolayisiyla kadin, evin ve çocuklarin sorumlulugunu yüklenmek zorunda kaliyor.
Kadin eve tikilirken erkek okuyor, yaziyor, seminer ve toplantilara katiliyor. Tüm bu olumsuzluklara karsin, hala bazi kadinlar, ev ve çocuklardan firsat buldugunda politik çalismalara devam ettirmek için çaba sarf ediyorlar. Ama eril siyasi düsünceler, ondan eski performansi neden göstermedigini soruyorlar. Böylece ona yardimci olacaklarina, kadin emegini dislayan bir konuma giriyorlar.
Evli kadinlar yeterince ilgi göstermiyor diyelim, peki genç kadinlar neden ilgi duymuyor acaba? Bunun üzerinde de düsünmemiz gerekiyor? Avrupa’da yasayan Kürtlerin kurdugu birçok platform var. Bu platformlardaki kadinlarin sayisi yok denecek kadar az. Bu, içler acisi bir durumdur. Bu platformlari kuranlar ve yönetenlerin bu konu üzerinde düsünüp, bir çözüm yolu bulmalari gerekiyor mu? Kürt yazim, sanat ve medya çevresi de durum çok farkli degil. Örnegin geçmiste Avrupa’da ve Türkiye’de zamaninda siyasal çalismalar içinde yer almis ve önemli çalismalar yapmis kadinlar var. Kürt siyasi çevreleri, ülke içinde ve ülke disindaki, bu kadinlari bir araya getirmek için bir çaba sarf etmiyor, bu konuda onlarin görüs ve önerilerini alma zahmetine girmiyorlar? Geçmisten bugüne kadar, kadin çalismalari veya siyasal yapilar içinde yer almis kadinlarin listesini çikaralim. Bu kadinlari bir toplantiya çagirip, bu konuda neler yapabileceklerini tartissinlar. Ulus, cins, sinif ve inanç kimliklerimizle özgür olmanin projelerinin öncülügünü yapma imkani yaratilsin.
Içinde bulundugumuz iç ve dis kosullar, Kürt sorununun çözümü önündeki engelleri yavas yavas ortadan kaldiriyor. Bu bizler için önemli bir firsattir. Bu firsattan yararlanmanin yollarini bulmaliyiz. Kürt kadinlari bu konuda önemli görevler yüklenebilir. Bu potansiyeli harekete geçirmemenin elle tutulur bir bahanesi kalmadigi inancindayim
Kürt eril siyasi çevreleri kadin düsüncesine ve emegine yeterince sahip çikilmiyor. Herseye ragmen siyasal örgütlere destek veren ve çalisan kadinlar, tüm zorluklara ragmen, ayakta kalmak için, büyük bir özverilerde bulunuyorlar. Sosyal medya araciligiyla artik daha rahat bir araya gelip hem kendi hem de ülke sorunlarini rahatlikla tartisabiliyor. Toplantilar yapiyorlar, etkinliklerde bulunuyorlar. Kaç kisinin bunlardan haberi var? Kaç kisi onlarin sorunlarini, düsüncesini merak ediyor, çalismalarina katki sunuyor? Cins, ulusal, sinif, mezhepsel sorunlarini iç içe götürmeye özen gösteren bu kadinlara, Kürt siyasi parti ve kurumlarinin gerekli ilgiyi göstermediklerini içim sizlayarak söylüyorum. Kisacasi, Kürt örgütlerinde çalisan kadinlarin sayisi yeterli düzeyde degil. Kadinlarin üst düzey yönetici olma konusundaki mevcut algilar ortadan kaldirilmis degildir.
Örnegin; siyasi örgütler, çagrili olduklari ulusal ve uluslararasi konferans, panel ve seminerlere kadin üyelerini görevlendirmiyorlar. Kisacasi kadinlar hala, toplantilarda dinleyici, Newrozlarda ve etkinliklerde halay çeken, stantlarda duran, misafir karsilayan, pasif konumdadirlar.
Son olarak; tüm parti ve sivil toplum kurum yöneticilerini, kadin emegi ve düsünce ve çalismalari konusunda, daha ciddi, duyarli olmaya, örgütlerde görev sorumluluk almak isteyen kadinlarin düsünce, proje, emeklerini görmeye ve destek olmaya çagiriyorum.
Selam ve saygilarimla.
Necla Çamlibel