ENSEYI KARARTMAYALIM…
Perde kapandi… Söylenecekler söylendi… Hayat devam ediyor… Düsündüm de, benim siyaset sahnesine karsi tavrimda bir degisiklik olmayacak… Hiç bir tribüne ait olmamanin verdigi rahatlikla alnim açik, basim dik… Bugüne kadar oldugu gibi, olursa kafama göre dogrulari alkislayip, yine kafama göre yanlis gördüklerimi elestirecegim…
Peki umutlu olmak için sebep var mi derseniz, ben yasadigim hiç de kisa olmayan hayatimda en karanlik günlerde bile umudumu yitirmedim… Ne özel hayatimda, ne de siyasette… “Enseyi karartmamak” lazim… Ne felaket tellalligina, ne de “tek adamlik” iktidarda keramet aramaya gerek yok… Bekleyecegiz ve olanaklarimiza göre dogrulara alkis tutup, yanlislara elestiri yapacagiz…
Alabildigine puslu siyaset sahnesinde tek sorun “tek adamlik” iktidar olsa neyse… Deve misali… Neresi düzgün ki sahnedeki oyuncularin… Her taraf “tek adamlara” bel baglayan saçma sapan muhalefet “askerleriyle” dolu…
MHP’yi bir kenara birakalim… Henüz ne balik ne de et oldugu belli olmayan bir amorf durumda, iktidarin kuyruguna takilmis gidiyor… Onlarin içinde “biz daha milliyetçiyiz” diyenler bile aralarinda birlik olusturabilmis degiller… Hem olustursalar ne olur ki… Bütün ideolojik silahlarina iktidar sahip çikmis durumda… Olsa olsa iyice fasist kiyafetini giyen bir hareket çikar ki, bence yasadigimiz konjonktürde pek de önemsenecek bir kiymeti olmaz…
CHP, hiç bir sekilde gölgesinden atlayip yeni, modern,demokratik ve sosyal bir parti olma istegini içinde hissetmiyor… Hiç bir talebi, programi, projesi, vizyonu yok… Hala yüzyila yakindir sahip oldugu “prensiplerine” siki siki sarilip 21. Yüzyili tanimlayabilecegine ve siyaset yapabilecegine inaniyor.. Hala Avrupali sosyaldemokrat partilerin uzlasma kültüründen bihaber, kavga ve çekisme siyaseti içinde… Hep “olumsuz” seslenislerle sahnede… “Olumlu” tek ses çikmiyor…
Kürt hareketinin siyasi partisi HDP, 40 yillik Kürt hareketinin kazanimlarini “Türkiyelilesme” adina gosist-sol egilimlerin eline birakti… Daha düne kadar iktidari dengeleyebilecek, demokratik açilimlarin esgücü olabilecek sivil siyaset odagi olarak genis demokratik çevrelere umut verirken, tüm umutlari savas baronlarinin direktifleri dogrultusunda hendeklere gömdü… yaptigi tarihi hatalarla kendi halkina yabancilasirken, savas yanlisi derin güçlerin taktiklerine kurban oldu… Çirpinip duruyor…
Marksist-sol ise ihmal edilebilecek bir sayida olmalarina ragmen, hala 150 sene öncesinin manifestosuyla dünyayi taniyip degistirecegine inaniyor… Ayni zamanda ulusalci dedikleri milliyetçi kanallarda çirpinip duruyor…
Atladigim birileri vardir mutlaka… Ama genel olarak görünüm bu bence… Her seye ragmen bunun kader olmadigini düsünüp, iyimser olmak mümkün… Sihirli bir sey oldugunu sanmayin… Sadece tarihin tersine akamayacagini bilmek ve eldeki malzemenin hiç beklenmedik mucizeler yaratabilecegini düsünmek (belki de bunu istemek sadece) umudu yitirmemek için yeterli bence…
Ben hala, yasarken bu denklemlerin degisebilecegine, nasil olacagini bilmememe ragmen bu ülkede de iyi seylerin olabilecegine inanmak istiyorum… Naapiym… Akillanmaz bir iyimser olmasam hala hayatimi sekillendiren ütopyalara inanir miydim…
—————————————–
23 Mayis
Ural Ataser